Başbakan Hüseyin Özgürgün, Türkiye’nin etkin ve fiili garantisini asla tartıştırmayacaklarını vurgulayarak, “Kıbrıs Türk halkı da Anavatan Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinden asla vazgeçmez. Kamuoyu yoklamaları da bu desteğin yüzde 90’larda olduğunu gösteriyor. Rum tarafı da bunu bilecek” dedi.

Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nden yapılan açıklamaya göre, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) 26. Dönem 2. Yasama Yılı Açılış Töreni’ne katılan Başbakan Özgürgün, TBMM bahçesinde TRT Haber’in canlı yayınına katılarak soruları yanıtladı.

Açıklamasına, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın TBMM’deki konuşmasını değerlendirerek başlayan Başbakan Özgürgün, “Sayın Cumhurbaşkanımız çok kapsamlı bir konuşma yaptı, her konuya değindi. 15 Temmuz’dan sonra Meclis ilk defa açılıyor. Önemli bir açılış. O süreci de değerlendirdi. AB ile ilişkilerden, terör olaylarına kadar her türlü konuya kampsamlı bir şekilde değindi. Sayın Cumhurbaşkanı, Meclis’ten beklentilerini de dile getirdi” dedi.

Cumhuriyet Meclisi’nin de 3 Ekim Pazartesi günü açılacağını belirten Başbakan Özgürgün, TBMM’nin yeni yasama yılının açılışına katılmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu kaydetti.

15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİ... “GEREKEN TÜM TEDBİRLERİ ALMIŞ BULUNUYORUZ”

Başbakan Özgürgün, 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili bir soruya karşılık, hükümetin 21 Temmuz’da FETÖ’yü KKTC’de terör örgütü olarak kabul ettiğini, 7 Ağustos’ta da Yenikapı Mitingi’ne katıldığını anımsatarak, “O anlamda yoğun bir işbirliğimiz var. KKTC ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki ilişkiler her açıdan çok yoğun ve çok üst düzeyde. Biz Kıbrıs’ta da bu anlamda gereken bütün tedbirleri almış bulunuyoruz ve Anavatan Türkiye ile işbirliği içerisindeyiz. Türkiye ne kadar güçlü ise Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde biz de o kadar güçlüyüz. Biz, Türkiye’nin güçlü ve sağlıklı olmasını istiyoruz. Türkiye, bu tip belalardan kurtulduğu zaman çok daha güçlü olacaktır, mutlaka da kurtulacaktır, böyle bir gücü var”  dedi.

KIBRIS MÜZAKERELERİ...  “RUM TARAFI İLE ARAMIZDA ÇOK FARKLAR, CİDDİ AYRILIKLAR VAR”

Kıbrıs müzakerelerinin 1968’den bu yana aralıklarla devam ettiğine ve Kıbrıs Türk tarafının anlaşma niyeti olduğunu bir çok anlaşmada ortaya koyduğuna işaret eden Başbakan Özgürgün, Kıbrıs Rum tarafının, Kıbrıs Türk tarafının bütün olumlu yaklaştığı anlaşmalara “hayır” dediğini, son olarak da Annan Planı’nı reddettiğini aktardı.

Kıbrıs Türk tarafının olduğu kadar Kıbrıs Rum tarafının da bir çözüme ihtiyacı olduğunu, Kıbrıs’ta iki eşit ortağın, Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin şart olacağı, iki halkın siyasi eşitliğine dayanan bir çözümün gerektiğini vurgulayan Başbakan Özgürgün, şöyle devam etti:

“İki kesimlilik net olarak korunmalıdır. Kıbrıs Türk halkının Kıbrıs’ta Rumlar kadar eşit olduğu da unutulmamalıdır. Bunu Rum tarafı kabul ederse derhal çözüm olur. Rum tarafı bunu kesinlikle kabul etmiyor. Zaten onun için 48 yıldır görüşülüyor. Tersinden bakalım, eğer biz Rum tarafının istediklerini kabul edersek de hemen çözüm olur. Onlar nedir; Türk askeri gidecek, Türkiye’nin varlığı Kıbrıs’ta sonlanacak, eşitlik olmayacak azınlığı kabul edeceksiniz. Rum tarafının göçmen dediği insanları Kuzey’e yerleştireceksiniz. İki kesimliliği ortadan kaldıracaksınız. Bunu da kabul ederseniz yarın çözüm olur. Demek ki aramızda çok farklar var. Çok ciddi problemler var, çok ciddi ayrılıklar var. Bunların hiç birinde de uzlaşılmış değil. Onun için Kıbrıs’ta görüşmeler daha sürecek. Kolay bir süreç değil. 48 yıl daha sürebilir. Kıbrıs Türk halkı da Anavatan Türkiye de bu konuda her türlü olumlu yaklaşımı gösterdi. Burada varsa bir sıkıntı her zamanki gibi Güney’dedir, Avrupa Birliği’ndedir, Yunanistan’dır. Yunanistan Başbakanı ve Dışişleri Bakanı’nın da son dönemde yapmış olduğu açıklamalar uzlaşmadan ne kadar uzak olduğumuzu gösteriyor.”

Başbakan Özgürgün, dönüşümlü başkanlığın Yönetim ve Güç Paylaşımı başlığı altında alt başlık olduğunu, Yönetim ve Güç Paylaşımı başlığı altındaki konularda da sıkıntılar olduğunu anlattı.

Liderlerin New York’taki görüşmeleriyle ilgili soruyu da yanıtlayan Başbakan Özgürgün, New York’ta pek uzlaşı göremediklerini, görüşmelerin kaldığı yerden devam edeceğini ve etmesi gerektiğini söyledi. Taraflarda seçim olduğu zaman görüşmelerin sıkıntıya girdiğini belirterek, gelecek yıl Kıbrıs Rum kesiminde başkanlık seçimi olduğunu anımsatan Başbakan Özgürgün, seçim atmosferine girilmesinin görüşmeleri uzatacağını kaydetti.

“GARANTÖRLÜK EN KALIN KIRMIZI ÇİZGİMİZ”

Başbakan Hüseyin Özgürgün, Türkiye’nin garantörlüğünün en kalın kırmızı çizgileri olduğunu ve asla tartıştırmayacaklarını vurgulayarak, şöyle konuştu:

“Ben ve hükümetim olarak söylüyorum, kesinlikle Türkiye’nin garantörlüğünü tartıştırmayız. Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinden asla taviz vermeyiz, onu konuşturmayız. Bu bizim altı çizilmesi gereken en kalın kırmızı çizgimizidir. Çünkü güvenlik konusu, bugünkü ‘çağdaş’ dünyada çok daha fazla önem arz ediyor. Çok yakın çevremizde de görüyoruz. Hiç kimse kimsenin gözünün yaşına bakmadığı gibi, kimse de kolay kolay birisine yardım edecek durumunda değil. Çok şükür ki, Anavatan Türkiye 1974’te müdahaleyi yapmasaydı Kıbrıs’ta da böyle durumların yaşanacağını herkes biliyor. Onun için biz, o günleri yaşatmayacak bir çözüm peşindeyiz. Onu yapmazsak halkımıza da çok büyük zararı olur. Yarın diyelim ki böyle bir çözümden sonra Kıbrıs Türk halkı Elam gibi bir terör örgütünün, Rum tarafındaki aşırı uç unsurların insiyatifine terk edilmiş olur, sokağa çıkmayacak duruma gelir. Sokağa çıktığı zaman ‘çocuk geri dönecek mi’ endişesi yaşamaya başlar. Onun için biz Türkiye’nin etkin ve fiili garantisini asla tartıştırmayız. Kıbrıs Türk halkı da anavatan Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinden asla vazgeçmez. Kamuoyu yoklamaları da bu desteğin yüzde 90’larda olduğunu gösteriyor. Rum tarafı da bunu bilecek.”

DOĞAL KAYNAKLARIN PAYLAŞIMI...

Kıbrıs Rum tarafının “Ben tanınan devletim, AB üyesiyim, Kıbrıslı Türkler azınlıktır, onlarla azınlık haklarını görüşüyorum” yaklaşımında ve felsefesinde olduğuna işaret eden Başbakan Özgürgün, Rumlar bu yaklaşımda olduğu için adadaki doğal kaynaklar konusuna da, her şeyin kendisinin olduğu ve “azınlıklarla bunu görüşmem” mantığıyla baktığını söyledi. Başbakan Özgürgün, “Bu zihniyetle neyi anlaşacaksınız ki?” diye sordu.

Doğal gazın Ada’daki iki halkın eşit hakkı olduğunu vurgulayan Başbakan Özgürgün, “Hiçbir zaman Rum tarafının tek başına hakkı değildir. Onu da oldu bittiye getirme gayretleri var. Öyle bir şey olursa da gereken tedbir alınır. Kıbrıs Türk tarafının haklarını da yedirmemek lazım” dedi.

Kıbrıs Rum kesiminde 3 bin uzman asker alımı konusundaki bir soru üzerine Başbakan Özgürgün, bunun, Türk askerinin Kıbrıs’taki fiili varlığının ne kadar önemli olduğu anlamına geldiğini vurguladı.

Başbakan Özgürgün, “Bir taraftan, ‘Türk askeri gitsin, Türk unsurlar gitsin’, bir taraftan da  yaklaşık 30 bin kişilik bir ordu besliyorsunuz. Sen önce bunları kaldır, onu görelim. Ondan  sonra bunu söylemeye hakkın olur” dedi.

“TÜRK ASKERİ TEHDİT DEĞİL”

Rum tarafının, Türk askerini “tehdit” olarak gördüğü iddiasıyla tedbir aldığını söylediğini, Türk askerinin tehdit olmadığını kaydeden Başbakan Özgürgün, “1974’den sonra Kıbrıs’ta ne oldu ki sen tedbir alıyorsun. 1974’den önce Türk askeri yokken oldu olanlar. Binlerce insan öldü, kayboldu. Daha bir ay önce katledilmiş 33 kayıp Türkün cenazesini Kuzey’de gömdük. Bunlar daha yeni bulundu. O zaman Türk askeri yoktu. Türk askeri olduktan sonra Ada’ya barış geldi. Ada’ya barışı Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) getirdi. Hala daha onu tehdit görüyorsan bunun arkasında başka niyet ararım. Güney’e geçtiği zaman aşırı uçların saldırısına uğramış bir çok Kıbrıslı Türk var. Asker alımları süratli bir şekilde Güney’de devam ederken TSK’nın ve Güvenlik Kuvvetleri’nin güçlü olması çok önemli” dedi.

“TÜRKİYE’YE YAPILAN SAMİMİYETSİZLİK”

Türkiye’de 15 Temmuz darbe girişiminin ardından, yurt dışından gösterilen bazı yaklaşımları hayretle izlediğini, yaşanılan olayların Kıbrıs Türk halkını derinden yaraladığını ve gereken adımları attıklarını ifade eden Başbakan Özgürgün, en basit ifade ile Türkiye’ye haksızlık yapıldığını söyledi.

Türkiye’ye yapılanların samimiyetsizlik olduğunu kaydeden Başbakan Özgürgün, AB’nin aynı tutumu Kıbrıs’ta da yaptığını belirtti.

Türkiye’nin kredi notunun düşürülmesiyle ilgili değerlendirmesinin sorulması üzerine de Başbakan Özgürgün, ekonominin zayıflatılması ile her şeyin zayıflatılmasının hedeflendiğini ifade ederek, “Ekonomik güç, askeri güç birleştiğinde süper güç olunuyor. Askeri gücün zayıflatılması operasyonları yapıldı. Sonra ekonomik gücü zayıflatma, bence şimdi onun ikinci perdesi oynanıyor. Türkiye bunları aşacak kadar çok büyük bir ülke. Türkiye’nin ekonomik gücü dünyadaki en büyük ekonomik güçlerden biri. Bunu çökertmek kolay değil, bu şekilde imkanı yok, onlar görülecek. Kısa süreli aldatma olur ancak, gelir geçer. Biz, Kıbrıs’a gelen yatırımlardan da o gücü görüyoruz. Türkiye’nin hem ekonomik gücü, hem askeri gücü, ikisi de zaafiyete uğratılacak güç değil. Bunu deneyenler bana göre hayal peşinde koşuyor” diye konuştu.

Ankara’da, Türkiye hükümet yetkilileri ile üst düzey görüşmeler de yaptığını, KKTC ve Türkiye hükümetlerinin çok yoğun ve yakın işbirliği içerisinde olduğunu da aktaran Başbakan Özgürgün, özellikle Türkiye’den suyun gelmesi ile ülkede ciddi proje ve yatırımlar olduğunu, bunları da görüşme fırsatı bulduklarını söyledi.

Başbakan Özgürgün, temasları çerçevesinde bu akşam Ankara’da TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın verdiği resepsiyona da katıldı.