Aytuğ Türkkan

Faşist Rumların Kıbrıslı Türklere yönelik saldırıları devam ederken, Rum polisinin herhangi bir tutuklama yapmaması dikkat çekiyor. Dikkat çekici bir başka durum ise KKTC yetkililerinin de güneydeki saldırıları kınayan herhangi bir açıklama yapmamaları.

Kıbrıs Sosyalist Parti üyelerinden, KKTC Cumhurbaşkanı adayı Zehra Cengiz ve kızına 2 Ağustos tarihinde yapılan saldırının üzerinden 10 gün geçtiği halde Rum polisinin olayı örtbas etme girişimlerine KKTC’den sadece Halkın Partisi Başkanı Kudret Özersay tepki gösterdi. Özersay “Bu nasıl bir AB üyesi?” diye sordu.

KKTC polisi harekete geçti 

Zehra Cengiz ve kızına kendi araçlarında saldırı yapılması sonrasında dün Diyalog Gazetesi’nde “Büyük korku yaşadık” manşetiyle yayınlanan haber sonrasında KKTC polisi harekete geçti. Zehra Cengiz’in verdiği bilgiye göre dün polisler kendisine ulaşarak ifade almak istedi. 

Zehra Cengiz, polisle anlaştıklarını ve Salı günü ifade vereceğini söyledi. Kıbrıslı Türk polislerin kendisine , “olayla ilgileniyoruz, bakanlık da devrede. Sizden bir ifade alalım ve konu bizim de kayıtlarımıza girsin” şeklinde bilgi verdiğini anlatan Zehra Cengiz, “Biz zaten KSP olarak Güney’deki adalet ve içişleri bakanlığına bir yazı gönderecektik. Şimdi arkadaşlarla konuşacağım ve belki de buradaki birimlere de bu yazıyı gönderebiliriz” diye konuştu. 

Özersay’ın açıklaması

Bu arada Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay, dün sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada Rumların, Kıbrıslı Türklere yöneliik saldırısını kınadı. Özersay “az bir güven kırıntısı varsa onu da silip süpürecekler” dedi.

Özersay şöyle dedi: 

“Güney Kıbrıs'ta artık sıklıkla karşılaştığımız türden bir saldırıya maruz kalan vatandaşlarımızdan birisiyle konuştum. İnsanlarımızın bu saldırılardan da öte asıl ağırına giden şey Rum yönetimi güvenlik ve adalet birimlerinin vurdumduymazlığı ve olayları savsaklamalarıdır; Rum yetkililerin ifade almamak, suç duyurusunda bulunulmasını önlemek için sergiledikleri tutumdur. Bu nasıl bir AB üyesidir? İnsanların sırf belirli bir plakayı taşıyan araç kullanmaları temelinde, yabancı, Türk yahut "öteki" oldukları için saldırıya uğramaları ve bunun cezasız kalması, caydırıcı hiçbir adım atılmaması...Dünyanın neresinde ve kime karşı olursa olsun bunların cezasız kalması, bu tür olayların sayısını ve sıklığını artırır, korkuyu besler, düşmanlığı körükler. Az bir güven kırıntısı varsa onu da silip süpürecekler bu vurdumduymazlıkla...”

Olay nasıl olmuştu?

KSP’nin merkez Yürütme Kurulu üyesi olan Zehra Cengiz dün Diyalog muhabirine konuşmuş ve başından geçenleri şöyle anlatmıştı.  

“Lefkoşa’daki Hilton Otel’in yolu üzerindeki APOEL Kulüp Binası önüne gelmeden önceki ışıklarda bir araç kızımla benim içinde olduğumuz ve kızımın kullandığı aracımızın önünü kesmeye çalıştı. Bunda başarılı olamayınca köşeye dönüp durdu. Diğer trafik ışıklarına gidene kadar birkaç dakika içerisinde nasıl toplandılar hiç bilemiyorum yaklaşık 30 kişi bizi bekliyordu. Tam ışıkların yanında içlerinden bir tanesi İsa gibi kollarını açtı ve elindeki cisimle aracın camına ve üzerine darbe indirdi. O an yeşil de yanıyordu ve kızım aracı hiç durdurmadan hızlı bir şekilde yola devam etti. Allah’tan cam kırılmadı. Büyük korku yaşadık.”