DAÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Kudret Özersay Genç Tv’de Mustafa Alkan tarafından yayınlanan Er Meydanı programına katılarak olası yeni bir siyasi hareket konusunda ve ülke gündeminde yer alan diğer gelişmelerle ilgili olarak açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanlığı seçimleri ertesinde yüzden fazla kişi ve farklı sivil toplum örgüt temsilcileriyle görüştüğünü, bazı bölge ve köylere arkadaşlarıyla birlikte teşekkür ziyaretleri yaparak nabız tuttuğunu söyleyen Özersay “ülkede yeni bir siyasi harekete ihtiyaç da vardır, toplumda bu yönde bir talep de vardır. Bu ülkenin vatandaşları olarak karar vermemiz gereken şey, zaman zaman herkesin bir parçası haline geldiği ve şahsi menfaatlere dayanan küçük küçük statükolarımızdan vazgeçmeye hazır olup olmadığımızdır. Çünkü yeni bir hayal kırıklığı yaşamak istemiyorsak olası yeni siyasi hareket reform niteliğinde adımlar atmaktan çekinmeyecek, bir sonraki seçimi değil bir sonraki neslin geleceğini düşünecek bir hareket olmalıdır. Değişimi bizim dışımızdaki herkesin ve her şeyin değişmesi olarak görecek, “bana ve benim statükoma kimse dokunmasın” demeye devam edeceksek o zaman yeni bir siyasi harekete gerek yoktur, mevcut siyasi partiler bunu çok iyi yapıyorlar zaten” dedi.

“Yeni Hareketin Varlık Nedeni Sistemi Değiştirmek Olmalı”

Mevcut sistemde siyaset yapmanın aynılaşmaya götüreceğini bilmemiz gerektiğine ve bu nedenle de temel hedefin “acaba bunu yaparsam beni bir daha seçerler mi?” diye düşünmeksizin sistemin korkusuzca köklü şekilde değiştirilmesi olması gerektiğine dikkat çeken Özersay, “olası yeni bir siyasi hareketin varlık nedeni reformlarla sistemi değiştirmek olmalıdır” dedi. Sistem değişikliği derken parlamenter sistemden vazgeçilmesi ve başkanlık sistemine geçilmesi gibi bir şeyi kastedmediğini de vurgulayan Özersay sözlerini şöyle sürdürdü:  “Sistem derken ülkenin yönetim şeklinden değil, siyaset anlayışımızdan bahsediyorum. Bu ülkede en önemli sorunlardan biri kuralların uygulanmasını sağlayacak denetim ve cezalandırma mekanizmaların ya olmaması ya da siyasiler tarafından çalıştırılmamasıdır. Buna liyakat sistemini darmadağın eden partizanlığı ve usulsüzlük ile yolsuzlukları da eklemek gerekir. Siyasal yaşamda aktif olarak bulunan kişiler ile siyasi partiler gelirlerini ve varlıklarını kaynağı ile açıklamaktan kaçınmakta, siyaset ile sermaye arasındaki çarpık ilişkiyi değiştirmeye ve düzenlemeye/kontrol altına almaya yanaşmamaktadırlar. Ülkede kamu kurum ve kuruluşlarının davalarının ya da diğer avukatlık işlemlerinin her hükümet döneminde bir rant dağıtımı şeklinde siyaseten bir partiye yakın olan isimlere verilmesi ve bunun zaman içinde herkes tarafından kanıksanması kabul edilebilir bir şey değildir. Tüm bunlara “acaba birilerinin ayağına basarım ve beni bir daha seçmezler ve seçtirmezler mi” diye düşünmeyecek ve çekinmeden neşter vurabilecek bir kadro hareketidir aslında ihtiyacımız.”

“Buna Rağmen Var Mısınız?” Diye Sormak Lazım

Çok farklı kesimlerden vatandaşların yeni bir siyasi hareketi dillendirdiğini belirten Kudret Özersay “iş siyasi parti istemekle bitmiyor. Varlık nedeni reformla sistemi değiştirmek olan bir siyasi hareketin partisine, akrabalığına, tanıdıklığına bakmaksızın adım atmaktan çekinmeyeceğini somut icraatlarla daha en baştan herkesin önüne koyması ve “size toz pembe bir tablo çizmiyoruz, ülkenin ihtiyacı olan bu reformların yapılabilmesi için hepimiz elimizi taşın altına koyacağız, buna rağmen var mısınız? Buna rağmen bu siyasi hareket kurulsun diyor musunuz?” diye sorması lazım dedi. Yeni bir siyasi hareket için olmazsa olmaz olan temiz, tutarlı, dürüst ve her biri kendi alanında işinin ehli bir kadronun ülkenin ihtiyacı olan reform nitelikli bir vizyon çalışmasını yaptıktan sonra siyasallaşmadan önce Halka “biz kimseden çekinmeden bunları yapacağız, birilerini memnun etmek için değil toplumun genelinin yararı için bu icraatları, bu reformları yapacağız, buna rağmen var mısınız? Buna rağmen siyasallaşmamızı destekliyor musunuz?” sorması gerektiğini de vurguladı.

“Doğru İsimleri Saptamak İçin Çalışıyoruz”

Kudret Özersay, ülkedeki sorunların çözümünde kendi uzmanlık alanlarında sorumluluk üstlenmeye hazır, işinin ehli temiz ve dürüst isimleri biraraya getirmek için bir çalışma yürüttüklerini ve buna paralel olarak da bir vizyon çalışması yaptıklarını da vurgulayarak şunları söyledi: “Bu ülkenin ihtiyacı bir tek adam partisi değildir, onlarla bir yere varılamayacağını herkes çok iyi biliyor. Bu yüzyılda ihtiyacımız ve doğru olan şey kollektif bir liderlik anlayışıyla, işinin ehli kişilerden oluşacak sağlam, güçlü bir kadrodur diye düşünüyorum. Yani tarımdan, hayvancılığa, ekonomiden kamu yönetimine ve sağlıktan eğitime varıncaya değin tüm bu alanlarda konusuna hakim isimler bir araya gelerek Halkın karşısına birlikte çıkmalıdır. Şu ana değin yaptığımız görüşmeler de bunu sağlamaya dönüktür. Bugünden bunun nereye varacağını kestirmek tabi ki mümkün değildir ancak doğru isimlerle güçlü bir kadro oluşturulabilir, sistemde köklü reformlar yapacak bir vizyonla halkın önüne çıkıldığında siyasallaşma yönünde aynı şekilde güçlü bir talebin olduğu görülürse yeni bir siyasi hareketten çekinmeyeceğiz. Siyasi oluşumlar amaç değil araçtırlar, biz bunun bilinciyle hareket ediyoruz. Temel bazı hedefler gerçekleştirilebilecekse biz bu aracı kullanıp o hdeflere gitmek üzere yeni bir yola çıkacağız.”