Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, Kıbrıs müzakerelerinin 2016 yılsonu ile takvimlendirilmesini istediklerini açıkladı.

Özgürgün yazılı açıklamasında, Rum Dışişleri Bakanı Yuannis Kasulidis’in Rum resmi yayın organına açıkladığı “çözümün şartlarını” ülkede herkesin ve her kesimin dikkatle ve ibretle değerlendirmesi gerektiğini kaydetti.

Özgürgün, çözümün ilk gününden itibaren Maraş’ın ve toprak düzenlemelerine tabi olacak bölgelerin derhal teslim edilmesini, Türk askerinin adadan hemen çekilmesini, Türkiye’nin garantörlüğünün sonlandırılmasını “çözümün şartları” olarak gösteren Kasulidis’in, bir anlamda 1968 yılından bu yana sürdürülmekte olan müzakerelerin neden sonlandırılamadığını bir kez daha net bir şekilde açıkladığını belirtti.

“Değişmeyen zihniyetin sahipleri” olarak gösterdiği Rum-Yunan ikilisine göre, Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin varılacak son durakta Kıbrıs Türk halkının adadaki varlığına, güvenliğine, hak ve çıkarlarına asla yer olmadığını Kıbrıs Türk halkının büyük çoğunluğunun çok iyi bildiğini ifade eden Özgürgün, şunları kaydetti:

“Hal böyleyken, yıllardır sürdürülen müzakere sürecinde Rum taleplerindeki tehlike ve tuzak dolu gerçekler bazı kesimlerce ısrarla ve inatla hep göz ardı edilmiş, iyi niyetten yoksun bu zihniyetle, adil ve yaşayabilir bir anlaşma umudu hep canlı tutulmaya çalışılmıştır.

Kıbrıs Türk halkı adına, Kıbrıs Türk halkının hak ve çıkarlarını savunmakla görevli makamların, Güneydeki muhataplarına gerekli yanıtları en sert bir şekilde vermesini talep etmek hakkımız olduğu gibi, halkımızın geleceğinin tek güvencesi, egemenliğinin ifadesi devleti, Anavatan Türkiye’nin garantisi ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin adadaki varlığı olduğunu hatırlatmak da görevimizdir.

Ulusal Birlik Partisi olarak bu gerçekler ışığında, değişmeyen temel hedefi Kıbrıs Türkü’nün egemen varlığının simgesi devletini ortadan kaldırmak, Kıbrıs Türk halkını azınlık durumuna düşürmek, Rum egemenliğini kuzeye yaymak ve Anavatan Türkiye’nin garantörlüğünü sonlandırmak olan Rum tarafı ile sürdürülen ve zaman harcama anlamına gelen ‘müzakerelerin’ en kısa süre ile hatta 2016 yılsonu ile takvimlendirilmesini talep etmekteyiz.”