Özersay’ın Basın Bürosu’ndan verilen bilgiye göre, Özersay burada yaptığı konuşmada, Güzelyurt, Karpaz ve Maraş gibi bölgelerdeki ekonomik ve sosyal yaşamın her seçim döneminde müzakereler üzerinden siyaset yapılması nedeniyle olumsuz yönde etkilendiğini savundu.

Günü geldiğinde yapılacak toprak müzakeresinde on yıl önce adı geçen yerlerin verilecekmiş gibi davranılmasının “hayatı askıya almak” anlamına geldiğini ve bunun son derece yanlış olduğunu belirten Özersay, “Bu bölgelerin verilecekmiş gibi davranılması kendi insanımıza zarar verir. Bu bölgelerde devlet alt yapı yatırımları yapmaktan geri durmamalı ve vatandaşa güven vermelidir” dedi.

Özersay, bu bölgelerdeki işsizliğin, bahis oyunlarına ve uyuşturucuya bağımlılığın giderek arttığını, tüm bu sorunların çözümü için bir eylem planının hayata geçirilmesi gerektiğini, bunun için siyasi liderlik göstereceğini vurguladı.

Özersay, Cumhurbaşkanlığı makamının “toplum lideri” olarak kabul görüyor olması nedeniyle sadece Kıbrıs müzakereleri konusunda değil, uluslararası ilişkiler alanında da Kıbrıs Türkü’nün görünür olmasını sağlayacağını belirterek, etkili diplomatik girişim yapmasında liderlik gösterecek bir kişinin bu görevde olması gerektiğini söyledi.

Bu nedenle cumhurbaşkanlığı görevini hiç yorulmadan, güçlü bir ekiple tüm bu süreçleri çok etkili şekilde götürmesi gerekeceğini vurgulayan Özersay, “Tüm bunları topluma yakışır şekilde yapabileceğime samimiyetle inanıyorum” dedi.

Özersay, vatandaşların soruları üzerine toprak ayarlaması ve harita konusuna da değinerek şunları söyledi:

“Güzelyurt, Karpaz ve Maraş gibi bölgelerdeki ekonomik ve sosyal yaşam müzakerelerin iç siyaset malzemesi yapılması nedeniyle olumsuz yönde etkileniyor. Müzakerelerin sonuca doğru gitmesi halinde, son aşamada yapılacak olan toprak müzakeresinde 10 yıl önce adı geçen yerler verilecekmiş gibi davranmak, bu yönde bir algı yaratılmasına izin vermek son derece yanlıştır, hayatı askıya almak anlamına gelir. Bu bölgelerin verilecekmiş gibi davranılması kendi insanımıza zarar verir. Bu bölgelerde devlet alt yapı yatırımları yapmaktan geri durmamalı ve vatandaşa güven vermelidir.”

“BİZ MASADAYIZ DİYEREK OTURMANIN BU HALKA BİR YARARI YOK”

Kudret Özersay, Kıbrıs sorununun çözümünün sadece Kıbrıs Türk tarafının elinde olmadığını ancak “biz müzakere masasındayız” diyerek oturmanın da halka bir yararı olmadığını savunarak, “Çözüm yönünde yapıcı olumlu bir vizyon ortaya koymamız, uluslararası alanda aktif bir diplomasi yürütürken bir aktör olarak kendi önerilerimizi kendimiz geliştirmeliyiz” dedi.

Özersay, Kıbrıs Türk tarafının yapıcı bir vizyonla müzakere masasını sonuç alıcı bir hale sokacak aktif bir diplomasi yürütmesi ve bunun için de bir takvim konulmasında ısrarcı olarak ucu açık müzakereye izin vermemesi gerektiğini belirtti.

Kıbrıs Türk tarafının her zaman devrede olarak kendi geleceğini ilgilendiren her konuda haklarını kendisinin savunacağı, meseleleri Türkiye’ye havale etmeyeceği bir yapıya ihtiyaç olduğunu ve bunu sağlayacak olanın da müzakerelerde tecrübe sahibi yeni bir liderlik olduğunu savunan Özersay, “Kıbrıs Türk tarafı hiçbir aşamada devre dışı kalmamalıdır, çünkü bu bizim geleceğimizdir” dedi.

Özersay halka şöyle seslendi:

“Günü geldiğinde karar verirken; ‘müzakere masasında Kıbrıs Türk halkının haklarını en iyi şekilde savunulabilmesi, Kıbrıs Türkünün en iyi şekilde temsil edilebilmesi, uluslararası alanda görünür kılınabilmesi için nasıl bir Cumhurbaşkanına ihtiyacımız var’ diye kendi kendimize sormamız gerekiyor.

Bu konularda eğitim gördüm ve yıllarca müzakere masasına bulundum. Bu görevi en iyi şekilde yapabileceğime inanıyorum, bunun için böyle bir yoldayım.”

Cumhurbaşkanının iç konularda da yerine getirmesi gereken görevleri olduğunu ifade eden Özersay, göreve gelmesi durumunda yetkilerini kullanarak kamuda verimlilik için, partizanlık, adam kayırmacılığın önlenmesi için kararlı bir duruş ortaya koyacağını kaydetti.

Özersay, bu adımları atabilecek bir cumhurbaşkanının gerçek anlamda bağımsız ve tarafsız olması gerektiğine vurgu yaptı ve bugüne değin herhangi bir siyasi partiye üye olmadığını, halkın yararına olan bu yolu halktan uzaklaşan siyasi parti yönetimlerinin değil halkın desteği ile yürümeyi tercih ettiğini söyledi.

Özersay, Cumhurbaşkanın yetki ve görevleri ile ilgili vatandaşları bilgilendirerek, Anayasaya ve ilgili yasalara göre, Cumhurbaşkanı’nın Bakanlar Kurulu’na başkanlık edebileceğini, Meclis’i olağanüstü toplantıya çağırabileceğini, Kamu Hizmeti Komisyonu’nun başkanını ve tüm üyelerini atayabileceğini, bazı hallerde de görevden alabileceğini anlattı.

Kudret Özersay, göreve gelmesi durumunda bu yetkileri kullanarak, devam ettiğini savunduğu partizanlığa ve adam kayırmacılığa son vermek, yolsuzlukların üzerine gitmek ve halkın, devletin kurumlarına olan güvenini sağlamak için siyasi liderlik göstereceğini, bu konuda kararlı olduğunu söyledi.