Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Cemal Özyiğit, UBP-DP Koalisyon Hükümeti’nin ülkedeki yapısal sorunların çözümünden değil, adalet ve eşitlikten yoksun, yağma ve talana dayalı düzenin devamından yana olduğunu savundu. Özyiğit, Kıbrıs sorununun çözümüne her ne şartta olursa olsun karşı çıkış ile toplumsal değil, zümresel menfaat içeren karar ve uygulamaların bunun göstergesi olduğunu öne sürdü.

TDP’den yapılan açıklamaya göre, genel başkan Cemal Özyiğit, milletvekilleri Hüseyin Angolemli, Zeki Çeler, Mağusa İlçe Başkan Vekili Ece Balcı, Gençlik Örgütü Eş Başkanı Nalan Ersümer, bazı PM üyeleri ile bölgedeki üye ve sempatizanların katıldığı ziyarette, Kıbrıs konusu ve iç politikada yaşanan gelişmelere yönelik bilgiler aktarıldı, değerlendirmelerde bulunuldu, vatandaşların sorularına yanıt verildi.

KIBRIS KONUSU

TDP Başkanı Özyiğit, önümüzdeki üç ayın Kıbrıs konusunda belirleyici olacağını belirterek, Kıbrıs'ın geleceğe hangi rotada ilerleyeceğinin kararının verileceğini söyledi.

Yoğunlaştırılmış müzakere sürecinin sürdüğünü, liderlerin Ekim ayı içerisinde toplamda 9-10 görüşme yapacaklarını belirten Özyiğit, esaslı konulardaki anlaşmazlıkların en aza indirilmesine yönelik yoğun bir çalışma temposunun ardından da güvenlik ve garantiler ile toprak başlıklarının beşli toplantıda ele alınması için zemin oluşturulmaya devam edileceğini kaydetti.

Temel hedeflerinin; adil, kalıcı ve her iki tarafın da içselleştireceği federal bir çözüme ulaşmak olduğunu vurgulan Özyiğit, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve ekibinin de bu yönde çok yoğun bir efor harcadığını kaydetti. Özyiğit, “Önümüzde tarihi bir fırsat bulunmaktadır. Umarız süreç olumlu ilerler ve sonunda çözümle taçlanır" dedi.

"TOPLUMUN İRADESİNE SAYGI GÖSTERİLMİYOR"

Konuşmasında hükümetin icraatlarına yönelik de değerlendirmelerde bulunan Özyiğit, hükümet partilerinin, toplumsal değil, partisel ve zümresel menfaat peşinde olduklarını savundu. “Toplumun iradesine ve hukuka saygı göstermeyen hükümetin karar ve uygulamalarının sürekli olarak mahkemelik olduğunu” söyleyen Özyiğit, "Hükümet, toplumun iradesine ve hukuka saygılı olmayı öğrenmelidir" dedi.

Hükümetin, Girne 2. Bölge Emirnamesi, ihalesiz 2 milyonluk makam aracı alımı, Muhaceret ve Seyrüsefer Affı, ithal ürünlere fon kararı ile Çatalköy Belediyesi Halk Plajı konularında aldığı kararların hep davalık olduğunu, bazılarına ara emri alınırken yakın zamanda da diğerlerinin görüşüleceğini anımsatan Özyiğit, son olarak Girne'de 20 dönümlük bir arazinin özel bir üniversiteye verildiğini, bunun da hükümetin yaşananlardan ders almadığının göstergesi olduğunu kaydetti.

“EĞİTİME SAĞLIĞA YOK, MAKAM ARACINA VAR"

TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit, toplumun büyük çoğunluğunun ekonomik anlamda sıkıntı çektiği, “para yok” gerekçesiyle eğitim ve sağlık dahil birçok acil ihtiyacın karşılanmadığı bir dönemde, UBP-DP Hükümeti'nin 2 milyon TL karşılığında 18 resmi makam aracı almasının, ülkenin nasıl bir siyasi anlayış tarafından yönetildiğinin açık göstergesi olduğunu vurguladı.

Devlet hastanesinde ciddi eksikliklerin bulunduğuna, okulların açılmasına rağmen birçok okulda eksiklikler olduğuna dikkat çeken Özyiğit, ülkede onlarca sorun varken, hükümetin önceliğinin makam araçlarının değiştirilmesi olmasının düşündürücü olduğunu kaydetti.

ANGOLEMLİ

TDP Milletvekili Hüseyin Angolemli de konuşmasında, özellikle üretici kesimlerin yaşadığı sorunlara değindi. Son zamanlarda gittikleri birçok bölgede üreticilerin ciddi sıkıntılar yaşadıkları gördüklerini ifade eden Angolemli, ekim dönemi gelmesine rağmen hükümetin üreticilere olan sorumluluğunu zamanında yerine getirmediğini söyledi.

Doğrudan Gelir Desteği’nin ikinci taksitinin ödenmediğini, küçük baş üreticilerin milyonlarca alacağı olduğunu, 2016 yılında yaklaşık 15 milyonluk mazot desteğinin de ödenmediğini belirten Angolemli, “Hükümetin üreticilere hak ettiğini vermemek gibi bir lüksü olamaz. Ayrıca zamanında yapılmayan ödemeler de hiçbir anlam taşımaz” dedi.

Geçtiğimiz haftalarda Güney'de görülen Mavi Dil hastalığının, Kuzey'de de üç bölgede tespit edildiğini belirten Angolemli, hastalığın Kuzey'e geçmesinin yeterli önlem alınmadığının göstergesi olduğunu vurguladı.

İnönü bölgesindeki baraj kapaklarının bazı kişiler tarafından kırıldığı bilgisini de aldıklarını belirten Angolemli, yer altı kaynaklarının beslenmesine engel olan bu olayın hem suç, hem de üreticilere saygısızlık olduğunu belirtti.