Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, Rum tarafının çözüm umutlarını canlı tutmaya ilişkin en küçük kaygı taşıması halinde, bir an önce Güney’de uygulanan şoven ve ırkçı eğitim sisteminden vazgeçmesi, insan hayatını acımasızca hedef alan her düşünceyi, her eylemi en sert bir şekilde lanetlemesi ve gerekli tedbirleri alarak sonuç alıcı icraatlar sergilemesi gerektiğini belirtti.

UBP Genel Başkanı Özgürgün, UBP olarak Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın, Güney Kıbrıs’ta KKTC vatandaşlarına karşı sergilenen çirkin saldırılar karşısındaki kararlı tavrının yanı sıra, Alman Büyükelçisinin Alman Dışişleri Bakanı onuruna düzenlediği ancak adadaki gerçekleri göz ardı eden, Türk ve Rum taraflarının eşit statülerine hassasiyet göstermeyen resepsiyon davetine katılmayarak gereken tepkiyi göstermesini memnuniyetle karşıladıklarını ifade etti.

Özgürgün yaptığı yazılı açıklamada, tarih boyunca Rum-Yunan ikilisinin adanın tümüne sahip olma ülküleri “Enosis”ten vazgeçmediklerini, vazgeçmeyeceklerini Meclis kararına dönüştürerek gösterdiklerini ve bunun dünya kamuoyunun malumu olduğunu kaydetti.

Rum liderliğinin bu emellerine, Türk düşmanlığı üzerine kurgulanmış eğitim sistemlerinin yetiştirdiği nesillerle ulaşacakları hayalleri ile siyaset yaptıklarının da bilinen bir gerçek olduğunu belirten Özgürgün, “Çoğunluğu öğrenci, beyinleri yıkanmış Rum gençlerini faşist örgütlerine malzeme yaparken, zaman zaman kontrolü elden kaçırdıkları da bir vakadır” dedi.

“APTALLIK” AÇIKLAMASI VE MAKARİOS

Özgürgün şöyle devam etti:

“Güney Kıbrıs’ta EOKA’nın yerini alan ELAM örgütünün, KKTC ve Türkiye aleyhtarı eylemleri sırasında Kıbrıs Türklerinin mal ve canlarına yönelik saldırılarını ‘aptallık’, saldırganları da ‘aptallar’ olarak niteleyen Rum Lider Anastasiadis’in açıklamasında kullandığı ifadeler, üzüntüsünün gerçek nedenini göstermesine yetmektedir. Rum Lider, insanlık ayıbı bu olaylara maruz kalan vatandaşlarımızdan çok, Kıbrıs Türk Halkının Anavatan Türkiye’nin garantörlüğündeki ısrarını haklı çıkardığına, bu tür saldırıların adanın taksimine hizmet olduğuna üzüldüğünü belirtmiştir.

İki taraf arasında müzakere süreci devam ederken, Yunanistan yetkilileri ile birlikte adada garantörlüğün sonlandırılması kampanyaları yürüten Anastasiadis’in bugün ELAM’a karşı gösterdiği alınganlık, 1960’lı yıllarda Rum Lider Makarios’un EOKA’cılara karşı kullandığı ‘aptallar’ ifadesi ile duyduğu rahatsızlığın tıpatıp aynıdır. Makarios’a göre, gözü dönmüş EOKA Örgütünün faşist saldırıları, adada Türk varlığına son vermeye yönelik hazırlanan uzun vadeli sinsi planlarına zarar vermekteydi.

Bir kez daha hatırlatmakta yarar var, Rum tarafı çözüm umutlarını canlı tutmaya ilişkin en küçük kaygı taşıyorsa bir an önce Güney’de uygulanan şoven ve ırkçı eğitim sisteminden vazgeçmeli, insan hayatını acımasızca hedef alan her düşünceyi, her eylemi en sert bir şekilde lanetlemeli ve gerekli tedbirleri alarak sonuç alıcı icraatlar sergilemelidir.

Ulusal Birlik Partisi olarak, Cumhurbaşkanı Sayın Akıncı’nın, Güney Kıbrıs’ta vatandaşlarımıza karşı sergilenen çirkin saldırılar karşısındaki kararlı tavrı yanısıra, Alman Büyükelçisinin Alman Dışişleri Bakanı onuruna düzenlediği ancak adadaki gerçekleri göz ardı eden, Türk ve Rum taraflarının eşit statülerine hassasiyet göstermeyen resepsiyon davetine katılmayarak, gereken tepkiyi göstermesini de memnuniyetle karşıladığımızı belirtiriz.”