Özlem Çimendal

Kamu-Sen Başkanı Mehmet Özkardaş ve Hür-İş Başkanı Yakup Latifoğlu müşavir ordusunun sorumlularının Meclisteki tüm partiler olduğunu aktardı.

Geçmişte hiçbir niteliği olmayan, eğitim durumları olmayan ve yapılacak işe uygun olmayan insanları müdür müsteşar yaptıklarını savunan Özkardaş, “Şuan da mevcut müşavir konumundalar ve ille de yeni müşavir yaratmamak adına bu kişilerin yeniden atanması da doğru değil” dedi.

Hür-İş Başkanı Latifoğlu da yeni müşavir yaratılmasının yine kamu maliyesi ve atom işgücü anlamında KKTC’de büyük bir sorun olduğuna dikkat çekti. Latifoğlu, “Bu sorun bir an önce çözülmeli ve KKTC bir an evvel bu ayıptan kurtarılmalı” dedi.

İki sendika başkanı gelip geçen hükümetlerin ellerindeki müşavir kozunu kaybetmemek için ‘yeni müşavir yaratılmamasını düzenleyen yasa’ önerisine sıcak bakmadığını aktardı.

Özkardaş: “Devlet yönetimi iş bilmezlerle mümkün değil”

Kamu-Sen Başkanı Mehmet Özkardaş, UBP-DP hükümetinde yapılan atamaların mevcut müsteşarlardan oluştuğunu belirterek, yeni birkaç isimin dışında yeniden atanan mevcut müsteşarların iş bilmez ve niteliksiz olduklarına işaret etti.  Özkardaş, sırf partili eş dost olduğu için görev verilen bu kişilerin müsteşarları ve bakanı da yanlış yönlendireceğini kaydetti. Devlet yönetiminin iş bilmezlerle mümkün olmadığına vurgu yapan Özkardaş, yeni müşavir yaratılmaması için mevcutlara yönelinilmesinin de yanlış olduğunu aktardı.

“Hiçbir niteliği, işe uygunluğu olmayanları müdür, müsteşar oldu”

Yeni birkaç isim dışında yeni hükümet kadrolarına mevcut müşavirlerden görevlendirilme yapıldığını ancak asıl sorunun niteliksiz ve iş bilmez kadroların oluşması olduğunu söyleyen Özkardaş, “Atananların da çoğu şu anki mevcut müşavirlerdir. Geçmişte hiçbir niteliği olmayan, eğitim durumları olmayan ve yapılacak işe uygun olmayan insanları müdür müsteşar yaptılar. Şuan da mevcut müşavir konumundalar ve ille de yeni müşavir yaratmamak adına bu kişilerin yeniden atanması da doğru değil” dedi.

“Partilidir, bayrak sallar, kişilerin arkasından koşturur”

Yeni müşavir yaratmamak adına mevcut iş bilmez ve niteliksiz kişilerin yeniden atanmasının asıl sorun olduğuna değinen Özkardaş, “Partilidir, bayrak sallar, kişilerin arkasından koşturur diye hepsi için söylemiyorum ama hiçbir niteliği vasfı olmayan kişileri müdür, müsteşar yaptılar” şeklinde konuştu.

“Tepkiden korkulduğu için aynı kişiler farklı kademelere atanıyor”

Mevcut müşavir sayısının yüksek oluşundan ve yeni müşavir ordusu yaratılmasına karşı oluşacak tepkiden çekinildiği için hiçbir vasfı olmayan kişilerin yeniden görevlendirildiğini savunan Özkardaş, “Yeni müşavir yaratmama adına işe uygun olmadığının ve niteliksiz olunduğunun bilinmesine rağmen tekrar bu insanlara farklı kurumlarda farklı görevlendirilmeler yapılıyor” diye konuştu.

“Kamuyu müdürler, müsteşarlar yönetir, Bakanlar değil”

Kamuyu mahvetme adına yapılan atamaların iş yapamayacağı ve sağlıklı bir devlet yönetimi ortaya çıkaramayacağı gerçeğinin ortada durduğuna işaret eden Özkardaş, “Bence incelenmesi gereken konu budur. Kamuyu yönetenler teknik elemanlar, müdür ve müsteşarlardır. Bakanlar değildir. Eğer bir kurumun müdür ve müsteşarları yasa bilmiyor ve niteliksizse ve hiçbir şey bilmiyorsa bakanları ve Başbakanı yanlış yönlendirir. Onun için kamu bir adım ileri gitmez” diye konuştu.

“Sırf örgüt başkanları istiyor diye atananlar var”

Kamuoyunun, ille de müşavir yaratılmasın diye geçmişte kötü icraatlar yapmış ve yetersiz olan kişilerin yeniden atanması konusuna değinmesi ve bunun üzerine gitmesi gerektiğini savunan Özkardaş, “Çok niteliksiz, vasıfsız olan ve vasıfları görevine uymayan, sırf partilidir ve örgüt başkanları istiyor diye müdür müsteşar yapılanlar bugün yine atanıyor” dedi.

“Geçmişte farklı görevde olan müşavirler şu an farklı yerde”

Özkardaş, başka bir sorunun da geçmişte farklı görevde olan müşavirlerin şu an daha farklı görevlere atanmaları olduğunu söyleyerek, “Bu sistem ne kadar doğudur soruyorum” ifadelerini kullanarak devlet yönetiminin de tehlikeye atıldığına işaret etti.

“Bu günah CTP, UBP, DP ve TDP’nin ortak günahıdır”

Müsteşarlık konusunun şimdiye kadar çoktan halledilip ortadan kaldırılması gerektiğini savunan Özkardaş, “Bu suç tüm partilerindir. Önceki hükümet ortağı CTP son 3 yıldır hükümetteydi keza diğer partiler de aynı oranda Mecliste söz sahibidir ama hala müşavirliği ortadan kaldıracak bir yasal düzenleme yapmadılar. UBP, DP, CTP, TDP’nin hepsinin bu konuda günahı var” şeklinde konuştu.

“Koltuk sevdaları nedeniyle ellerinden bırakmıyorlar”

Hükümet edenlerin de muhalefet edenlerin de ellerinde tuttukları “müsteşar” kozunu koltuk sevdaları nedeniyle ellerinden bırakmak istemedikleri için önleyici yasaya sıcak bakmadığına değinen Özkardaş, “Ellerinde tuttukları bu kozu bu nimeti bırakmak istemiyorlar. Kamuyu da mahfeden bu partilerdir” diye konuştu.

“Kamuyu bitiren siyasi partilerdir”

Kamunun verimsiz oluşu ve işlevselliğini yitirdiği söylemlerinin ana kaynağının da siyasi partiler olduğunu savunan Özkardaş, “Kamuyu bitiren de kendileridir. Sakın sendikaları suçlamaya kalkmasınlar. Sendikalar istemedi niteliksiz kişiler müdür, müsteşar, şube amiri olsun. Ya da işe gitmeyenlere ve oturdukları yerden para alanlara ceza verilmesin de demedi. Disiplin suçu işleyenlere ceza verilmesine de karşı değiliz” ifadelerini kullandı.

Partizanca atamalar yapılıyor

Şu anda kaç tane yeni müşavir ve kaç tane mevcut müşavir ataması yapıldığının araştırılması gerektiğini söyleyen Özkardaş, “Asıl üstüne gidilmesi gereken bence sırf yeni müşavir yaratılmasın diye niteliği olmayan, geçmişte partizanca müdür, müsteşar yapılanları, kamuyu mahvedercesine tekrardan kendi görevleri dışındaki daha başka görevlere atıyorlar” dedi.

“CTP-UBP de UBP-DP de bilirkişiler yerine tam tersi atamalar yaptı”

Devlet kurumlarının niteliksizleşmesi endişesi taşıdığını da ifade eden Özkardaş bunu da şu şekilde açıkladı:

“Dün ‘X’ bakanlıkta olan bir bakanı bugün ‘Y’ bakanlığına atıyorlar. Bir önceki CTP-UBP hükümeti döneminde de durum aynıydı. CTP’de de kabineyi gençleştirme adına bakanlık değişimleri yapıldı. 3 ay sonra onlar da alındı başkaları getirildi. Eleştiri yapılınca da gençleştirme cevabını verdiler. Verimliliğin esas olması için devlet kurumlarının iş bilir, nitelikli kişilerce donatılması gerekir. Ancak görüyoruz ki bunun tam tersi yapılarak sendikalar suçlanıyor ve kamu verimsizleştiriliyor.”

Latifoğlu: Sorun eski yeni değil, sorun nitelik sorunu

Hür-İş Başkanı Yakup Latifoğlu ise her hükümet değişiminde yaşanan görevden alma ve yeni atamalar konusunda asıl önemli olanın kurumlarda ya da devlet kademelerinde görevlendirilen kişilerin niteliği olduğunu ifade etti.

“Yasa için Mecliste bir irade ortaya konulamadı”

Her hükümet değişiminin beraberinde müşavir ordusu da yarattığını, bunun önüne de ilgili yasada yapılacak olan değişiklikle geçilmesinin mümkün olduğunu söyleyen Latifoğlu, “Bu üst kademeler yasasıyla yapılan bir düzenleme. Ama Kamu Görevlileri Yasasında düzenlenmesi için de Mecliste bir irade ortaya konulup geçirilmedi” dedi.

“Temel tıkanıklığın nedeni yasa olmayışı”

Müşavir oluşturulması ve yeni siyasi atamaların temelinde ve asıl tartışılması gerekenin kendi alanında bilgili ve yetkin insanların atanmasının önündeki en büyük engelin bu yasanın çıkmayışı olduğunu ifade eden Latifoğlu, “Bugün konusuyla ilgili olmayan bakanlıklara müsteşar ve müdür atananlar kamudaki temel tıkanıklığın nedeni haline gelmiş durumdadır” ifadelerini kullandı.

“KKTC bir an evvel bu ayıptan kurtulmalı”

Yeni müşavir yaratılmasının yine kamu maliyesi ve atom işgücü anlamında KKTC’de büyük bir sorun olduğuna değinen Latifoğlu, “Bu sorun bir an önce çözülmeli ve KKTC bir an evvel bu ayıptan kurtarılmalı” dedi.

“Kamusal hafıza zarar görüyor, bilgi aktarımı sağlanamıyor”

Her gelip giden hükümetle birlikte kamusal hafızanın zarar görmekte olduğunu söyleyen Latifoğlu, “Bilgi aktarımı kişiden kişiye ve nesilden nesile geçirilememektedir. Bir an önce yasal düzenlemenin yapılıp akılcı adım atılması gerekir” diyerek, yapılmaması durumunda da ülke yönetiminin verimsizliğinin de önüne geçilemeyeceğine işaret etti.

“Herkes şikâyetçi peki neden adım atmıyorlar?”

Her hükümet döneminde gerçekleşen görevden alma ve yeni atamalarla oluşan müşavir konusunda herkesin şikâyetçi olmasına rağmen bir adım atılamamasının nedenlerine de değinen Latifoğlu, “Bunun nedeni aslında siyasi atamalar veya müsteşar olarak ayrılanların beyanlarında açık bir şekilde görülmektedir” dedi.

“Devletin değil, partinin memuru gibi davranıyorlar”

KKTC’de süregelen anlayışın ürünü olan müşavirler konusunun yanı sıra bir başka önemli konunun daha var olduğunu söyleyen Latifoğlu, kamuya siyasi ve partizanca atanan kişilerin kendilerini devletin memuru olarak değil, kendisini oraya atayan partisinin memuru gibi hareket ettiği olduğunu söyledi ve “Tüm bunlardan dolayı müşavir olayı maalesef ki sonlandırılmamaktadır” diye konuştu.

Latifoğlu, partilerin kendi yaptıkları siyasi atamalara kendi memuru gözüyle, atananların da kendilerini devletin memuru değil partisinin memuru olarak görmekten vazgeçmediği sürece sorunun aşılamayacağını savundu.