Kıbrıs Türk Kamu Görevlileri Sendikası (Kamu-Sen), Türkiye ile KKTC arasında imzalanması öngörülen 2016-2018 yıllarını kapsayan “Yapısal Dönüşüm Programı”nın  Meclis’teki siyasi partiler, sivil toplum örgütleri ve halk tarafından iyice tartışıldıktan ve sindirildikten sonra müzakere edilmesini istedi.

Kamu-Sen Başkanı Mehmet Özkardaş yaptığı yazılı açıklamada, KIB-TEK, Telekomünikasyon ve limanlarla ilgili çekincelerini dile getirdi.

Özkardaş, "Yapısal Dönüşüm Programı " taslağına göre, “KIB-TEK'in, üretim, iletim ve dağıtım olmak üzere  ayrıştırılarak üç şirket haline getirileceğini, elektrik dağıtım sisteminin işletme hakkının devredileceğini” belirtti.

Programa göre, “Telekomünikasyon alt yapısı ve hizmetleri işletme hakkı devrinin,yap-işlet-devret hisse devri modellerinden birisi ile işletileceğini” kaydeden Özkardaş, “liman otoritesi ve liman hizmetlerinin  birbirinden ayrılacağını, Gazimağusa  Limanı, Girne Turizm Limanı, Girne Antik Limanı ve Yat Limanları’nın işletme haklarının devredileceğini, kamu kurum ve kuruluşları arasındaki İhtiyat Sandığı prim oranları arasındaki eşitsizliğin ortadan kaldırılacağını” ifade etti. (Toplu iş sözleşmeleriyle de olsa işçinin İhtiyat Sandığı prim oranları yükseltilmeyecek)

Özkardaş, taslak metin, vergide adaletin sağlanması, kayıt dışılığın önlenmesi, Bankacılık Yasası’nın düzenlenmesi, meslek edinme ve istihdamı artırmaya yönelik olumlu unsurlar içerse de, müzakere edilmeden, sivil toplum örgütleri, siyasi partiler ve üniversitelerle tartışmadan imzalanmasının kabul edilebilir bir yaklaşım olmayacağını kaydetti.

Özelliklede şu anda sürdürülen müzakere sürecinde, Mağusa Limanı’nın Maraş'a karşılık uluslararası ticarete açılması ciddi olarak  tartışılırken ve çözümün çok yakın olduğu seslendirilirken, hiçbir alt yapı iyileştirmesi yapılmayan Mağusa Limanı’nın “beleşe gideceğini” savunan  Özkardaş, bu limanı  alan kişi ya da şirkete olası bir çözümle ve/veya Mağusa Limanı’nın Maraş'a karşılık uluslararası ticarete açılmasıyla bire bin kazandıracağı öngörüsünde bulundu.

Özkardaş,“Böylesi değerli bir Limanı bu koşullarda özele devretmek, altın yumurtlayan tavuğu beleşine birine peşkeş çekmek demektir” dedi.

Özkardaş, limanların hepten özele devredilmesinin insan kaçakçılığı, limanlardaki gemi trafiğindeki can güvenliği ve kaçakçılık olasılıklarını artırabileceğini belirtti.

Özkardaş “Gündemde olan bu taslak olumlu ve olumsuz tüm  yönleriyle tartışıldıktan, Meclis’teki tüm siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinin katkı ve görüşleri alınıp, ortak paydalarda uzlaşılıp, halkımızın içine sinecek bir şekle gelmesinden sonra müzakere edilmelidir” ifadelerini kullandı.

Özkardaş, Kıbrıs konusu gibi çok önemli bir sürecin yaşandığı bu günlerde, kavgaya ve hizipleşmeye değil, iş birlikteliğine, dayanışmaya, şeffaflığa, biri birine  değer vererek ortak paydaları birlikte oluşturup, bunları  birlikte savunmaya ihtiyaç olduğunun altını çizdi.