Başbakan Hüseyin Özgürgün, Kıbrıs müzakerelerinde gelinen aşamaya bakıldığında ve Kıbrıs Rum tarafının açık olan taleplerinden vazgeçmediği bir ortamda 2016 yılı sonuna kadar çözüm umudu görmediğini ifade etti.

Özgürgün, “Eğer teslim olacaksanız çözüm olur” dedi.

Bunu ne Türkiye ne de Kıbrıs Türk tarafının kabul edeceğini söyleyen Özgürgün, “Rumlar ne Türkiye’yi, ne garantisini, ne Kıbrıs Türklerinin siyasi eşitliğini, ne Kıbrıs Türk Kurucu Devleti’nin eşit ortaklığını ne de iki kesimliliği kabul etmiş değil. Bunlar olmadan bir çözüm, Kıbrıs’ta teslimiyettir” dedi.

Başbakan Özgürgün, A Haber’in, New York’ta yapılan üçlü Kıbrıs görüşmesine ilişkin sorularını yanıtladı.

Kıbrıs Türk tarafının, zorla her şeyi vererek gerçekleştirilecek bir anlaşmaya ihtiyacının olmadığını, Rum tarafının da Kıbrıs Türk tarafı kadar bir anlaşmaya mecbur olduğunu kaydeden Başbakan Özgürgün, “Rum tarafının ada üzerindeki hakları, hiçbir konuda Kıbrıs Tük tarafının haklarından daha fazla değil. Bunu ortaya koyup, bir görüşme ve anlaşmayı devam ettirmek lazım” dedi.

Rum tarafının BM Genel Kurul çalışmaları sırasında Türk tarafıyla görüşmeyi kesinlikle kabul etmediğini dile getiren Özgürgün, liderler görüşmesinin BM Genel Kurul çalışmaları bittikten sonra yapıldığını kaydetti.

Özgürgün, Rumların, yurt dışında, “sadece, BM gözetiminde iki toplum görüşüyor” şeklinde kabul ettiğini, bu bağlamdan bakıldığında bu görüşmelerden çok umut beklemenin doğru olmadığını söyledi.

1475233602.jpg

“RUM TARAFI HİÇ BİR TALEBİNDEN VAZGEÇMİŞ DEĞİL”

Müzakerelerde gelinen aşama ve bugüne kadar olan gelişmelerden 2016 yılı sonuna kadar çözüm olmayacağının görüldüğünü belirten Başbakan Özgürgün, şunları kaydetti:

“2016 yılı sonunda çözüm olur mu?  Bu aşama veya bugüne kadar olan gelişmelerden böyle bir şey olmadığını görüyoruz. Rum tarafı taleplerinden vazgeçti mi, bunun da olmadığını görüyoruz. Rum tarafı, ‘Güzelyurt’u isterim, Maraş’ı isterim, Karpaz’da kanton isterim, 160 bin göçmenin tamamı yerlerine dönecek, KKTC topraklarının yarısını isterim’ gibi hiçbir talebinden vazgeçmiş değil. Bir de, ‘Türk askerinin çekilmesi, Türkiye’nin gönderilmesi’ var. Rum tarafının talepleri çok net. Bu taleplerden vazgeçmedikten sonra yıl sonuna kadar bir anlaşma olur mu?  Eğer teslim olacaksanız olur. Kıbrıs Türk tarafı, ‘ben teslim oldum’ derse olur. Türkiye bunu kabul ederse o zaman olur. Ama ne Türkiye ne Kıbrıs Türk tarafı asla böyle bir şeyi kabul etmez.”

Türkiye’nin fiili garantörlüğü ve tek taraflı müdahale hakkını içermeyen bir anlaşmanın  olamayacağını, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin garantiler konusunda, “garantiler çağ dışıdır” yönündeki açıklamasının son derece tutarsız ve yanlış olduğunu vurgulayan Başbakan Özgürgün, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı’nın garantiler konusunda böyle bir açıklama yapmaya ne yetkisi ne hakkı olduğunu söyledi.

Bugün dünya geneline bakıldığında çok daha fazla güvenliğe ve garantilere ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Özgürgün, “Dünyada güvenlik sorunu çok had safhada, kimin kime ne yaptığı belli olmayan bir düzen var. Öyle bir ortamda biz Kıbrıs Türk tarafı olarak, bir anlaşmanın herhangi bir şekilde ışığını görmüyoruz” dedi.

Kıbrıs konusunda görüşmelerin 2008 yılında, yanlış bir kararla da olsa, Kıbrıs Türk tarafının zorlamasıyla başladığını, oysa 2004’deki “hayır” kararlarının ardından görüşmeleri Rumların başlatması gerektiğini ifade eden Başbakan Özgürgün, şöyle konuştu:

“Bizim, yanlış bir kararla, zorla görüşme başlatmamız ve anlaşmaya mecburuz gibi bir tavır sergilememiz de aslında çok yanlış, bunu daha önce de söyledim. Biz kimseden anlaşma dilenmiyoruz, anlaşma ihtiyacındayız diye her şeyi verecek değiliz. Ama o dönemlerde, zorla masaya Rumları getirmek için çok uğraştık. Oysa 2004’te ‘hayır’ diyen tarafın bizi zorla masaya getirmesi gerekirdi., o zaman ne oldu, ‘beni zorla getirdiğine göre daha fazla taviz vermeye ihtiyacı var, demek ki anlaşmaya ihtiyacı var, demek ki bunlar anlaşmak zorunda’ der ve taleplerini iki katına çıkarır. Yanlış buradaydı, o hata 2008’de yapıldı, çok büyük bir hata olarak yapıldı. Bugün de aynı şeyde devam ediyoruz”.

Özgürgün, New York’ta yapılan üçlü görüşmenin sonucunun kendisi için sürpriz olmadığını da kaydederek, görüşmelerin, 1968’den bu yana olduğu gibi devam edeceğini belirtti.

Özgürgün, “Bir sürpriz olur da Rum tarafı bütün isteklerinden, garantilerdeki yanlış tavrından, toprak tavizlerindeki isteklerinden, olmayacak bir hayal olan bütün göçmenleri evlerine döndürme hayalinden, Girne’ye bayrak dikeceğim hayalinden, Türk bayrağını Kuzey’den indireceğim hayalinden, Türk askerlerini buradan göndereceğim hayalinden vazgeçer o zaman tabi ki çözüm umutları doğar. Bunların vazgeçilebileceğine dair birinin bir beklentisi varsa, ben onu beklemiyorum, o da o zaman çözüme ulaşsın” dedi.