DAÜ Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi ve eski Müzakereci Prof. Dr. Kudret Özersay son günlerde basında yer alan “Türkiye’den güney Kıbrıs’a turist götürülmesi” konusunda bir açıklama yaparak orijinal önerinin bir buçuk yıl önce görevde olduğu dönemde “çapraz ziyaretler” bağlamında  Yunanistan’da masaya konulduğuna dikkat çekti. Bu düşüncenin Kıbrıs Rum tarafı ile de paylaşıldığını ancak Anastasiades’in o dönemde neredeyse tüm önemli güven yaratıcı önerileri Maraş’ın Rum tarafına iadesine bağlamaya çalıştığını ve bunun da sürecin tıkanmasındaki en önemli faktör olduğunu belirtti. Özersay yetkililere çağrıda bulunarak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının adanın her iki yanına da turistik maksatlarla gidebilmesi önerisi hayata geçirilmeye çalışılırken sadece bir tarafın değil, hem kuzeyin hem de güneyin ekonomik anlamda kazanç sağlayacağı tedbirlerin de alınması gerektiğine dikkat çekti.

Özersay, bu bağlamda ülkemizden satın alınacak ürünlerin güneye geçişinde Kıbrıs Rum gümrük ve polis yetkililerinin yarattığı sıkıntıların giderilmesinin de elzem olduğuna, ayrıca güneye geçişlerde vatandaşlarımız arasında yapılan ayrımın hafifletilmesinin hedeflenmesi gereğine de vurgu yaptı. Eski müzakereci Özersay “geçmişte vatandaşlarımız arasında ayrım yaparak güneye geçişlerine izin verilmemesine bir istisna yaratıp ibadet maksadıyla ilk kez geçtiğimiz yıl 1000 kişinin güneye gidişini mümkün kıldığımız özel geçişin kapsamını da bu bağlamda ele alarak genişletmek gerektiğini Cumhurbaşkanlığı seçimi döneminde ortaya koymuştum. Vatandaşlarımızın kökenine bakılmaksızın, vatandaşlarımız arasında  ayrım yapılmaksızın ibadet maksadının ötesine geçip bu kez güney Kıbrıs’a en azından turistik maksatla geçişini mümkün kılacak bazı girişimleri bu yolla hayata geçirebilmeliyiz” dedi.

Kudret Özersay tarafından yapılan açıklamanın tam metni şöyle:

“Türk vatandaşlarının Kıbrıs’ın hem kuzeyi, hem de güneyine turist olarak gidebilecekleri özel paket turlar yapılması önerisini ilk kez yaklaşık 1,5 yıl önce Atina’ya “çapraz ziyaretler” bağlamında Kıbrıs Türk tarafı adına yaptığım resmi ziyarette bir öneri olarak masaya koymuş, sonra da müzakerelerde  ve diğer diplomatik görüşmelerimde takibini yapmıştım. Turizm Bakanlığı yetkilileri, akademisyenler ve turizm alanından temsilcilerin katılımıyla birlikte geliştirmiş olduğumuz bu önerinin bugün yeniden gündeme geldiğini görmek güzel. Yalnız bunun, adanın sadece bir yanına değil her iki yanına da ekonomik getirisi olacak şekilde tasarlanmasına özen gösterilmelidir diye düşünüyorum. KKTC’ye geçen turistlerin güneye geri dönüşlerinde kuzeyden satın aldıklarını güneye geçirmelerine izin verilmemesi, idari-bürokratik engeller çıkarılması ve insanların yıldırılması konusu da bu paket uzlaşıda ele alınması gereken bir husustur.

Öte yandan geçmişte vatandaşlarımız arasında ayrım yaparak güneye geçişlerine izin verilmemesine bir istisna yaratıp ibadet maksadıyla ilk kez geçtiğimiz yıl 1000 kişinin güneye gidişini mümkün kıldığımız özel geçişin kapsamını da bu bağlamda ele alarak genişletmek gerektiğini Cumhurbaşkanlığı seçimi döneminde ortaya koymuştum. Vatandaşlarımızın kökenine bakılmaksızın ibadet maksadının ötesine geçip bu kez güney Kıbrıs’a en azından turistik maksatla geçişini mümkün kılacak bazı girişimleri bu yolla hayata geçirebilmeliyiz diye düşünüyorum. Güven yaratılacaksa bu, her bir toplum bir bütün olarak ele alınıp, o toplum içindeki bireyler arasında ayrım yapılmadan yaratılmaya çalışılmalı...”