Özge Kizir

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Gazimağusa Milletvekili Erdal Özcenk Rumların üniter devlet düşüncesi içerisinde olduklarını belirtti. Haberal Kıbrıslı gazetesine değerlendirmede bulunan Özcenk, “Birleşmiş Milletler (BM) parametrelerinde iki kesimli ve iki toplumlu bir federasyon tezi vardır. Ancak gördüğümüz kadarıyla Rumların istediği üniter devlettir. Başka bir şey kabul etmiyorlar. Üniter devlet olacaklar biz de onların altında azınlık olarak yaşayacağız. Görünen odur. Rum basınını takip ediyorum ve tüm dedikleri budur. Artık bunu değiştirmemiz gerekiyor. Artık federasyon tezinden vazgeçmemiz lazım diye bir tez attılar” ifadesini kullandı.

“Barış 1974’te geldi, anlaşmayla taçlandırılamadı”

Adada 1974’ten sonra barış tesis edildiğini ifade eden Özcenk, “Bazı değerlendirmeleri yaptığımızda bize ‘çözüm karşıtı’ diyorlar ama öyle değildir. Öncelikle yaşayabilir, iki tarafın da ortak müştereklerde birleştiği ve yaşayabilir bir çözümü herkes ister. ‘Barış yapacağız’ diyorlar buna ‘barış’ demeyeceğim, çünkü barış zaten vardır. Adada 1974’ten sonra barış tesis edilmiştir. Fakat bu barışta çok iyi bir anlaşmayla taçlandırılırsa ne mutlu bize diyecektik. Maalesef olmadı” şeklinde konuştu. 

“Garantileri, birine saldırmak için değil, eskiye dönmemek için istiyoruz”

Garantiler konusunda değerlendirmede bulunan Özcenk, “Herhangi bir anlaşmanın olmayacağı yönünde fikir uyandı. Burada kesinlikle bir tek asker istemiyorlar. Biz Türkiye’nin etkin ve fiili garantisi diyoruz. Çünkü biz Türk tarafı olarak Türkiye’nin etkin ve fiili garantisini bir devlete saldırmak için istemiyoruz. 1974’ten sonra Güney’e bir saldırı yapıldığını gördünüz mü? Çünkü olmamıştır. Biz bunu, daha önce yaşadıklarımız, şehitlerimiz ve kayıplarımız olduğu ve bunlara geri dönmemek için bir garanti istiyoruz. Bu da bizim en doğal hakkımızdır” dedi.

“Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin olmadığı hiçbir anlaşmaya biz ‘evet’ demeyiz”

Özcenk, sözlerine şöyle devam etti: 

“Bütün insanlığın en doğal hakkı yaşama hakkıdır. Biz bunun için garantörlüğü istiyoruz. Daha önce yaşananlar var, bunun için istiyoruz. Yaşananlar olmasa belki de böyle bir düşünmeyeceğiz. Bu Türk toplumu 1963’lerden beri neler yaşadı. Kayıplar, katliamlar… Dolayısıyla Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin olmadığı hiçbir anlaşmaya biz ‘evet’ demeyiz.”

“Gazimağusa Belediye Başkanı Rum olacak”

Uluslararası toplumun başını iki ellerinin arasına alıp düşünmesi gerektiğine dikkat çeken Özcenk, “Ortak bir noktada Rum tarafı birleşmedi. Her şeye ‘hayır’ diyor. ‘Ben garanti istemiyorum’ diyor. 190 bin kişi geldiğinde ve ileride bir oylama olduğunda nasıl olacak? Gazimağusa Belediye Başkanı Rum olacak sanırım. Bunun belli bir sayıda olması gerekiyor. İki toplumlu ve iki bölgeyi sulandırıcı tekliflerde bulunuyorlar. Bu sıralarda toplum bunu görecektir. Birleşmiş Milletler parametreleri ne der, Rumlar ise ne isterler? Bunu görecek ve ona göre değerlendirme yapacak” dedi.

Özcenk şöyle devam etti:

“1960’tan da geriye düşeriz”

“Annan Planı’ndaki oylamadan sonra bizden ‘evet’ Rumlardan ‘hayır’ çıktı. Sanki cezalandırılan taraf biz olduk. İzolasyon devam etti ve herhangi bir gelişme olmadı. ‘Avrupa Birliği’ dediler bunlarla avutulduk. Rum lider Nikos Anastasiadis’in açıklamaları politik oyundur. ‘Masadan kaçan taraf ben değilim’ dedirtmek için bunu ortaya sürüyor. Çünkü bütün dünya ve Birleşmiş Milletler de görmüştür ki, Türk tarafı masadan kaçmadı. Annan Planı’ndan beri hep masadadır. Çok olumlu da öneriler sunmuştur. Önerdikleri şeyleri kabul ettiğimiz takdirde 1960 anlaşmasından da geriye düşüyoruz” şeklinde konuştu.