Özgürgün, “Ulusal Birlik Partisi’nin bakanlarının açıklanmasından sonra bazı arkadaşların hırsları mantıklarının önüne geçti. Ne acıdır ki Genel Başkan bile Bakanlık almadı diye düşünmediler” dedi.

UBP’den verilen bilgiye göre, Özgürgün katıldığı bir televizyon programında, Parti Genel Başkanlığına geldiği 31 Ağustos 2013’ten buyana, Ulusal Birlik Partisi’nde yaşananlar sonrası yıkılan dökülenleri tamir etmek, yeniden birlik beraberliği tesis etmek, yaratılan kutuplaşmaları, kamplaşmaları ortadan kaldırmakla uğraştığını anlattı.

Partinin kurumsallaşmasına katkı sağlayacak yeni bir tüzük çalışması başlatarak, 6 Haziran’da oy birliğiyle partiye kazandırdıklarını anlatan Özgürgün, tüzük gereği yapılan üyeliklerle yaklaşık 8 bin üye ile kurultaya gidileceğini söyledi.

Tüzük değişikliğinin oy birliği ile yapılarak, yapının oybirliği ile oluşturulduğunu belirten Özgürgün, şöyle devam etti:

“Hükümete girme olayı da oybirliği ile alındı, son yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde destekleyeceğimiz adayın destek kararı da oybirliği ile alındı, her şey oybirliği ile oldu. Hükümet açıklandıktan sonra olaylar başladı. Hükümet açıklanana kadar her karar oybirliği ile alınıyordu. Zorlu Töre dışında hangi arkadaşa hükümet kurulurken bakanlık versek alırdı. Sadece Zorlu Töre ben bakanlık istemem demişti. Bir parti hükümete girme kararını oybirliğiyle alıyorsa ve bir sorumluluk alma gerektiğini hissediyorsa bu da olması gerekirdi. O süreçten sonra karşımıza böyle bir tablo oluştu. Ben böyle bir tabloya üzülüyorum. Ben hiçbir UBP’linin bu tablodan mutlu olduğunu düşünmüyorum.”

“PARTİ BÖLÜNME SÜRECİNE GİRİYOR”

Genel Başkanlığa aday olanların oluş niyetlerinin maalesef bu sürecin çok iyi sonuç doğurmayacağını gösterdiğini ifade eden Özgürgün, “arkadaşların aday olma şekli ve niyeti ve şu anki tavırlarında gördüğüm, parti bölünme sürecine giriyor. Bunu geçmiş tecrübelerime ve yaşadıklarıma göre sezinliyorum” dedi.

Başkanlığı sıkıntılı bir dönemde devraldığını, şimdi de bırakmak istemediğini söyleyen Özgürgün, partiyi yeni yeni toparlamaya başladıklarını kaydetti.

Genel seçime kadar Başkan olmak istediğine işaret eden Özgürgün, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bunu açıklamış ve demiştim ki; ‘Partimi ilk Genel Seçimde iktidar yapmazsam çekilirim.’ Onun için başkanlığa seçime kadar devam etmek istiyorum. Adayların birlikte hareket ettikleri kesindir. Niyetleri partimizi bölmek olmasa bile, olaylar durumu oraya götürüyor. Belki partimizi bölme niyetleri yoktur ama oraya gider. Benim kazanmamam partide tam kaos yaratır. Bakanlık saptama hükümet kurulurken Genel Başkanın yetkisine verilmiştir. Bu tüzüğümüzde bellidir. Keşke bu böyle olmasaydı ve bakanları başka kurullar seçseydi. Dolayısıyla Genel Başkan olduğum için bakanları saptamak mecburiyetindeydim. ‘Ben saptayamadım, siz saptayın’ deseydim daha çok kaos olurdu.”

“MAKAM SEVDALISI DEĞİLİM”

Kendisinin bir strateji uygulamadığını, eğer bir strateji uygulasaydı şimdi Başbakan Yardımcısı olacağını ifade eden Hüseyin Özgürgün, “Ben makam sevdalısı değilim. Makam sevdalısı olsaydım makam alırdım. Benim bütün niyetim partimizi toparlamaktı. Bunun için de hükümet dışında kalmam gerektiğini düşündüm. Ama bu aday arkadaşlar bunu bile algılayamadılar. Hırslarına yenik düştüler” dedi.

Kıbrıs konusuna da değinen Özgürgün, Kıbrıs konusunda iki partinin kendi partilerinde aldığı kararların geçerli olduğunu ve bunun hükümeti bağlamayacağını kaydetti.

“UBP’NİN GÖRÜŞLERİ NET…”

Kendilerinin olmazsa olmazlarının belli olduğunu, iki kurucu devlet, iki halkın eşitliği, sulandırılmamış iki kesimlilik ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin etkin ve fiili garantisinin devam etmesini konularında asla taviz vermeyeceklerini belirten Özgürgün, bunun kendilerinin kırmızı çizgileri olduğunu, UBP’nin görüşlerinin net olduğunu vurguladı.

Bunun hükümet görüşü olmadığına dikkat çeken Özgürgün, şöyle devam etti:

“Mülkiyet konusunda al-ver olacakmış! Tapusunu eline alan ‘burası benim siz evimden çıkın’ diyecekmiş’ kavga çıkar. Çatışma çıkar. Dolayısıyla hiç kimseyi yüz yüze getirmeden tazminatlarla bu iş çözülür. Aksi takdirde çözüm olmaz. Global takas ve tazminat yapılması lazımdır. Birinci öncelik bu olmalıdır. 1963’lerde, 1967’lerde de 103 Türk köyü terk edilmişti ve kaybedilenler vardır. Hepsi de göz önünde bulundurulmalıdır. Rum ‘Ben global takası ve tazminatı kabul ettim’ diyemiyor. Çünkü seçmenlerine yıllarca ‘evlerinize geri döneceksiniz’ denildi.”

“ÜLKEYE VE HALKA HİZMET İÇİN KURULDU”

Hükümetin oy hesabı yapmadan, sadece ülkeye ve halka hizmet için kurulduğunu vurgulayan Hüseyin Özgürgün, UBP’nin ülkenin en büyük, en güçlü ve en köklü partisi olduğunu, ister muhalefet, isterse iktidarda ülkeye hizmetin partilerini misyonu olduğunu kaydetti.

Halkın beklentilerine yanıt verecek böylesi geniş tabanlı bir hükümetin mutlaka başarılı olacağına inanç belirten Özgürgün, “Ülkemizde önemli sorun haline gelen gençlerimizin istihdamlarına olanak sağlayacak şartların yaratılması en önemli hedefimizdir. 2016 Ocak ayından itibaren istihdam yaratma imkânı arayacağız ve ilk seçimimiz işten durdurularak mağdur edilen 88 kişinin yeniden işe alınmasını sağlamak olacaktır” dedi.