Türkiye’de farklı sorunlar ve seçim heyecanının yaşandığı bir aşamada çevrecilerin tüp tepkilerine karşın Akkuyu Nükleer Santrali için düğmeye basıldı. Santral tüm doğu Akdeniz bölgesinde ciddi bir ölüm riski oluşturuyor.

“TÜM KIBRIS HALKININ HAYATI TEHDİT ALTINDA”

Kıbrıs sahillerine sadece 90km uzaklıkta kurulması planlanan Mersin-Akkuyu Nükleer Santrali’nin yapımının temellerinin atılması üzerine uzmanlar, nükleer santralde olası bir kazada, tüm Kıbrıs halkının hayatının tehdit altında olacağına vurgu yapıyor.

YETKİLİLER AÇIKLAMA DAHİ YAPMADILAR”

Türkiye’nin yanı sıra ülkemizden de şuana kadar yeterince tepki olmadığı için, bu santralin temelinin atıldığına işaret edilirken, Akdeniz’in bu havzasının turizm bölgesi de olduğu, Mersin-Akkuyu’da yapımına başlanan nükleer santralin, turizme de ciddi zarar getireceği, turistlerin o şekildeki bölgelere gitmek istemediğine vurgu yapılıyor.

Rana Sarro

Kıbrıs sahillerine sadece 90km uzaklıkta kurulması planlanan Mersin-Akkuyu Nükleer Santrali’nin yapımının temellerinin atılması üzerine, Tabipler Birliği Eski Başkanı Dr. Suphi Hüdaoğlu, nükleer santralde olası bir kazada, tüm Kıbrıs halkının hayatının tahdit altında olacağını vurguladı. Detay Gazetesi’ne konuşan Dr. Suphi Hüdaoğlu, tüm yetkilileri duyarlılığa çağırdı.

Kıbrıs Türk halkının nükleer santrale karşı olduğunu, ancak ülkemizden yeterli tepki ve karşı duruş ortaya konamaması sonucunda Nükleer Enerji Santralinin temellerinin atıldığını kaydetti.

HÜDAOĞLU: “NÜKLEER SANTRALE KARŞIYIZ”

“Nükleer Santrale karşıyız” diyen Dr. Suphi Hüdaoğlu, özellikle Akdeniz’de temiz ve yenilenebilir enerji dedikleri, güneş ve rüzgar enerjisi gibi enerji olanakları varken, Nükleer Enerji’nin çok ciddi ve riskli bir yatırım olduğunu söyledi.

“TÜRKİYE KENDİ KENDİSİNİ BALTALAYACAK”

Turizm bölgesi olan Mersin-Akkuyu’da yapımına başlanan nükleer santralin, Türkiye’nin o bölgesine de zarar getireceğini, turistlerin o şekildeki bölgelere gitmek istemediğine değinen Hüdaoğlu, “Türkiye kendi kendini baltalayacak” dedi.

“HEPİMİZİN HAYATI TEHDİT ALTINDA”

Olası bir kazada da mesafeden dolayı ilk zarar görecek yerin ise Kıbrıs olduğunu vurgulayan Dr. Hüdaoğlu, “Olası bir kazada hepimizin hayatı tehdit altında olur. temel de atıldı ama umalım ki bu yanlıştan geri dönülür ve yenilenebilir enerjiye daha fazla önem verilir” diye konuştu.

“YETKİLİLERİMİZ AÇIKLAMA DAHİ YAPMADILAR”

“Japonya gibi çok yüksek teknolojiye sahip bir ülkede bile, bir deprem sonrası gelen tsunami sonrasında bu kadar büyük bir sorun olduğuna göre ciddi bir sorundur” diyen Dr. Hüdaoğlu, KKTC’den şuana kadar yeterince tepki olmadığı için, temelinin atıldığına işaret etti ve ülkemiz yetkililerinin bu konuda açıklama dahi yapmadıklarını kaydetti.

“YALNIZ AKINCI KONUŞTU”

Suphi Hüdaoğlu, “Adaylar arasından bir tek Akıncı bu konuda bir açıklama yaptı. Diğer adaylar bu konuda da sessiz kalıyor. Umalım ki bundan sonra bir duyarlılık oluşsun” diye konuştu.

“TEMELLERİ ATILDI”

Bilindiği gibi, Türkiye’de yer tahsisi 39 yıl önce yapılan ve tartışması yıllardır süren ilk nükleer santral Akkuyu için ilk temel atıldı. Temeli atılan proje santralin deniz yapılarını kapsıyor.

Küçük bir Akdeniz köyü olan Akkuyu’ya nükleer santral alanı projesi için yer lisansı verilmesinden bu yana 39 yıl geçti. 2023’te Türkiye’nin elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 5’ini karşılaması planlanan Akkuyu Nükleer Santrali projesi kapsamında, Akkuyu Nükleer Deniz Yapıları’nın temeli 14 Nisan 2015’te atıldı.

Akkuyu Nükleer Güç Santrali projesinin ÇED raporunun iptal edilmesi için Greenpeace, TMMOB, Barolar Birliği, Tabipler Birliği, Belediye, Nükleer Karşıtı Platform gibi sivil toplum kuruluşlarının açtığı davalar sürüyor.

Nükleer karşıtlarının, özellikle Çernobil ve Fukuşima çevre felaketlerinden sonra artan çevre ve insan sağlığı endişeleri hat safhada.

“SIRADA İKİNCİ NÜKLEER SANTRAL VAR”

Akkuyu’dan sonra İnşaatının 2019 yılına kadar başlaması planlanan Sinop’ta İnceburun mevkiinde Türkiye’nin ikinci nükleer santrali olacak bir nükleer santral daha yapılması planlanıyor. Santralin tesisine ve işletimine dair hükümetler arası anlaşma 3 Mayıs 2013’te imzalanmış, 1 Nisan 2015’te da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla yasal onayı almıştı.

Eneji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Japonya’da 2011’de tsunami sonrası yaşanan nükleer kaza Fukuşima’dan ders çıkarıldığını vurguladı ve “Akkuyu bundan dersini aldı, güvenlikle ilgili önemli bir noktaya gelindi” dedi.

ATIKLAR NEREYE ATILACAK?

Nükleer santrallerden çıkacak tehlikeli atığın nasıl ve nerede saklanacağı belli değil. Nükleerin hem yakıtının hem de kullanılmış yakıtının Rusya’dan taşınması ayrı ayrı risk taşıyor. Olası bir kaza durumunda hem tüm Kıbrıs adasının hem de Türkiye’nin tümünü tehdit eden riskler kaçınılmaz olacak. Oysa güneş enerjisinin tehlikeli ya da tehlikesiz atığı yok. Hammadde gerekmiyor. Ayrıca, nükleer santraller inşaatlar hariç büyük ölçüde ithal kaynaklarla kurulacak. Üretimi yabancı firmalar yapacağı için kaynak ve kâr doğrudan yurtdışına transfer olacak. Güneş enerjisi ise paneller dahil yüzde 100’e varan oranlarda yerli kurulabiliyor.
Üstelik nükleer santralin elektrik üretimi 8 yılı buluyor. Güneşte ise bir yıldan daha kısa sürede üretime geçilebiliyor.