Deniz Abidin

TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit, UBP içinde bakanlık alamayanların sitemkar tavırlarının gözle görülür şekilde olduğunu belirterek, hükümete güven oyu verdiklerini, ancak hükümetin ömrünün uzun olmadığını onların da söylediğini kaydetti. "Hükümet altı ayaklı mı? Hayır değil, daha fazladır"diyen Özyiğit, hükümetin kurulma misyonunun belli olduğunu söyledi. Özyiğit, hükümetin mimarının Türkiye Başbakan Yardımcıs Tuğrul Türkeş olduğunu dile getirerek, "düşünün ki daha hükümet  güven oyu almadan, borçlandı. Türkeş ile enine boyuna görüşüp ekonomik protokolün imzalanması garanti altına alındı" diye konuştu. Ekonomik paketin CTP-UBP döneminde hazırlandığını söyleyen Özyiğit, o dönem CTP'nin bu ekonomik paketi biraz tartışır bir şekilde göründüğünü belirtti.

"Sorumluluk kamuda, yönetim erki özelde"

Özyiğit şunları söyledi, "Bana göre tartışmadı. Eski Başbakan Kalyoncu, yargı ve elektrik konusunda biraz sıkıntı olduğunu ifade etmişti. Statistiğin başka bakanlıklara ayrılması, emeklilik yaşının artırılması, telefonun kamu özel ortaklığıyla işletilmesi gündemde  yoktu. Kamu Özel ortaklığı Dome Otel gibi ise ya da Koop Süt gibi ise  gelsinler biz de destek verelim. Ama öyle değil. Sorumluluk yükü kamuda olacak. Yönetim erki ise özelde olacak.  Davul değil, mesele tokmaktır. Mesele, tokmağı kimin vuracağına karar vermektir. Burada öyle bir irade yoktur"

"Entegrasyoncu politikanın mimarı sizsiniz"

Özyiğit, elektrikte bir önceki hükümet döneminde Maliye Bakanlığı yapan Birikim Özgür'ün protokolü   entegasyoncu bir zihniyet olarak tanımladığına dikkat çekerek, "ben soruyorum, bu ekonomik protokolün hazırlayıcılarından bir tanesi sizsiniz. Sendikalara dediniz ki bu protokolü imzalamazsak maaş ödeyemeyiz. Sendikacılar ise sordu. İçinde ne var?Ben de bilmem dediniz. Bilmediğiniz bir şeye nasıl imza atacaktınız. Kendinizi şartlandırdınız. Bizim  CTP içinde hala daha yol yürüyeceğimiz arkadaşlar hariç, 2 buçuk yıllık hükümet döneminde CTP'nin tepesinde  oturanlar ve bu ülkeyi bu duruma düşürenlerle yürüyecek yolumuz yoktur. Kimse kusura bakmasın. Entegrasyoncu politikanın mimarı sizsiniz. Siz bu toplumun Türkiye ile daha çok bağımlı hale gelmesini sağladınız"diye konuştu.

"Dik durun yanınızdayız dedik, ama su koyverdiler"

Özyiğit, UBP hükümetten vazgeçmemiş olsaydı, CTP'nin kesinlikle ekonomik protokole imza atacağını belirterek, "Su meselesinden belli değil mi? Biz TDP olarak dik durun yanınızdayız dedik. Ama su koyverdiler. Yer altı kaynaklarımız devredilmeyecek dediler. Kuyulara sayaç takacaksınız, parasını toplayacaksınız ve o şirkete siz vereceksiniz" dedi.

"Göçe hazırlanan insanlar var"

Elektrik, telefon ve limanların ciddi tehlike altında olduğunu ifade eden Özyiğit, hükümetin imzacı bir hükümet olduğunu söyledi. Özyiğit, toplumun bu hükümetin hayırlı bir iş yapmayacağına inanmadığını belirterek, kurumların devredilmesi durumunda bunun arkasının sendikasızlaşma ve göç olduğunu kaydetti. "Bu yaz göçe hazırlanan insanlar var"diyen Özyiğit, insanların umudunun kırıldığını belirtti. Özyiğit, elektrik konusunda, CTP Başkanı Talat'ın "üretim bizde kalacak" dediğini hatırlatarak, üretimin AKSA'da olduğunu söyledi. Özyiğit, üretilememesi durumunda kabloyla getirtiriz  mantığıyla yaklaşıldığını dile getirerek, telefon konusunda ise alınan malzemelerin bugüne kadar yağmurun ve güneşin altında atıl vaziyette bırakıldığını anlattı. "Orada servet yatıyor"diyen Özyiğit, telefonun başına kaç kez müdür geldiğini ve bu kişilerin hepsinin yargılanması gerektiğini kaydetti. Özyiğit, elektrikte 20 yıldır aynı şeylerin konuşulduğunu,  o dönemin TC Büyük Elçisi Aydan Karahan'ın hükümetin bakanlar kurulu toplantılarına girdiğini,  "Sezai Türkeş Fevzi Akkaya'ya bu elektriği verin ve kurtulun" dediğini anımsattı. Özyiğit, bu kurumlarda tek bir alt yapı çalışması dahi yapılmadığının altını çizdi.

"Serdar Denktaş'ın  kumarcılar hani ihalesinde aklanmadı"

Özyiğit, Serdar Denktaş ve Tahsin Ertuğruloğlu'nun adının bakanlıkla anılmaması gerektiğini söyleyerek, Serdar Denktaş'ın  kumarcılar hani ihalesinde ve piyangolar yolsuzluğunda  aklanmadığını hatırlattı. Özyiğit, "Ombudsman'ın söyledikleri ne olacak? Ertuğruloğlu hükümet tarafından aklanmaya çalışılacaktır" dedi. Özyiğit, limanların her yıl sonu devlete belirli bir miktar kar sağladığını söyleyerek, "bu kadar yıldır alınan paralar nereye harcandı, neden altyapı yatırımı yapamıyoruz deniliyor" diye sordu.

"Topluma verdikleri umudu da yok ettiler"

Özyiğit şöyle devam etti, "CTP, UBP ve DP'nin politika yapayım derken bunu yüzüne gözüne bulaştırdı. İki buçuk yıl önce bu topluma verdikleri umudu da yok ettiler. Kenara çekildiler. Şimdi asılları geldi. Türkiye bir süre sonra bizden ne isteyebilir diye onun hazırlığına başladılar. Vijdanınız varsa, biraz olsun bu halka saygınız varsa daha fazla zarar vermeyin. Umudumuz kalmadı. Halkın refahını sağlayacaksınız diye bir umudumuz yoktur. Halka da diyorum ki, uygulanan bu politikalara sessiz kalmayın"

"Acil servis poliklinik hizmeti görüyor"

Özyiğit, sağlık konusunda da ülkede bir sistem kurulamadığını belirterek, randevulu çalışmanın amacına ulaşamadığını kaydetti. Özel sektörde sendikalaşma konusunda ise insanların anlık yaşadıklarını, anlık ailelerine bakmak zorunda olduklarını söyleyen Özyiğit, birgün işe gitmemeleri durumunda kapının önünde kalma tehlikesiyle yaşadıklarını anlattı. Özyiğit şunları söyledi, "Gündüz işini bırakamayan insanlar gece acil servise giderek bakınıyorlar.  Acil servis sadece acil vakalar için vardır, poliklinik hizmeti göremez. Bu dünyanın hiçbir yerinde yoktur. Ayrıca, toplumun yüzde 60'ı borçludur. Kredi kartlarını ödemekle meşgul. Borcu borçla kapatıyorlar. Hala daha bu devlet birleşik faizden bu toplumu kurtaramadı. Borcunu ödeyenle ödeyemeyeni ayırt edemedi. İcra iflas sistemi ekonomik pakette yer alıyor. Biz bunu yıllardır söylüyoruz. Bunun ekonomik protokole yazılması gerekmiyor. Yargının çabuklaştırılması bu pakete yazılmak zorunda mı? İnsanlar bilecekler ki, bu ülkede iş bulup çalışmaya başladıklarında hak ettikleri bir ücreti alacaklar. Ancak özel sektörün durumu belli. Kayıt dışı olanlar asgari ücretten daha da az maaşa çalıştırılıyor. Bu insanlar iş kazalarında hayatlarını kaybediyor"

"Şimdi sıra üçüncü versiyon hükümetçilik oyununda"

Devlette ise "Göç Yasası"nın mağduriyetinin hala  devam etmekte olduğunu söleyen Özyiğit, ivediliği alınan bu yasalara CTP dönemi iktidarında hiç dokunulmadığını kaydetti. Özyiğit, bir yasanın iki buçuk yılda gündeme gelmemesinin Meclisin işlevini yitiridiği anlamına geldiğini söyledi. Özyiğit, "şimdi sıra üçüncü versiyon hükümetçilik oyununda"dedi. Özyiğit, TDP'nin seçime hazır olduğunu söyleyerek, bir yıl önce bu ülkede çok ciddi bir değişimin olduğunu, Akıncı'nın Cumhurbaşkanı seçildiğini belirtti. Özyiğit, "TDP, sakindir,sabrediyoruz,  ancak Kıbrıs Türk halkı daha ne kadar sabredecek bunu merak ediyorum. Bir yıl önce dedik ki Meclis'teki irade değişti. Gelin seçime gidelim. O dönem Talat'a da bunu söyledik, gelin bir geçiş hükümeti kuralım,  seçim tarihini belirleyelim dedik. Ancak onlar, reform hükümeti dedi, daha 2 buçuk yıl var dediler, fakat reform hükümeti herşeyi deforme ederek ortada bıraktı. Bu hükümetçilik oyununu bir süre daha bu arkadaşlar da oynayacaklar"dedi.

"Seçim bir nebze olsun bunları temizleyecektir" diyen Özyiğit, "halka soruyorum, gidip zemzem suyunda yıkanıp paklandılar da ona göre mi geldiler? Yoksa birinin beceriksizliğini kendilerine malzeme yaparak  şirin mi göründüler? Bugüne kadar olan budur. Gelen her hükümet ortaya bir fark koymadı, geçmişteki günahlarından arınmadı. Şimdi artık 3'ü 1 yerdeyi kenara çekme zamanıdır"

"Beceriksizliğin kılıfı..."

Son günlerin tartışmalı konusu Başkanlık sistemine de değinen Özyiğit, hükümetteki partilerin kendi beceriksizliklerinin üstünü örtmek için başka tartışma açtığına dikkat çekerek "bunu beceriksizliğin kılıfı"olarak nitelendirdi. Özyiğit, "Siz krallık istersiniz, biz karallığın önünde engeliz" diyerek, ülkedeki seçim sisteminin değiştirildiğini, artık dar bölgecilik anlayışının tarihe karışacağını belirtti. Özyiğit, başkanlık sisteminin federal Kıbrıs'a gitmek için bir hazırlık olması açısından isteniliyorsa, bunu konuşmaya her zaman hazır olduklarını kaydetti. Özyiğit, beceriksizliğe kılıf aramak için bir başkanlık sistemi isteniyorsa, bunu konuşmayacaklarını belirtti.

"Bugüne kadar söylenen 11 Şubat tarihli belgedir"

Özyiğit, Kıbrıs konusunda ise, 11 Şubat tarihli belgenin son rutuşlarının yapıldığı gün, Cumhurbaşkanlığında toplantıya çağrıldıklarını belirterek, "orada şunu söyedik, hep birlikte gelin bir basın açıklaması yapalım ve diyelim ki, Kıbrıs Türk halkı bu belgeyi kabule hazırdır diyelim. O dönem CTP Başkanı Yorgancıoğlu ve biz TDP olarak sürece destek verdiğimizi söylerken, Hüseyin Özgürgün ve Serdar Denktaş, Eroğlu'na destek verdiklerini açıkladı. Hala daha öyle yapıyorlar. Destek veriyorlar ama hükümet programına, 'iki devletlilik gözardı edilemez'yazıyorlar.  Bu yeni bir parametredir. Bugüne kadar iki devletlilik konuşulmadı. Hiçbir platformda da böyle birşey yoktur. Bu sizin sığ politikanızdır. Bugüne kadar söylenen 11 Şubat tarihli belgedir"şeklinde konuştu.