Züleyha Karaman

Ana muhalefet Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, UBP’nin içinde olacağı bir hükümet modelini konuşmak için öncelikle hükümetin istifa etmesi gerektiğini belirterek, “Şu anki durum en kötü durum, bu belirsizlikten bir an önce kurtulmak lazım. Halkla dalga geçiliyor” dedi.

UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, olası bir CTP-UBP hükümeti kurulması konusunda konuşmak istemediğini ifade ederek, “CTP-UBP  hükümet  modeli de gündeme geliyor ama ortada bir hükümet var, başbakan da yerinde.  Ortada ne başbakan adayı var, ne hükümet istifa etti, ne de yeni hükümet oluşumuna dair resmi bir şey var, gayriresmi açıklamalardan hükümet değişikliği olacağını anlıyoruz” diye konuştu.

“Bu böyle gitmez, bu hükümet var mı yok mu belli değil” diyen Özgürgün, CTP’nin Başkanını değiştirdiğini,  Başbakan Özkan Yorgancıoğlu’nun başkanlığı kaybettiğini ama Başbakan’ın “görevi bırakıyorum” diye bir açıklaması olmadığını belirtti.

Ülkede hükümetle ilgili belirsizlik olduğunu ve en kötü durumun da bu olduğunu kaydeden Özgürgün, şu anki durumdan bir an önce çıkılması gerektiğini vurguladı.

Özgürgün, “Halkla dalga geçiliyor, başkanı değişmiş bir hükümet partisi var, Başbakan Yardımcılığından istifa etmiş bir ortak var. Onun da başkanı şuanda ortada yok. Hükümet varmış gibi görünüyor ama o da yok. Ses seda yok. Sanki seçim sonraki bir parti çıkmış da hükümet kurulmaya çalışılıyor ortamı da yok. Ortada hükümet olduğuna dair de bir şey yok. Bundan daha kötü bir ortam yaratılmış olamaz. Bu durumdan biran önce çıkılmalıdır.  Ne yapılacaksa yapılmalıdır. Ciddi şekilde takip ediyoruz ama bizim herhangi bir açıklama yapmamız için erken. Bu şekilde devam ederse çok sert tepki koyacağımızı da söylüyoruz” diye konuştu.

“HÜKÜMET İSTİFA ETMELİ”

Özgürgün, UBP’nin içinde olacağı bir hükümet modelini konuşmaları için öncelikle hükümetin istifa etmesi gerektiğini kaydetti.

CTP’nin yeni genel başkanının milletvekili olmadığı için Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın, bir milletvekilini görevlendireceğini veya başka partilere de görev verebileceğini dile getiren Özgürgün, Cumhurbaşkanı’nın gösterilen kişiye hükümeti kurma görevini vermeye mecbur olmadığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Akıncı’nın hükümeti kurma görevini vermeden önce Meclis’teki partilerle istişare edip, ondan sonra görev vermesi gerektiğini belirten Özgürgün, “Biz isim önereceğiz, Cumhurbaşkanı da atayacak” düşüncesinin antidemokratik bir yaklaşım olduğunu ve bunun Cumhurbaşkanı’na da müdahale olduğunu kaydetti.

“ERKEN SEÇİM KAÇINILMAZ”

Gelişmeleri dikkatlice izlediklerini ve gerginlik yaratacak açıklamalardan kaçındıklarını ifade eden Hüseyin Özgürgün, “Ne olacaksa bir an önce olmalı. Bu işin tek çözüm erken seçimdir. Ama gerçekten, popülizmden, oy kaygılarından uzak, ülkenin köklü sorunlarına çözüm bulmak için cesaretle adım atacak bir yapı oluşabileceğini görürsek, o kondu ana muhalefet olalım, iktidar olalım her şekilde taşın altına elimiz koymaya hazırız. Bu şuanda pek mümkün gözükmüyor. Bunu da görmediğimiz için erken seçim kaçınılmaz” diye konuştu.

“HÜKÜMET HİÇ BİR ŞEY YAPMADAN HATA YAPTI”

“Mevcut hükümetin hiç bir şey yapmadan hata yapmayı başardığı” görüşünü paylaşan Özgürgün, şöyle devam etti:

“Bir şey yaparken hata yapılır, bu hükümet hiç bir şey yapmadan hata yaptı. Bunu başarabilecek başka bir babayiğit herhalde yoktur. Böyle bir duruma gelmek çok üzücüdür. 22 aydır her şeyi tüketmiştir. Ondan dolayı zaten bu arayışlar. Hükümet aciz durumda. Her gün değerlidir, her gün kaybediliyor, çok büyük zarar veriyorlar, bunu göremiyorlar. Hükümet çökmüştür. Zaten kurulduğu gün, bu hükümetin ‘ölü doğduğunu’ söylemiştik. Bizi yanıltmadılar. Biran önce ne yapılacaksa yapılmalı. Bir an önce ülkenin acil sorunlarına çare bulacak çok şeyler yapılmalı. Bu, ya erken seçimdir, ya da her türlü oy kaybından uzak oluşabilecek bir hükümettir. Bundan başka bir çözüm yoktur. Şu anki yapı en kötü yapıdır.”

“SU YÖNETİMİ PROFESYONEL BİR İŞ VE UZMANLIK GEREKTİRİR”

UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, Kıbrıs Türk Belediyeler Birliği’nin Türkiye’den gelecek suyu yönetmeye talip olmasıyla ilgili olarak da, suyun yönetiminin  profesyonel bir iş olduğunu ve uzmanlık gerektirdiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

“Türkiye çok büyük fedakarlıklarla çok büyük bir projeyi hayata geçiriyor. Bu adayı cennete döndürecek projenin, küçük tartışmalarla, kaynağı da belli olan kısır tartışmalarla bir yerlere çekilmeye çalışılmasından üzüntü duyuyoruz. Bu belediyelerin herhangi bir şekilde şu bu yarışı olamaz ama tabi ki belediyeler de bu konu da mutlaka yarış üstlenmelidir, katkı koymalıdır ama ‘ben bilirim, ben yapmazsam bu iş olmaz’ yaklaşımı içerisinde değil. Olaya katkı koyacak yardımları yaparak işe sahip çıkmalılar. Bu sadece Kıbrıs Türklerinin değil bütün adanın geleceğine yapılmış çok büyük bir yatırımdır.  Böyle bir projeye sahip çıkmak her yurttaşın görevi olmalıdır, hatta bir anaysa gibi olmalıdır, susuz yaşam olmaz. Türkiye böyle bir projeyi Kıbrıs Türk halkı ile bütünleşerek ortaya koyuyor, dolayısıyla bu halka mal olmuş bir projedir. Belediyelerin bu anlamdaki hassasiyetlerine önem vermekle birlikte tek başına bu olayı sıkıntıya sokacak hareket ve tavırlara da asla tahammülümüz yoktur.”