Özersay burada yaptığı konuşmada “yaklaşık beş aydır konuşuyor, anlatıyor ve soruları yanıtlıyoruz. 19 Nisan günü geldiğinde bu kez vatandaş konuşacak, sessiz çoğunluk konuşacak” dedi. Özersay yapılacak seçimi Kıbrıs Türk halkının sadece Cumhurbaşkanını belirleme kararı olarak değil, ülke siyasetinin bundan sonra ne yöne gideceğini belirleyecek bir kırılma noktası olarak gördüğünü vurguadı.

Kudret Özersay “bu seçimde, mevcut parti yönetimlerinin desteklediği adaylar yerine, Halkın sahip çıkacağı gerçek anlamda bağımsız bir aday olarak göreve geldiğim takdirde mevcut siyasi parti yönetimlerinde önemli değişiklikler olacağını düşünüyorum. Çünkü her partinin içinde temiz siyaset özlemini taşıyan, kendi partisinde var olan yönetimden ve yanlış siyaset anlayışından memnun olmayan çok sayıda kişi vardır. Bu seçimle göreve geldiğim gün, toplumun kendine olan güveni yeniden kazanmaya başlayacağına ve bunun da siyasi partilerin kendi içinde bir değişim talebinin yükselmesine yardımcı olacağına inanıyorum. Bu nedenle 19 Nisan sıradan bir Cumhurbaşkanlığı seçimi olmayacak. Eski siyaset anlayışını artık bir kenara koyup, yeni bir siyaset anlayışını, temiz bir siyaseti devreye koyup koyup koymama kararını vereceğimiz bir seçim olacak. Ben Kıbrıs Türk halkının sağduyusuna güveniyorum” dedi.

Kalabalık bir gruba hitap eden bağımsız Cumhurbaşkanı Özersay sözlerini şöyle sürdürdü: “Vatandaşın, yani sizlerin canınızı yakan sorunların çözümü için Bakanlar Kurulu’na gerekli gördüğüm hallerde başkanlık edeceğim. Sizlerin derdini hükümetlerin önüne getirip hükümetleri adım atmaya zorlayacağım. Anayasa’nın 107. Maddesine göre Cumhurbaşkanı gerekli gördüğü hallerde Bakanlar Kurulu’na başkanlık edebilir. Bugüne değin Cumhurbaşkanları Bakanlar Kurulu’na sadece Kıbrıs müzakereleri konusunda bilgi vermek için başkanlık ettiler. Oysa ülkenin içinde bulunduğu durum, Cumhurbaşkanı’nın, hükümeti bazı konularda çözüm üretmeye teşvik etmesini zorunlu kılmaktadır. Başta çevre, uyuşturucuya karşı mücadele, faiz yasasının acilen yapılması ve mazbata sorununun çözümü, bet ofislerinin özellikle gençlerimiz açısından yarattığı tehlikeler, belediyelerin ortak sorunları, iç güvenlik konularında özellikle Polis Teşkilatı’nın ihtiyaçları, yolsuzluğa karşı mücadele ve keyfi vergi düzenlemelerinin değiştirilmesini Bakanlar Kurulu’nun gündemine taşıyacağım. Kısacası sizin sıkıntılarınızı hükümetlerin gündemine taşıyacağım ve çözümünün takipçisi olacağım.”

Kudret Özersay ülkedeki keyfi uygulamaların yarattığı adaletsizlikler ve kamu vicdanını yaralayan konularda hükümeti harekete geçmesi için teşvik edeceğini de vurgulayarak, özel sektör çalışanlarının çalışma koşullarında iyileştirmeye gidilmesi konusundaki önerilerini de Bakanlar Kurulu ile paylaşacağına dikkat çekti. Hükümetin bu sıkıntılara çözüm üretme konusunda isteksizliğini görmesi durumunda bu konuda kamuoyunu bilgilendireceğini ve bu yolla hükümeti hareket geçmeye, var olan sorunların çözümü için adım atmaya zorlayacağı da vurgulayan Özersay “artık önemli bir kararın eşiğindeyiz. Bu, sadece Cumhurbaşkanının kim olacağına ilişkin verilecek bir karar değildir, aynı zamanda bu ülkede bundan böyle nasıl bir siyaset anlayışının geçerli olacağına karar vereceğimiz bir seçimdir. Karar sizindir: Geçmişe mi oy vereceğiz, geleceğe mi? 1970’lerin siyaseti ile mi yol alacağız yoksa yirmibirinci yüzyıl siyaseti ile mi? Kıbrıs Türk Halkı bu değişimi yapmaya isteklidir, kararlıdır. Hep birlikte başaracağız” dedi.

Özersay konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bizler, yeni neslin temsilcileri olarak bu alanlarda eğitim gördük, uygulamada da çalışarak deneyim, tecrübe sahibi olduk. Artık başka konularda olduğu gibi, siyasette de nesil değişikliğine ihtiyaç vardır. Yirmibirinci yüzyılda gerçekten ileriye gitmek istiyorsak, artık bu görevleri yeni nesiller devralmalıdır. Gelin yeni nesillerin, gençlerin önünü açın. Kendi ülkesine hizmet verme arzusu duyan yeni nesile sahip çıkın. Aynı şeyleri yaparak, farklı sonuçlara varamayız. Farklı bir sonuca varmak, gerçek bir değişim yapmak istiyorsak, farklı bir şey yapmalıyız. Yani parti yöneticilerinin belirlediği ya da desteklediği adayları seçersek, değişen hiç bir şey olmayacak. Birşeylerin değişmesini istiyorsak, gelin bu kez, bir partiye ya da siyasiye vefa borcu olmayan bağımsız bir Cumhurbaşkanını göreve getirelim. Ama sözde bağımsız değil, gerçekten bağımsız. Yıllarca kendi siyasi partisinde parti başkanlığı yapmış olanlar, bugün bize bağımsız olduklarını ya da göreve gelirlerse bağımsız kalacaklarını iddia ediyorlar. Bunun olmayacağını, bağımsız kalamayacaklarını hepimiz biliyoruz. Kimin gerçekten bağımsız olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz” dedi.