Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Her seçimde, farklı formüllerle farklı formüllerle bize karşı bir cephenin oluşturulduğunu görüyoruz. Oyuncular değişir, figüranlar değişir, senaryo değişir, ama hedef değişmez" dedi.

Erdoğan, Eskişehir Valilik Meydanı'da toplanan vatandaşlara hitaben yaptığı konuşmasına, Eskişehir'e övgü ile başladı. Eskişehir'in Anadolu'nun, kadim coğrafyanın özü, özeti olduğunu belirten Erdoğan, "Eskişehir bir ilim ve irfan pınarıdır. Yunus Emre, Şeyh Edebali, Hoca Nasrettin'in aktığı, Aziz Mahmud Hüdai'nin şehridir. Bir tarih kitabıdır, 600 yıllık Osmanlı'nın, 92 yıllık Cumhuriyet'in yazıldığı yiğit ocağıdır. Hızır Bey'in, Adnan Menderes'in Hasan Polatkan'ın şehridir. Tüm âlimlerimizi, ariflerimizi, şehitlerimizi, rahmetle minnetle yad ediyorum" dedi.

Toplanan kalabalığın "Dik dur eğilme" sloganları üzerine Erdoğan, "Biz sadece Rabbimizin huzurunda rükûda eğiliriz. Başka hiçbir yerde eğilmek yok bizde. Hiçbir makam bu güne kadar bizi eğmedi, bundan sonra da eğmeyecektir. Bundan hiç şüpheniz olmasın. 12 yıl bunun ispatıdır, 4,5 belediye başkanlığı bunun ispatıdır. Hiç endişeniz olasın. Biz kefenizi giydik bu yola öyle çıktık" diye belirtti.

TÜRKİYE ÜMİT KAYNAĞI OLDU

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şeyh Edebali'nin, hikmet çeşmesinden sulanan bu ulu çınarın dallarının, Balkanlardan Afrika'ya, Kırım'dan Ortadoğu'ya kadar çok geniş bir coğrafyayı kapladığını anlatarak, "'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" düsturuyla hareket eden gönül neferleri, yüzyıllarca yaşatmanın, barışın adaletin sembolü oldular. Nerede bir mazlum, mağdur, muhtaç varsa onun yanında olmayı kendilerine görev bildiler. Bize, dünyanın 34 devletin sınırları içinde 78 şehitliği olan bir millet olma şerefini miras olarak bıraktılar. Atalarımızın bize bıraktığı bu olumlu mirası ihya etmeye, yeniden diriltmeye çalışıyoruz. Onlarca yıldır kanayan yaralara, acıyan yaralara merhem olmaya çalışıyoruz. Sadece ülkemizde değil, şehitlerimizin olduğu tüm coğrafyada, atalarımızın ayak bastığı her yerde, bu mücadeleyi veriyoruz. Türkiye'nin mücadelesi sadece 780 bin kilometre karede ile sınırlandırılamayacak kadar büyüktür. Kurtuluş Savaşı ile yazılan destek, sadece bize son yurdumuzu bahşetmedi, ayın zamanda sömürgecilerin dipçiği altında ezilen tüm mazlumlara umut verdi. Bize can verdi, cesaret verdi. 2002 yılındaki Yeni Türkiye'nin kuruluşunun ilk adımı da aynı şekilde tüm bölgenin ümit kaynağı oldu. Biz de son 12 yılda attığımız adımla bu umudu daha da büyüttük. Nasıl ezilenlere, kendi kaderine terk edilmiş kardeşlerimize, Türk dünyasına ümit olmuşsak, zulüm düzeyinin devam etmesini isteyenleri de hayal kırıklığına uğrattık" diye konuştu.

Manşetleri ile siyaseti dizayn etmeye alışık darbeci medyanın, faiz batağındaki devleti hortumlayan çevrelerin başarılarını sindiremediğini söyleyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü;

BUNLAR BİRBİRİNİN AYNIDIR

"Her seçimde, farklı formüllerle bize arşı bir cephenin oluşturulduğunu görürsünüz. Oyuncular değişir, figüranlar değişir, senaryo değişir ama hedef değişmez. 2007 Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki kurgu, "Laiklik" elden gidiyordu. Meclis Cumhurbaşkanı seçtirmemek için her yola başvurdu. 2010 anayasa referandumunda ne yaptılar "Hayır'da birleştiler. Ağızlarını her açışlarında, "12 Eylül mağduruz" diyen muhalefet partileri, darbe anayasasına sahip çıktılar. Anayasa değişikliği yaparken, partilerin kapatılmasını kaldıralım dedik, hepsi meclisi terk etti. Maalesef bizim içimizden de hainler çıktı. 330'u yakalayamadığımız için partilerin kapatılmasını kaldıracak madde anayasa metnine girmedi. Bunlar birbirinin aynıdır. Bunların demokrasi ile yakından uzaktan alakası yoktur.