Mehmet Aktunalar

Bağımsız Cumhurbaşkanı Adayı Özersay, Gündem Kıbrıs’ı ziyaret ederek, çalışmalarımızı yakından inceledi. Gündeme ilişkin samimi açıklamalarda bulunan Özersay, gündemi yoğun olarak meşgul eden Türkiye Futbol Federasyonu’nun KKTC’de ofis açma girişimine dair de düşüncelerini içtenlikle Gündem Kıbrıs ile paylaştı.

Gündeme ilişkin sorularımızı samimiyetle cevaplayan Özersay, birçok konuda dikkat çekici açıklamalarda bulundu.

Bağımsız Cumhurbaşkanı Adayı Özersay, TFF’nin girişimi konusunda hükümetin vereceği cevabın bir samimiyet testi olduğunu söyledi. Bir duruşun inanılır olması için samimi olunmasına inandığını dile getiren Özersay, görevli olanların bu durum karşısında şu an tutarlı bir tutum ve davranış içerisinde olmadıklarını söyledi. Görevde olanların Rum tarafıyla olan ilişkilerde gösterilen hassasiyetin Türkiye ve Türkiye’nin kurumlarıyla ilgili ilişkilerde gösterilmediğini söyleyen Özersay, “KTFF’nin by-pass edilmesin, karar alma açısından KOP altına girmesin, KTFF yok sayılmasın diyorsanız aynı duruşun TFF ile yapılan görüşmelerde de sergilenmeli ve aynı hassasiyet gösterilmeli” şeklinde konuştu.

img-20150312-wa0006.jpg

Bu şekildeki davranışların tutarsızlık olduğuna dikkat çeken Kudret Özersay, bu tutarsızlığın genel anlamda ‘Biz Kıbrıs Türkler olarak kendi kendimizi yönetmek istiyoruz’ söyleminin içinin boş olmasına neden olduğunu dile getirdi. Özersay, bu durumun da inanılırlık açısından topluma kayba neden olduğunu ve toplumun kendine olan özgüvenine de sıkıntı yarattığını söyledi. Bu durumun böyle olmasında liderlik eksikliği olduğuna dikkat çeken Bağımsız Cumhurbaşkanı Adayı Kudret Özersay, bu konunun toplumsal bir sorun olduğunu ve doğrudan doğruya halk tarafından seçilen cumhurbaşkanının bir liderlik göstererek bu konuda bir yol göstericisi olması gerektiğini aktardı. Cumhurbaşkanının hem bu sorunları çözümü karşısında nasıl bir duruş sergilenmesi gerektiği konusunda hem de kendi kurumlarını ezdirmeden liderlik göstererek yol göstericisi olması gerektiğini söyledi. Özersay “Şu anda o liderliğine herhangi bir biçimde gösterildiği kanaatinde değilim” dedi.

“TRİBÜNLERE OYNAMA MAKSATLI OLDUKLARINI BİR KEZ DAHA GÖSTERDİLER”

Bağımsız Cumhurbaşkanı Adayı Kudret Özersay TFF Başkanı Yıldırım Demirören’in KKTC’ye yaptığı ziyarette KTFF’nin by-pass edildiğinin açık bir şekilde ortaya koyulduğunu söyledi. “Bu durum genel anlamdaki ülkedeki siyaset anlayışını gösteriyor” diyen Özersay, ülkedeki siyasetin duruma göre, döneme göre işlediğine dikkat çekti. “TFF Başkanı Demirören’in apar topar davet edilmesinin aslında tribünlere oynama maksatlı olduğunu bir kez daha gösterdi” şeklinde konuşan Özersay, Kıbrıs Türkü’nün artık böyle bir siyaset anlayışından uzaklaşarak, değer verdiğimizi iddia ettiğimiz kurumları ciddiye alan, o kurumlarla diyalog içerisinde olan, o kurumların da ne istediğine dikkat eden ve kamu vicdanını zedelemeyecek olan bir duruş sergilenmesi gerektiğini aktardı. Bu duruşu ancak yeni bir liderliğin sergileyebileceğine dikkat çeken Kudret Özersay, “Ben bu duruşu sergileyebileceğime inandığım için böyle bir yola çıktım ve bu tür sıkıntıların yaşanmaması için bu memlekete yeni bir siyasi liderliğe ihtiyaç var” şeklinde konuştu.

“KONULAR ÜZERİNDEKİ HASSASİYET KAYBOLDU, SEBEBİ SİYASİLERDİR”

Sorumuz üzerine futbol kulüplerinin KOP’a başvurusuna da değinen Bağımsız Cumhurbaşkanı Adayı Kudret Özersay, kendisinin de bu konu üzerinde KTFF Başkanı Hasan Sertoğlu ile görüşüp bilgi aldığını söyledi. KTFF Başkanı Sertoğlu ile yaptığı görüşmede Sertoğlu’nun da FIFA’da atılan imzada net olmayan konuların iyileşmediği sürede bu başvurunun Sertoğlu tarafından da yapılmayacağını aktardı. Bu net olmayan durumlardan en önemlisinin de Kuzey Kıbrıs’ta maç yapılmasına izin verilmemesi olduğunu söyleyen Özersay, bu konuda KTFF Başkanı Sertoğlu’nun da hassasiyet göstererek bu duruma sıcak bakmadığını söyledi. Geçmişte görevde olduğu sürede kendisine de karar alınma konusunda fikrinin sorulduğunu söyleyen Özersay, konuyla ilgili birkaç alternatif sunduğunu ve görüşünü aktardığını dile getirdi. “Geçmişte KTFF’ye Rum tarafıyla olan ilişkide hassasiyet gösterilmesi konusunda çağrı yapılıyorken, şimdi TFF ile ilgili yapılan görüşmelerde gösterilmesi istenilen hassasiyet kayboldu. Bunun sorumlusu da siyasilerdir” diyen Özersay, “Bu durum iyi bir diyalogla halledilebilirdi” şeklinde konuştu.

img-20150312-wa0003.jpg

“TÜRKİYE BİZE DEĞİL BİZ TÜRKİYE’YE MÜDAHALE EDECEĞİZ”

Bağımsız Cumhurbaşkanı Adayı Kudret Özersay, Göreve gelmesi durumunda Türkiye ve Rum Yönetimi ile nasıl bir ilişki içerisinde olacağı konusuna da değindi. Türkiye ile de Rum Yönetimi ile de belli bir tecrübesi olduğuna dikkat çeken Özersay, Rum tarafıyla ile olan ilişkilerde iki temel konu olduğunu ve bunların da müzâkereler ile sağlıklı bir diyalog olduğunu söyledi. İki toplum arasında sağlıklı bir diyalog için atılması gereken belli başlı adımlar ve kurulması gereken bazı temaslar olduğuna dikkat çeken Özersay, müzakere masasında işinin ehli olan, konulara hakim olan bir cumhurbaşkanı olmasının gerekliliğini aktardı. Böyle bir cumhurbaşkanının müzâkerelerin çok daha iyi yönetebileceğini söyleyen Özersay, bu durumla birlikte Türkiye’nin bu süreç içindeki etkisini de farklı bir noktaya taşıyacağını kaydetti. “Böyle bir durumda Kıbrıs Türkü Türkiye ile ilgili ilişkilerde belli bir öneriyi kendisi yapıp, fikirleri kendisi geliştiren bir aktör olur ve devre dışı kalmaz” diyen Özersay, şu anda yaşanılan süreçle Kıbrıs Türkü’nün devre dışı kaldığını söyledi. Hem Rum Yönetimi hem de Türkiye ile olan ilişkilerde ancak konusuna hakim olan bir liderliğin sağlıklı bir ilişkiyi mümkün kılabileceğini dile getiren Kudret Özersay, “Kıbrıs Türkü’nün ön planda olacağı, belirleyici olacağı, kararı kendisinin vereceği ve hiçbir zaman devre dışı kalmayacağı temel prensiplerden hareket edeceğim” şeklinde konuştu. Kıbrıs Türk toplumunun cumhurbaşkanı konusuna hakim olan bir kişinin olması durumda Türkiye’nin Kıbrıs politikasını belirleyenin Kıbrıslı Türkler olacağına inandığını söyleyen Özersay, “Türkiye’ye aslında biz müdahale edeceğiz, yapmamız gereken da Türkiye’nin Kıbrıs politikasını şekillendirmesine müdahale etmemizdir.” dedi. “Türkiye’nin Kıbrıs politikasını yoğuran esas aktör Kıbrıslı Türkler olmalıdır” diyen Özersay, bunu da ancak bu konulara hakim olan, uluslararası hukuk bilen, diploması bilen, müzakere tecrübesi olan ve siyaset biliminden anlayan yeni bir liderliğin başarabileceğine dikkat çekti. Özersay “Böyle bir misyonu bir doktorun bir mimarın yerine getirebileceğine inanmıyorum” şeklinde konuştu. Özersay konusuna hakim olan bir cumhurbaşkanının Türkiye ile de Rum tarafı ile de ilişkileri çok daha sağlıklı bir şekilde yerine oturtabileceğini dikkat çekti ve “Kıbrıs Türkü’nün işinin ehli bir cumhurbaşkanına ihtiyaç var” dedi.

“MÜZÂKERE ETMİŞ OLMAK İÇİN MÜZÂKERE ETMEDİĞİM AŞİKÂRDIR”

Görevde kaldığı sürede müzâkere sürecine ve bu durumun kendisinin adaylık sürecinin etkisine değinen de Bağımsız Cumhurbaşkanı Adayı Özersay, “Eğer daha önce yapılan müzâkere süreçleri ara ara başarılı olsaydı ve benim görevde olduğum sürede başarısız olsaydı olumsuz bir yansıması olabilirdi” dedi. 2014 yılının ertesinde sadece Kıbrıs Türk toplumunda değil dünyanın genelinde kabul gören ortada Rumlar tarafından bir oluşan isteksizlik olduğunu söyleyen Özersay, “Bir kişiye bu müzâkere sürecinin başarısızlığını fatura etmek hem adil hem de gerçekçi değil” şeklinde konuştu. “Görevde olduğum süreler içerisinde sadece müzâkere etmiş olmak için müzâkere etmediğim aşikârdır” diyen Özersay, Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun ‘Ben masadayım’ söyleminin sadece konuşmak, müzâkere etmek için müzâkere gibi bir politika ortaya koyduğunu söyledi. “Ben bunu yanlış ve Kıbrıs Türkü’nü pasifleştiren bir politika olarak görüyorum” şeklinde konuşan Özersay, Kıbrıs Türkü’nün sonuç alıcı bir müzâkere süreci gütmesi gerekliliğine dikkat çekti. Görevde olduğu süre içerisinde BM Genel Sekreteri’ne bir mektup yazılarak üçlü zirve yapılması fikrinin kendisinden çıktığını aktaran Özersay, bunun neticesinde beş tane zirve yapıldığını söyledi. “Bu zirvelerin yapılmasında süreçleri zorlayan bir duruşum olduğunu herkes bilir” diyen Özersay, son müzakereci olduğu dönemde ise al-ver sürecini zorlayan çabasında olduğunun toplum tarafından da farkına varıldığını söyledi ve “Görevde olduğum dönemde durumu idare etmek için müzâkere yapmadım” şeklinde konuştu.

img-20150312-wa0004.jpg

"BİR DAHA MÜZAKERECİLİK GÖREVİNE DÖNMEM"

Bağımsız Cumhurbaşkanı Adayı Kudret Özersay seçimi kazanamaması durumunda, istek üzerine tekrardan müzakerecilik görevini üstlenmeyeceğine dikkat çekti. Bu görevi tekrardan kabul etmeyeceği sebebine de değinen Özersay, müzâkerelerin kritik bir noktaya yaklaştığı süreçte Türkiye’nin Rum tarafı ile görüşmeye başlamasının Kıbrıs Türkü’nün devre dışı bıraktığını ve kendisinden ‘Yürütemiyoruz’ ifadesiyle yardım istendiğini, Kıbrıs Türkü’nün menfaati için bu görevi kabul ettiğini, bu sebepten ötürü de kendisine birçok kişiden saldırı yapıldığını söyledi. Kendisine ‘Ne diye döndün’ ifadesiyle bir çok kişinin saldırdığını ve eleştirdiğini dile getiren Özersay, “Bir misyonu yerine getirmek üzere bu görevi kabul ettim. Çünkü bir ihtiyaç vardı. Çünkü Kıbrıs Türkü devreden çıkmıştı” şeklinde konuştu. Bu görevi kabul etmesinden dolayı kendisinin çok ağır şekilde eleştirildiğini ve bu durumun kendisine fatura edilmeye çalışıldığını aktaran Özersay, “Bir daha böyle bir şey yapmam” dedi.