Özge Kizir

UBP Milletvekili Erdal Özcenk,  Türkiye ile imzalanması beklenen ekonomik protokolün içinde, Kıbrıs Türkünün birçok konuda ilerlemesini sağlayacak maddeler olduğuna dikkat çekerek, “Bir sağlıkçı olarak, sağlık konusunu inceledim. Gerçekten güzel reformlardır. ‘Sağlık Sigortası gelecek’ gibi maddeler yer alıyor. Türkiye’de bu uygulandı ve herkes şu anda çok memnundur. Burada ise sağlık sorunları yılan hikâyesine döndü” dedi.

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Milletvekili Erdal Özcenk, Bakanlık verilmeyen vekillerin tepki vermesi konusunda çıkan haberleri değerlendirdi. Koltuk değil hizmet yarışı için bakanlık istediğini ifade eden Özcenk, “İlk başta ben de böyle bir tepki vermiştim. Bakanlık alıp almamak aslında çok önemli değildir. Bunu kesinlikle ‘aman bir makam istiyoruz’ isteğinde değiliz. Ben kendi adıma konuşuyorum ve bunu bir makam için istemedim. Mecliste 16-17 doktoruz, arka plana bakıldığında ben bütün kademelerde çalıştım. Bunu aslında hizmet yarışı kabul ettim. Hizmet etme adına istedim. Olmadı, takdir edilmedi. Bir şey değil… ‘Kırgınız’ dedik, ama olabilir siyasette bunlar olacaktır. Biz kırgın değiliz” şeklinde konuştu. 

“Katkı koymak adına görev istedim”

Özcenk, sözlerine şöyle devam etti: 

“Uzman olduğum halde sağlık ocağından başlayarak ilerledim ve başhekimliğe kadar çıktım. Devlette sağlığın bütün kademelerinde çalıştım.  Yani sorunların veya personel sıkıntılarının neler olduğunun hepsini bilmekteyim. Ben katkı koymak adına görev istedim. Bu konuda yanlış anlaşılmak istemem. Beni tanıyanlar zaten makam peşinde olmadığımı bilir. 

“Bazı kesimlerde ‘bakan olmadı, küstü’ gibi haberlerin çıkması doğru değildir”

Ben her zaman söylerim, ilgili bakan arkadaşım da yardım istediği takdirde katkı koyarım. Onun başarılı olmasını da arzularım. Bazı kesimlerde ‘bakan olmadı, küstü’ gibi haberlerin çıkması doğru değildir. Öyle bir şey yoktur. Biliyorum ki, sorunları bildiğim için iyi hizmet edebilecektim. Onun için bunu istedim. Yoksa başka bir maksadım yoktu. İlla bu katkıyı koyabilmek için bakan olmak gerekmez. Vekil olarak da bu katkı konabilir.”

“Belki de CTP-UBP koalisyonunda tarih koyuldu ve bunlara uyulmadı”

Hükümeti olumlu olarak değerlendirdiğini kaydeden Özcenk, “Burada tarih konmamıştır. Belki de CTP-UBP koalisyonunda tarih konuldu ve bunlara uyulmadı. Biraz acele davranıldı. ‘3 ayda DAÜ Yasası çıkarılacak’ dendi ve ben de komitenin başındaydım. Birçok zorluklarla karşılaştık. Nisap sorunu, ya da araya bütçe girmesi gibi sıkıntılar yaşadık. Fakat bu süre içerisinde hükümetin devamlı süreç içerisinde bunların yapılacağının söylenmesi daha doğrudur diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.

“Daha önce sütten ağzımız yandı, yoğurdu üfleyerek yedik hali oldu”

Özcenk, sözlerine şöyle devam etti: 

“Daha önce sütten ağzımız yandı, yoğurdu üfleyerek yedik hali oldu. Hükümet Programını olumlu karşılıyorum. Şimdi burada Türkiye ile imzalanacak olan Ekonomik İşbirliği Protokolü vardır. Protokolü okudum ve gayet güzel maddeler vardır. Bizim toplumsal olarak birçok konuda ilerlememizi sağlayacak maddeler vardır.

“Sağlık sorunları yıllarca yılan hikâyesine döndü”

Örneğin, sağlık konusunu bir sağlıkçı olarak inceledim. ‘Sağlık Sigortası gelecek’ gibi maddeler yer alıyor. Bunlar toplum açısından çok güzel şeylerdir. Türkiye’de bu uygulandı ve herkes şu anda çok memnundur. Burada ise sağlık sorunları yıllarca yılan hikâyesine döndü. Bir türlü halledilemiyor. Sağlıkçı olduğum için inceledim ve gerçekten güzel reformlardır. 

“Sigortaların durumunda bir sürü problem çıkacak, ama Türkiye bu konuda tam destek verdi”

Genel Sağlık Sigortası’nın yapılabilmesi için bunu yapacak olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’dır. Sigortaların durumunda bir sürü problem çıkacak. Ama bildiğim kadarıyla Türkiye bu konuda tam destek verdi. 3-4 yıl bizim bu sıkıntılarımızı aşmamız için katkı koyacak diye biliyorum.”

“Temennim bu hükümetin seçim zamanına kadar gitmesidir”

Ulusal Birlik Partisi (UBP) ve Demokrat Parti (DP) koalisyonunu değerlendiren Özcenk, “Temennim bu hükümetin hiç olmazsa seçim zamanına kadar gitmesidir. Temennim odur. İnşallah bir pürüz çıkmayacak. Bu da tabi bu yazılanların yapılabilirliğine bağlıdır. İnşallah yazılanlar yapılabilir” ifadesini kullandı.

“Herkes mutfağına, evine ve cebine bakar”

Toplumun alım gücünde düşüş yaşandığını belirten Özcenk sözlerini şöyle sürdürdü: 
“Şimdi toplumda görüyoruz, herkes bir sıkıntı içerisinde… Vatandaşların refah düzeyinde, alım gücünde bir düşüş oldu. Biz bunu sağlayabilirsek, yani toplumun refahını artırabilme yoluna gidebilirsek, normal sürecini tamamlayacaktır. Amacımızın bu olması gerekiyor. Herkes mutfağına, evine ve cebine bakar. Borcu vardır, bunu ödeyebilirliğine bakar, ya da çocuğunu okutabilir mi bunlara bakar. Bunları sağlayabilirsek hükümetin uzun ömürlü olacağı kanaatindeyim. Bunları da sağlamak için elimizi taşın altına soktuk.” 

“Eroğlu, partinin erozyona uğramasına üzüldü”

Derviş Eroğlu’nun UBP içinde etkisi olup olmadığını değerlendiren Özcenk, “Derviş Eroğlu kimdir? Yıllarca UBP’ye başkanlık yapmış bir ağabeyimizdir. Ona ben her zaman saygı duyarım. ‘Partiye karışır veya elini uzatır’ diye düşünmememiz gerekir. Her zaman da eli öpülecek birisi olarak görülmesi taraftarıyım. ‘Eroğlu partiye karışır’, ‘yok şöyle olur’lara karşıyım. Eroğlu’nun partinin kötülüğünü isteyebileceğini zannetmiyorum. Biz hep konuştuğumuzda, bu partiye hizmet etmiş biri olarak son seçimde partinin oyunun azalmasına üzülmüştür. Erozyona uğramasında da sıkıntı duymaktadır” ifadesini kullandı.

“Kahveye çıkamaz olduk”

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) ve UBP koalisyonun yürümeme nedenlerine değinen Özcenk şöyle konuştu: 

“Her iki partinin de tabanı maalesef bu koalisyonu içine sindiremedi. Devrim niteliğinde yasalar getirerek toplumun refahını yükseltmeyi amaçlarken, kahveye çıkamaz olduk. Bizim taban bizi suçladı. Görüşlerden dolayı içlerine sindiremediler. Aynı şekilde karşı taraf da onları suçladı ve bir türlü bir dengeye oturamadık. Bu koalisyonu sürdüremedik.” 

“Belki ekonomik protokolün imzalanmaması veya geciktirilmesinin bir rolü olabilir diye düşünüyorum”

CTP ve UBP hükümetinin bozulmasında Türkiye’nin etkisi olabileceğini düşünmediğini ifade eden Özcenk, “Belki ekonomik protokolün imzalanmaması veya geciktirilmesinin bir rolü olabilir diye düşünüyorum. CTP’nin ideolojisinin farklı olduğunu biliyoruz. Geçen gün Mecliste, Hükümet Programı tartışması yaşandı. Sol partilerin ‘anavatan’ kelimesine bile alerjileri var. Bizim böyle bir şeyimiz yoktur. ‘Anavatan’ demekten de gurur duyuyoruz. Anavatanımız! Biz bunu inkâr etmiyoruz. Dolayısıyla ekonomik programın imzalanmamasında belki de benim görüşüm CTP ve UBP hükümetinin bozulmasında hiç gocunmadı, hatta memnun bile oldular gibi geliyor. Ben bunu birçok vekil arkadaşlarımın gözlerinde okuyorum. Çünkü birçoğu bu programı imzalamak istemezdi” şeklinde konuştu.

“Neden çözüm sürecini sabote edelim ki?”

Kıbrıs sorunu konusunda destek verdiklerini vurgulayan Özcenk, “Biz ‘UBP olarak Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın önüne taş koyacağız veya görüşmeleri engelleyeceğiz’ diye bir konu yoktur. Böyle bir şey olması mümkün değildir. Önceki gün Genel Başkan Hüseyin Özgürgün’ün de dediği gibi haftalık olağan görüşmelerini yapacaklardır. Bu konuda Birleşmiş Milletler’in kriterlerinin hepsinin ne olduğunu biliyoruz. İki toplumlu ve iki kesimli Federal Kıbrıs’tan yana olduğumuzu herkes bilir. Bunu kabul etmiştik. Bunun dışına çıkmayacağız. Neden çözüm sürecini sabote edelim ki? Bence gayet güzel gidecektir” dedi.

“Ben UBP-DP hükümetinin başarılı olmasını canı gönülden istiyorum”

Özcenk, sözlerini şöyle tamamladı: 

“Toplum adına bizler geçiciyiz. Bugün ben varım yarın başka birileri olacaktır. Ben UBP-DP hükümetinin başarılı olmasını canı gönülden istiyorum ve temenni ediyorum. İnşallah bu hükümetle birlikte toplumun refahı daha da artar.”