Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, Meclis Genel Kurul toplantılarında bazen tansiyonun yükselebileceğini, fakat geçen gün yaşanan tartışmaların aslında bir “kaza olduğunu” söyledi.

UBP’den yapılan yazılı açıklamaya göre bir televizyon programına katılan Özgürgün, değerlendirmelerde bulundu.

Ana muhalefet partisi yetkililerinin Meclis’te halkı adına muhalefet yapmakla görevli olduğuna dikkat çeken Özgürgün, “İktidar veya bir Başbakan bizim sesimizi kısmaya çalışırsa mecliste olmamızın ne anlamı var. Yaşananların hiç olmamasını da isterdim. Ama muhalefetin biraz daha hoşgörüyle karşılanması gerekir. İktidarın makam sahibi olduğunu sorumlulukları olduğunu bilmesi gerekir. Sadece konuşma hakkı olan muhalefetin de sesinin kısılmaması lazım” ifadelerini kullandı.

“BENİ SUSTURAMAZLAR”

Özgürgün, şunları kaydetti:

“Ben bu kadar yıl meclis kürsüsünde onlar konuşurken müdahale etmedim dinledim. Ben kürsüye çıktığımda iktidar beni dinlemeli. Beni susturamazlar.  Ben Ana Muhalefet Partisi Başkanı olarak konuşacağım. Özkan Beyin ben kürsüde iken bana laf atması tamamen bir provokasyondur. İktidarın bizi bu noktaya getirmemesi için sorumluluğu var. Buna iktidarın dikkat etmesi lazımdır. Ama ben de sakin olabilir miydim, olabilirdim o ayrı bir konudur. Ben halkım adına muhalefet yapıyorum ve bana müdahale edilmesine sinirlendim. Ben kolay sinirlenecek bir kişi değilim, beni tanıyanlar bilir. Ama ben halk adına muhalefet yaparken bana müdahale edilmesine sinirlenirim. Ben halk adına muhalefet yaparsam beni susturamazlar. Benim konuşmamı engelleyemezler. Halk beni mecliste muhalefet yapayım diye seçti. Başbakan benim muhalefet görevimi yapmamı engelliyor. Bu olay beni de üzdü Başbakanı da üzdü. Onu biliyorum! Başbakan ile daha sonra konuştuk birbirimize üzgün olduğumuzu söyledik. Artık Başbakan ile aramızda böyle bir şey olmaz.”

Meclis Başkanı’nın görevinin Meclisi yönetmek olduğunu belirten Özgürgün, “Meclis’te parti odasında olduğum sırada Meclis Başkanı’nın konuşmasını ve benim isminle ilgili bir şeyler söylediğini duydum dinledim. Meclis Başkanı’nın Meclis Başkan Yardımcısının Meclisi açmaya girmediğini ve bunun da Hüseyin Özgürgün tarafından engellendiğini söylemesi beni rahatsız etti” dedi.

“MECLİS BAŞKANININ HİTAP ŞEKLİ ÇOK ÜZÜCÜ”

Meclis Başkanı’nın hitap şeklini eleştiren Özgürgün, şöyle devam etti:

“Ana Muhalefet başkanı da demiyor... Hüseyin Özgürgün engelledi diyor. Bu benim ağrıma gitti. Hüseyin Özgürgün UBP Genel Başkanıdır. Ana Muhalefet Partisi başkanıdır. Hitap şekli çok üzücü. Kınıyorum dediğinde içeriye girdim. Orda zaten beni kıran üzen bir şey var biraz da sinirlendiren. Olaydan haberim yoktu ve benim olmadığım ortamda konuşulmasını doğru bulmadım.”

Meclis Genel Kurul toplantılarında özellikle yasama günlerinde iktidarın 26 sayısını bulması gerektiğini de anlatan Özgürgün, “26 sayısı bulunmadıktan sonra hiçbir zaman muhalefet ona destek vermez. Ben 17 senedir buradayım 27 sene evvel de böyleydi.  3 defa muhalefet 3 defa da iktidarda bulundum, hiç bir muhalefet partisi iktidar 26 sayısını bulmadan destek vermez. Eğer özel koşullar karşılıklı konuşulur ve destek o zaman verilir. Meclis Başkan Yardımcısı Veya Meclis Başkanı olayı da yoktur, çünkü onlarda gurupların bir reisidir. Türkiye’deki gibi Meclis Başkanı seçildikten sonra tarafsız duruma gelmez guruptan ayrılmaz. Burada oy hakkı var ve gurubun da üyesidir. Sibel hanımın orda olması gerekmez 26 sayısını diğer milletvekilleri bulur sonra meclis başkan yardımcısı gelir açar” ifadelerini kullandı.

Meclis Genel toplantısında zaten 26 sayısı olmamasından dolayı Meclis Başkan Yardımcısının otomatik kurula girmediğini dile getiren Özgürgün, “Bana sormasına da gerek yoktur. Daha önce İskele’de mahkemeler açılacağında Sibel Hanım beni aradı ‘26 sayısı yoktur erteleyelim’ dedi. Meclis iç tüzüğüne aykırı olmasına rağmen, çünkü toplanıp ertelenmesi lazım hiç toplanmadan meclisi ertelemeyi bile kabul etmişim, yani benimle böyle bir diyalog kurabilecek bir durumu da var. Eğer açıp bana söyleseydi 23 Nisan törenlerine gideceğini emin olun sorun yaşanmazdı” dedi.

“ANAMUHALEFET PARTİSİ BAŞKANININ KÜRSÜDEN SUÇLANMASI BENİ ÜZDÜ”

Ana Muhalefet Partisi Başkanı olarak özellikle de hiçbir kötü niyet taşımadan Meclis Başkanı tarafından “kürsüden suçlanılmasının” kendisini çok üzdüğünü dile getiren Özgürgün, “Benim haberim yok. Ünal beye soruyorum ‘benim de haberim yok’ diyor ve çıkıp niye Ana Muhalefet Partisi Başkanı’nı Meclis kürsüsünden bu şekilde suçlama ve hitap ediyor. Bu beni çok kırdı ve sinirlendirdi. Konuşmaya başladığımda haksızlığa uğramaktan dolayı uğradığım bir sinir vardı. Özkan Beyin lafı onun üzerine geldi. Bir de konuşmaya çalışınca anlatmaya çalışınca bir de Özkan beyin lafı olayı patlama noktasına getirdi” ifadelerini kullandı.

“BİZ TÜRKİYE’NİN ANAVATANIMIZ OLDUĞUNU GURURLA SÖYLÜYORUZ”

Özgürgün, “Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın herkese kucak açacağını söylediğini çeşitli atamalar yaptığını ancak henüz kendileri ile görüşmediğini” belirtti.

Özgürgün, şunları kaydetti:

“Biz Türkiye’nin Anavatanımız olduğunu gururla söylüyoruz. Akıncı ‘Kardeş Vatan’ demiş. Benim Anavatanım Türkiye’dir. Kıbrıs sorunu Türkiye ile birlikte çözülebilir. Bunu rahmetli Liderimiz Dr. Fazıl Küçük de söylemişti. Akıncı’nın Türkiye’yle birlikte Kıbrıs konusunu götürmesi gerekir. Ben Özdil Nami ile Talat döneminde de çalıştım. Nami’nin faydalı olacağına inanıyorum. Kıbrıs konusunun Anavatanımızla birlikte çözüleceğini Akıncı da biliyor. Nami doğru isimdir. Özdil Nami ve Talat ve ben o dönemde Maraş’ı bütünlüklü bir çözümde ele alınacak bir konu olduğunu kabul ettik. Akıncı’nın da bunu kabul edeceğine inanıyorum.”