Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Kudret Özersay, Cumhurbaşkanının siyasi görüşü ve partisi ne olursa olsun vatandaşa eşit mesafede durması gerektiğini belirtti.

Özersay sivil toplum örgütlerine gerçekleştirdiği ziyaretler çerçevesinde Kıbrıs Türk İş Adamları Konseyi (KTİAK)Girne şubesi yetkilileriyle bir araya gelerek Cumhurbaşkanlığı konusundaki vizyonunu ve projelerini anlattı.

Kudret Özersay’ın Basın Bürosu’ndan yapılan açıklamaya göre görüşmede KTİAK Başkanı İlker Züğürt ve Yönetim Kurulu üyeleri de hazır bulundu ve ziyaret KTİAK’ın Girne ofisinde gerçekleşti.

Özersay vatandaşın devlete güven duyması için Cumhurbaşkanının siyasi görüşü ve partisi ne olursa olsun vatandaşa eşit mesafede durması gerektiğini ifade ederek şunları söyledi:

“Çünkü Anayasamız Cumhurbaşkanı ‘devletin başıdır’ der. Devletin başı vatandaşa, partisine bakarak yaklaşmamalıdır. Devletin başı belirli bir partiden yana duruş ortaya koymamalıdır.

Siyasi partilerin iç işlerine müdahale etmemelidir. İşte tüm bunları yapabilecek olan, gerçek anlamda tarafsız bir Cumhurbaşkanıdır”

Kendisinin bugüne değin herhangi bir siyasi parti ile ilişkisi olmadığını belirten Özersay, seçilmesi halinde tüm partilere eşit mesafede durarak Cumhurbaşkanlığı görevini gerçek anlamda tarafsız davranarak yapacağını kaydetti.

“Kıbrıs Türk halkına bir kişinin, bir ailenin, bir zümrenin ya da bir partinin değil ülkenin yararına çalışacağım sözünü veriyorum” diyen Özersay halkın şimdiye kadar Cumhurbaşkanını seçerken müzakerelerde Kıbrıs Türk halkını nasıl temsil edip etmediğine baktığını ama artık ülkenin diğer sorunları konusunda Cumhurbaşkanının neyi yapacağını bilmek istediğini, bir başka ifadeyle Cumhurbaşkanlarından hizmet beklediğini söyledi.

Devletin iyi hizmet üretmediğini savunan Özersay, vatandaşın devlete güveninin de giderek sarsıldığını belirtti.

Ülkede partizanlıktan ve adam kayırmacılıktan dolayı birçok sorunun yaşandığını söyleyen Özersay, tüm bunların üstesinden gelmenin yolunun bir yerden başlamak olduğunu ve bunun da devletin başı olarak kabul edilen Cumhurbaşkanlığı makamı olduğunu savundu.

Özersay Anayasa ve yasaların Cumhurbaşkanına verdiği yetkileri de açıklayarak bu yetkiler çerçevesinde partizanlığın ve adam kayırmacılığın önlenmesi için ne gibi adımları nasıl atacağını anlattı.

Ocak ayında düzenlediği basın toplantısında açıkladığı vizyon, amaç ve hedefler belgesinde iki ayaklı bir yaklaşım ortaya koyduğunu belirten Özersay, bunlardan birisinin müzakereler de dahil dış ilişkiler bağlamında diğerinin ise iç sorunların çözümü bağlamında olduğunu ifade etti.

Dış ilişkilerde Kıbrıs müzakerelerinde çözümden yana bir vizyon ortaya koymanın ve kapsamlı çözüm yönünde bir müzakere yürütmenin kendileri için artı olduğunu belirten Özersay, kapsamlı çözümün gecikmesi ya da bulunmaması durumunda kendi iradeleri dışında gelişen bu durum karşısında devlete çeki düzen vermenin yapılabilecek en doğru şey olacağını, kaldı ki içeride atılacak bu adımlarla müzakerelerde elde edilecek hakların fiilen hayata geçirilmesinin de çok daha kolay olacağına dikkat çekti.

“İNİSİYATİF ALAN BİR YAKLAŞIM ORTAYA KOYACAĞIM”

Kıbrıs Türk tarafının uluslar arası alanda hak ettiği gibi temsil edilmesi gerektiğine inandığını söyleyen Özersay, kendisinin 12 yıl önce müzakere sürecine dahil olduğunu; “işinin ehli olan birisinin bu görevi çok daha iyi yapabileceğini” söyledi.

Bugüne kadar devletin iyi hizmet üretemediğini bunun ne önemli nedeninin de partizanlık ve adam kayırmacılık olduğunu savunan Özersay, Cumhurbaşkanın anayasadaki yetkileriyle ilgili şunları söyledi:

“Cumhurbaşkanı Kamu Hizmeti Komisyonu başta olmak üzere üçlü kararnamelerde müdür ve müsteşarların atanmasında söz sahibidir. Cumhurbaşkanı bu yetkilerini bir siyasi partiye vefa borcu ile ödeme yapmak için değil ülke menfaati için kullanacak böylelikle adam kayırmacılığın önüne geçebilecek bir cumhurbaşkanı olmalıdır. Cumhurbaşkanının bunu yapabilmesi için gerçek anlamda bağımsız ve tarafsız olması gerekir.

Cumhurbaşkanları, benim partim yıpranmasın, benim partim hükümettedir gücenmesin diyerek hükümetleri yeterince denetlemiyorlar. Cumhurbaşkanlarının ağırlığını ülke meselelerine ve vatandaşın sorunlarını çözümü için kullanmalıdır. Özellikle tarafsız cumhurbaşkanı tarafından bunun yapılması için bu yola çıktım. İçe dönük vizyonum da budur’’

Maraş’ın  bir müzakere sonucunda Rumlarla anlaşarak açılması  konusunun daha önce gündeme geldiğini fakat sonuçsuz kaldığını belirten Özersay, bu  tür müzakerelerden konu iç politikanın malzemesi haline getirilip istismar edildiğini iddia ederek bu nedenle sonuç alınamayacağını söyledi.

“Uluslararası hukuka bizi bir adım daha yaklaştıracak olan ve ayni zamanda bizlerin de ciddi anlamda kazanmamıza yardımcı olacak bir hamle yapmamız gerek” diyen Özersay,  savunmada kalarak değil aktif bir biçimde hamle yapmak gerektiğini ifade etti.

Özersay, Maraş’ın eski mal sahiplerine kullanımına Kıbrıs Türk yönetimi altında açılması durumunda, eski mal sahiplerinin vergilerini KKTC’ye ödemesi, hizmetleriyse KKTC’den alması durumunda sadece Gazimağusa’nın değil genel anlamda KKTC’nin ciddi anlamda bir ekonomik canlanma yaşayacağı inancını dile getirdi.

Özersay KTİAK yönetim kurulu üyelerinin sorularını da  yanıtladı.