Orman Mühendisleri Odası, ülkenin, orman yangınlarına karşı altyapısındaki eksikliklere ve Orman Dairesi’ndeki bazı uygulamaların yanlışlığına işaret ederek, ormanların “Bize ve bizim yok olmamızla acı çekecek insanlara acıyın. Bizi kısır siyasetin dışında bırakın” diye mesaj verdiğini kaydetti.

Oda, Orman Dairesi’nin şu andaki hareket kabiliyetinin olası büyük ve büyüme eğilimde olan yangınlar için çok az olduğu görüşünü belirtti.

Orman Mühendisleri Odası Başkanı İrfan Tansel Demir, yazılı bir açıklama yaparak, orman yangınları konusunda ülkenin durumunu irdeledi.

Güney Kıbrıs’ın Trodos bölgesinde geçtiğimiz pazar günü başlayan ve geç müdahale yüzünden büyüyerek ancak uluslararası yardımla ancak 4-5 günde kontrol edilebilen yangını içleri kan ağlayarak izlediklerini belirten Demir, yaklaşık 2 bin hektar ormanlık sahanın yanmasının etkilerinin önümüzdeki yıllar içinde görüleceğini bildirdi.

Demir, ormanların sadece bir ağaçlar topluluğu değil, bir eko sitem; içinde bulunan ağacıyla, hayvanıyla, böceğiyle çeşitli mikroorganizmasıyla, toprağıyla, içindeki deresiyle, dağıyla tepesiyle bir bütün olduğunu vurguladı.

Yangın felaketine karşı duyarlı olmak, bu tip olumsuz durumların meydana gelmemesi için tüm şartların zorlaması, planlı programlı hareket edilmesi gerektiğini kaydeden Orman Mühendisleri Odası Başkanı Demir, Orman Dairesi’nin durumuna da değindi.

“SADECE 4 KADROLU MÜHENDİS VAR”

Demir, dairede yıllardır emeklilik ve müşavirliklerden sonra sadece kadrolu 4 mühendis kaldığını ve neredeyse müşavir sayısıyla mühendis sayısının eşitlendiğini ifade ederek, şu görüşleri belirtti:

“Dairenin başına ormancılık bilgisinden yoksun bir öğretmen ataması ile popülist siyasete feda edilmiş ve bunların dışında diğer 4 mühendis on yıldır kadro bekliyor. Dairenin esas işini yapan icracı bölge şefliklerinin hiçbirinin başında orman mühendisi yok.

Avrupa Birliği tarafından 950 bin euro harcanarak kurulan ve tüm orman sahalarını gözetleyen kamera sistemi bakımsızlıktan çökmüş ve 2 yıldır çalışmıyor.

“ARAZÖZ VE TANKER KULLANABİLECEK PERSONEL YOK”

Yasa gereği her yıl alınan yaz döneminde çalışan 125 kişilik yangın koruma personeli tamamen siyasi nedenlerle alınmakta, dairenin istediği niteliklerde değil, yani işe göre adam değil adama göre iş mantığıyla yürütülmektedir. Ve bu nedenle yangın döneminde kullanılan yaklaşık 15-16 arazöz ve tankeri kullanabilecek personel bulunmamaktadır. Dengeli bir biçimde Yeşilırmak’tan Dipkarpaz’ a 13 farklı yerde bulunması, dağıtılması gereken bu personelin 54’ü Karpaz bölgesinden alınmış Karpaz bölgesinde bu personeli yangına götürecek araç bulunamazken örneğin Girne bölgesinde 3 kişi yangına gitmektedir. Kaldı ki bu personelin pek çoğu da yangınlarda görevli olmak yerine personel sıkıntısı çeken dairenin başka bölümlerinde çalıştırılmaktadır.

“HAREKET KABİLİYETİ ÇOK AZ”

Şu anda olası büyük ve büyüme eğilimde olan yangınlar için dairenin hareket kabiliyeti çok azdır.”

Orman Mühendisleri Odası Başkanı Demir, büyüyen ve tepe yangınına dönüşen bir orman yangınını söndürmenin neredeyse imkansız olduğunu belirterek, Kalifornia ve Avustralya’da süren yangınları örnek gösterdi.

Orman yangınlarının bir numaralı nedeninin insan olduğunu kaydeden İrfan Tansel Demir, yangınlara müdahalenin temel kuralının da yangını erken haber alma ve erken müdahale etmek olduğunu vurguladı.

Demir, ülke tarihindeki büyük yangınlarda yanan orman miktarlarıyla ilgili hatırlatmalar da yaptığı açıklamasını şöyle tamamladı:

“27 Haziran 1995 Girne’de 4 gün süren yangında 8069 hektar saha kül oldu.

4 Temmuz 1998 Yeşilırmak’ta 2 gün süren yangında 3700 hektar saha kül oldu.

17 Ağustos 2013 Yeşilırmak-Lefke’de 2 gün süren yangında 427 hektar saha kül oldu. Ve bunun yanında yüzlerce küçük yangın.

Herkese mesaj: Ormanlar ‘Bize ve bizim yok olmamızla acı çekecek insanlara acıyın bizi kısır siyasetin dışında bırakın’ diye bağırıyor.”