Gelen geri gidecek

Çiğdem AYDIN 

Yeni bir siyasi parti oluşumuyla ilgili çalışmaların devam ettiğini belirten Prof. Kudret Özersay, mevcut siyasi partilere ve siyasi aktörlere dönük çok ciddi bir güvensizliğin olduğuna dikkat çekti.

Özersay Diyalog’a yaptığı açıklamada, siyasi parti kurma kararının nedenlerini açıklarken, “ülkede değerlerin yozlaşmasıyla karşı karşıyayız”dedi.

Parti isminin henüz belirlenmediğini söyleyen Özersay “şahsi veya ailesinin veya belli bir zümrenin menfaati için bize gelecek veya yanımıza sokulacak olanlar varsa hiç boşuna uğraşmasınlar. Bunu yapabilirler, gelebilirler de, ama bu insanlar geldikleri gii geri gidecekler çünkü bizim derdimiz kimseye rant sağlamak değildir” şeklinde konuştu.

Özersay, sorularımızı şöyle yanıtladı:

Soru: Siyasi parti kurma kararı aldınız bu kararı alma nedeniniz nedir? 

Yanıt: Uzunca bir süredir herhalde son üç , üç buçuk yıldır siyasetin bir kenarında aslında vardım. Zaman zaman sivil toplum örgütü üyesi olarak yada başkanı olarak veya destekçisi olarak toplumun nabzını tutabildiğime inanıyorum. Başlangıçta bir sivil toplum örgütü olarak Toparlanıyoruz Hareketi ile bunu yaptık ertesinde Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle toplumun nabzını tutmaya devam ettik. Ve halkın bir talebi de ortaya çıktı. 

Mevcut siyasete güven kalmadı

Şunu ifade etmek istiyorum bu bir boşluk değil siyasette. Bu mevcut siyasi partilere ve siyasi aktörlere dönük çok ciddi bir güvensizliğin somut bir göstergesidir. Bir alan açılması değil, yani bir alan açıldı da biri orayı doldursun meselesi değil. 

Zaman zaman söylüyorlar sağ’da boşluk var, solda şu var bu var veya şunun lideri bunun lideri vs. bunların tümü, bunu söyleyenlerin kendi kendilerini kandırmasından ibarettir diye düşünüyorum. Sebebi de nettir. Bugün insanlarla bir araya geldiğinizde veya yalın bir gözle baktığınızda sorunun ne olduğu görmemeniz mümkün değil. 

Değerlerin yozlaşmasıyla karşı karşıyayız. Vatandaşlarla konuştuğunuzda siyasetten beklentisinin aslında siyasetin sağında veya solunda olmaktan öte bir şeydir. Verilen sözün tutulmaması, şeffaf olunmaması, hesap verilmemesi, siyasi parti hesaplarının tutulmaması, yolsuzluğa ortak olunması, hukukun dikkate alınmaması, kuralların uygulanmaması, denetim yapılmaması, partizanlık yapılması, kişinin ehline göre iş verilmemesi, liyakate göre hareket edilmemesi ve daha bir çok faktör. Bütün bunlar siyasetin yapılmasına dair ve ülkenin yönetilmesine dair değerlerin nasıl aşağılara çekildiğinin göstergesidir ve bunlar bu ülkeyi yönetmeye aday olanların ve yönetecek olanların bu değerlere sahip olması, yani hukukun üstlüğünü önemsemesi, hesap verebilir bir yönetim anlayışıyla hareket etmesi, partizanlıktan uzak durması durumundan aslında bu ülkenin ciddi sorunlarının giderilmesi anlamına geliyor.

Yani özetle bu değer aşınmasını ortadan kaldırmak ve bu değerlere sahip bir ekiple, bir kadro ile ülke yönetimine talip olmak ve vatandaşla birlikte bu ülkede çözüm odaklı politikalar ortaya koyup bunları uygulamak amacıyla ben ve arkadaşlarım parti kurma kararını aldık. Bizim memlekette eksik olan budur, siyasetteki boşluk değil. Bu ülke bence bu şekilde yönetilmemeli. Bu şekilde toplum olarak kendimize olan güveni de yitiriyoruz bu nedenle toplum olarak iyi bir yönetim anlayışını yerleştirmeye ve belli bazı konularda ortaya çözüm önerilerini koyup bunları uygulamaya ihtiyacımız vardır. 

Ama bunu uygularken de bir sonraki seçimi düşünmeyecek yöneticilere ihtiyacımız vardır . Eğer bir sonraki seçimi düşünürseniz işte ben bu adamı atarsam falan filan çevreyi küstürürüm; Örneğin, öğretmenlerin bir kısmını küstürürüm, doktorların bir kısmını küstürürüm, bilem falan sendika bana karşı çıkar gibi bir yaklaşım olmamalı hareket noktanızda. Bir sonraki seçimde kazanmamayı da göze alarak çıkıp somut sorunlarımızı ortaya koyarak, çözüm önerilerimizi de anlatarak yetki verilmesi halinde kimseyi ayırmadan ve belli bazı bedelleri hepimiz birlikte adil şekilde paylaşarak bu çıkmazın içinden çıkacağız diyebilecek bir siyasi oluşumdur bizim ihtiyacımız olan. Kurulacak olan bu siyasi oluşum da ben herkesi temin ederim böyle bir siyasi oluşum olacak. 

Zaman zaman söylenir bu defa söylenmeden ben altını çizmek istiyorum şahsi menfaati için veya ailesinin menfaati için, belli bir zümrenin menfaati için bize gelecek veya yanımıza sokulacak olanlar varsa hiç boşuna uğraşmasınlar. Bunu yapabilirler , gelebilirler de bunu göreceğiz ama bu insanlar geldikleri gii geri gidecekler çünkü bizim derdimiz kimseye rant sağlamak değildir.”

İşinin ehli olanlar gelecek

Soru: Kadronuzun profili nasıl olacak? 

Yanıt: Siyasi meslek edinme niyetinde olmayan , farklı konularda işinin ehli olan insanların bir araya gelmesidir benim için önemli olan. Bu ülkede bu böyle insanlar vardır. Bakınızı şu anda olan nedir ? Karşımızdaki örneklere bakalım eğer bir kişi hem Ulaştırma Bakanı , hem Eğitim Bakanı, hem yerine göre Sağlık Bakanı, hem de başka bir bakanlığı yapabilirim diyorsa hakikaten orada bir problem var demektir. 

Yani sadece siyaset de değil, ona o görevi veren de dahil kendisinin de de problem var demektir . Onu da yaparım , bunu da yaparım “Ne iş olsa yaparım abi” gibi bir şeydir bu. Bu korkunç bir şeydir bence artık siyaset anlayışının değişmesi gerekiyor. Bir siyasi oluşum çıktığında milletvekilleri mecliste yasaların yapılması ve yürütmenin denetlenmesi işini yapar ama Bakanlar Kurulunu oluşturacak olan Bakanlar, işinin ehli olan insalardan ve belki ağırlıklı olarak milletvekillerinin içinden değil dışarıdan o işin ehli olan insanlardan oluşmalıdır diyebilecek bir siyasi oluşu olacak. Çünkü ihtiyaç budur ve doğru olan da budur. 

Bugüne kadar yozlaşma zaten bu nedenlerle oldu. Geçmişte siyasetin içinde yer alan ve bugün yer almakta olan kişilerle birlikte yürüme konusuna toplum hiçbir şekilde sıcak bakmamaktır biz bunun da farkındayız. Dolayısıyla kimse beklemesin bugün belli siyasi partilerin içinde yer alan, milletvekili olan, parti yönetimlerinde çalışan herhangi bir isim bu siyasi oluşumun içerisinde olmayacaktır.”

Kaynaklar adil dağıtılmıyor

Soru: Türkiye ile olan ilişkileri nasıl değerlendiriyorsunuz? 

Yanıt: Türkiye ile olan ilişkilerimizde hem ezik hem de edilgen davranıyoruz .Bu tür bir siyaset anlayışıyla kaynakları adil dağıtmayarak, dar gelirliyi ezerek, hukuk kurallarını uygulamayarak, denetim yapmayarak, belli bazı kesimleri kayırarak , kendi partimizden olanları ayırarak aslında kendi irademizi ortadan kaldırıyoruz ve kendimizi bir başka iradeye bağımlı kılarak ezik oluyoruz, edilgen oluyoruz. Bu sadece Türkiye ile olan ilişkilerimize değil biz bu konularda kendi kendimize çeki düzen vermezsek yarın kapsamlı çözüm olduğunda bu kez Kıbrıslı Rumlarla ilişkilerimizde ezik ve edilgen durumunda olacağız. 

Eğer biz kendi kendimizi yönetmek konusunda samimi ise bu siyaset anlayışından vazgeçmemiz gerekmektedir yeni bir siyaset anlayışını yürürlüğe süratle koymamız gerekmektedir. Bu siyasi oluşum Kıbrıs ta kapsamlı bir çözümü de destekleyen bir siyasi oluşum olmalıdır fakat iki tarafın da eşit olacağı bir kapsamlı çözüm.”

Soru: Bu siyasi partinin adı nedir? 

Yanıt: İsim konusunda çok fazla fikir vardır. Gerek sosyal medyada, gerekse gidip ziyaret ettiğimiz köylerde ve sokakta yürürken dahi insanlar gelip benimle fikirlerini paylaşıyor isim konusunda. Her birini yazıyorum bana facebook’tan ulaşanlar ve mesaj atanlar da var ama partinin adı en son adımdır amblemi de öyle. Halk karar verecek değerlendireceğiz arkadaşlarımızla ve ortaya çıkacak ama adının ne olacağı çok da önemli değil aslında adı ne olursa olsun bu ülke için ve toplum için kurulacak bir siyasi oluşum olacak.” 

Soru: Son dönemlerde tartışmalı konulardan KIB-TEK ne olması gerekir, Limanlar ne yapılması gerekir örneğin seçilirseniz bu konularda ne yapacaksınız? 

Yanıt: Benim şahsi düşüncem ki buna Türkiye ile imzalanan ekonomik protokoller de dahil bazı ifadeler var ki imza ile taahhüd edildi. Bana göre bir ortak paydada temel politikalarımızı ortaya koyacağımız özelleştrime konusunda da siyasi oluşum ortaya çıktığında net olarak vizyonumuz yazacaktır. Ben şimdi kendi şahsi görüşümü paylaşabilirim fakat siyasi oluşum olduğunda ortak paydadan ne çıkacağı önemlidir. Bu bir ekip işidir. Özelleştirme konusu da dahil.”