Ülkedeki siyaset anlayışı ve Halkın Partissi’nin misyonu hakkında değerlendirmede bulunan Özersay, “Bugünkü statükodan memnun olanlar ciddi anlamda Halkın Partisi’nden rahatsızdırlar. Biz bunu anlıyoruz anlaşılabilir bir şeydir. Çünkü bu yapının değişmesini istemeyenler, bu yapının devamından yana olanlar ve o eski siyaset anlayışına sahip olan toplum içerisindeki farklı kesimlerdir. HP olarak sessiz çoğunluğun sesi olma derdindeyiz ve bunu başarabildiğimize inanıyorum. Çok kısa süre içerisinde gerek ülkenin içerisinde yapılan bir takım anketler gerekse ülkenin dışından gelip de anket yapan şirketlerin ortaya koyduğu sonuçta HP’nin bugün birinci parti olduğunu vurguluyoruz” şeklinde konuştu.

“Bu ülkede 1 yılda 1 hükümet gidiyorsa hiçbir proje tamamlanamaz hiçbir adımda sonuçlandırılamaz”

Ülkenin en büyük problemlerinden birinin eski siyaset anlayışı olduğunu vurgulayan Özersay, “Derdimiz aslında sadece hükümete gelmek değil. Bu ülkenin en büyük problemlerinden bir tanesi eski siyaset anlayışıdır. O anlayıştan kurtulmamız lazımdır. Bu ülkede 1 yılda 1 hükümet gidiyorsa hiçbir proje tamamlanamaz, hiçbir adım da sonuçlandırılamaz. Ülke kaynaklarının boşa harcanması çok büyük bir israftır. Dolayısıyla HP’nin hedefi tek başına iktidara gelmektir. Aslında bu sonuçla onu başarabileceğimizi gösteriyoruz” ifadesini kullandı.

“Günün sonunda da kurban hem devlete hem de Kıbrıs Türkünün geleceğine oluyor”

Sorunların başında yozlaşmanın geldiğine dikkat çeken Özersay şöyle konuştu: “Memlekette sorunların başında yozlaşma geliyor ama sorunları teker teker ele aldığımızda kamuya istihdam, ihalenin verilmesinde, kuralların uygulanmasında veya müsteşarları atanmasında bütün bunların hepsinde yoğun partizanlık yaşanıyor. Ülkede bunların yasaları açısından baktığımızda normal Avrupa ülkesindeki kurallara benzer konularımız vardır. Fakat uygulamaya iş geldiğinde siyaset yozlaştığı için ve orada kalabilmek için elinden gelen partizanlığı yapıyor. Günün sonunda da kurban hem devlete hem de Kıbrıs Türkünün geleceğine oluyor”. 

“2014’te Anayasasında bütün siyasi partiler referandumda evet, halk ise hayır dedi. İnsan bunu sorgulamaz mı?”

Meclisin miadının 2014’te dolduğunu belirten Özersay, “2014’te Anayasasında bütün siyasi partiler referandumda evet halk ise hayır dedi. İnsan bunu sorgulamaz mı? Mecliste oturum yaparak biz nerede yanlış yaptık, vatandaşa derdimizi anlatamıyoruz veya vatandaş bize güvenmiyor diye kendine sormalıdır. Onun hemen ertesinde seçime gidilmesi gerektiğini vurguladığımızda dikkate almadılar. Parlamentodan çıkan hükümette neler olduğunu gördü. Ardından gelen hükümet yani Ulusal Birlik Partisi (UBP) ve Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) hükümeti yapabildiği icraatların ne olduğunu gördü ve ortadadır. Şimdi ise hükümetten çıkarıldı. Meclisinde bu şekilde toplumda karşılığı bulunmayan demokratik meşrutiyeti sorgulanabilecek olan bir meclisten alacak bir güvenoyunun bir önemi yoktur. Önemli olan vatandaşın nezdinde bir güvenoyu almasıdır” şeklinde konuştu. 

“Sırf hükümet devam etsin diye…”

Hükümetin bozulmasının ardından iki partinin arasında geçen çatışmaları değerlendiren Özersay, “Hükümet devam etseydi bütün hepsini sineye çekecekti. Hükümet devam etseydi bugün peşkeş çektikleri hususları sineye çekeceklerdi sırf hükümet devam etsin de seçime gitmesin diye bu yapılacaktı. Çünkü seçime giderlerse parlamentonun büyük bir kısmı seçilemeyecekti. Onun için sırf hükümet devam etsin diye yanlışlığını, hukuksuzluğu veya usulsüzlüğü de görüp ses çıkarmadılar. Dolayısıyla bugün yaptıkları hiç samimi bir duruş değildir” ifadesini kullandı.

“HP’den önce vatandaşın bildiği Özersay diye bir adam var”

Kudret Özersay isminin Genel Başkanı olduğu Halkın Partisi’nin önünde olduğuna dair iddialarını değerlendiren Özersay, “HP yeni kurulan bir partidir. HP’de önce vatandaşın bildiği Özersay diye bir adam var. Bu benim çok tercih ettiğim bir şey değildir. Çünkü bir cumhurbaşkanlığı seçimi olduğu için bu isim bilindi. Dolayısıyla bu ismin bilinmesi kendiliğinden olumsuz bir şey değildir. Fakat HP adım adım kendi kurumsallaşmasıyla bu ismin önüne zaten geçecektir” dedi.

“Teslimiyetçilik bu memlekete bir şey kazandırmaz”

Ekonomik protokol konusuna değinen Özersay, sözlerine şöyle devam etti: “Ekonomik protokol ile ilgili diğer siyasi partilerden iki grup gördük. İlki reddediyoruz diyor. Tamam ret ediyorsunuz ama ne öneriyorsunuz? Vatandaşa bir çıkış yolu görmeniz lazımdır ama oda yoktur. İkincisi ise yani diğer nasıl olursa olsun getirinde imzalayalım. Buda teslimiyetçi bir yaklaşımdır. Teslimiyetçilik bu memlekete bir şey kazandırmaz. HP oturdu ve hiç acele etmedi. Çalışmamızı yaptık. Bu konuyu bilen arkadaşlarla teker teker çalıştık ve çıktık açıklama yaptık. HP, ekonomik protokol konusunda şu maddeler değiştirilmelidir veya şu maddeler iyidir şeklinde önerimizi yaptık.

“Yapılması gereken şey finansal olarak bu hizmetlerin ayrıştırılmasıdır”

Elektrik konusunda ise 3 ayrı yani üretim, iletim ve dağıtım şeklinde bölünmesi gibi bir model vardır. Biz diyoruz ki,  hizmetin parçalarına ayrıştırılması örneği dünyada vardır. Fakat bu şekilde yaparsak elektrik daha da pahalı olacak. Yapılması gereken şey finansal olarak bu hizmetlerin ayrıştırılmasıdır. Üretim, iletim ve dağıtımda çalışan sayısı, emeklilik, finansal durum ortaya çıkardığımızda bunları yapmak yararlıdır. İleride bizi ciddi adımlar sağlayacaktır. Fakat şuanda protokolde yazdığı şekliyle yarardan çok zarar getirebilir.”

“Biz size ‘köprü yapacağız’ vaadinde bulunmayacağız”

Siyasette eksik olan en önemli cümlenin verilen sözün tutulmaması olduğunu vurgulayan Özersay, “Biz size köprü yapacağız vaadinde bulunmayacağız. Ne şimdi nede seçim zamanı geldiğinde bunu yapmayacağız. Yapabileceğimiz şeyleri söyleyeceğiz. Çünkü bu siyasette eksik olan en önemli cümle verilen sözün tutulmamasıdır. HP’ye gönül veren insanlar olarak böyle bir duruma düşmeyi hiçbir biçimde istemeyiz. Bizim görevimiz göreve geldikten sonra düşündüğümüzü tutmaktır. En büyük kaygı oradadır. Onun için çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

“Bu eski siyaset anlayışı bu dünyada varlığını sürdüremeyecek”

Gelişen teknolojiyle beraber siyasetinde değiştiğine dikkat çeken Özersay sözlerini şöyle tamamladı: “Artık dünya değişti. Bu eski siyaset anlayışı bu dünyada varlığını sürdüremeyecek. Bugün var olan bazı siyasi partiler mecburen istemeye istemeye bir dönüşümden geçip sistemin içinden kalacaklar. Bazıları ise sistemin dışında kalarak kapanıp gideceklerdir.”