Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Cemal Özyiğit, Kıbrıs sorununun çözümü bağlamında ve Kıbrıslı Türklerin geleceğini ilgilendiren tüm süreçlerde, Kıbrıslı Türklerin esas aktörlerden biri olması gerektiğini vurguladı.

Yazılı açıklamasında, Kıbrıs'ta çözümü bulacak, onaylayacak ve yaşatacak olan taraflardan birinin Kıbrıslı Türkler olduğunu, bu nedenle Kıbrıslı Türklerin tüm süreçlerde devrede olması gerektiğini kaydeden Özyiğit, aksi bir durumda sürecin başarıya ulaşmasının mümkün olamayacağını ifade etti.

Yaşanan mülteci krizi nedeniyle, Avrupa ülkelerinin, daha fazla sorumluluk alması için TC'ye çeşitli sözler verdiğini anımsatan Özyiğit, bu çerçevede Türkiye'nin AB üyelik sürecinin önünü tıkayan bazı başlıkların açılmasının da gündeme geldiğini kaydetti. 

Brüksel’de gerçekleştirilen AB liderler zirvesi öncesinde  TC Başbakanı Ahmet Davutoğlu ile Kıbrıslı Rum Lider Nikos Anastasiadis'in de bir araya geldiğini ve bunun normal karşılanması gerektiğini dile getiren Özyiğit, “Burada  normal olmayan durum, Kıbrıs Türk tarafının görüşmeden haberdar edilmemesidir.

Kıbrıslı Türkler,  kendilerini ilgilendiren tüm süreçlerden haberdar olmalı, hatta süreçlerde yer almalı" dedi.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın Cumhurbaşkanı seçilmesiyle birlikte Kıbrıs sorunundaki olumsuz havanın dağılarak müzakerelerin yeniden başladığını hatırlatan Özyiğit, Akıncı liderliğindeki Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs sorununun çözümünde esas aktörlerden biri oldukları müzakere masasında somutlaşmışken, bu yöndeki düşünceler pekişirken, sürece ve Kıbrıslı Türklere zarar verecek her türlü unsurdan kaçınmak gerektiğini vurguladı.

Kıbrıs Rum liderliğinin öteden beri Kıbrıslı Türkler yerine TC'li yetkilileri muhatap alma gayreti içinde olduklarını, buna en başta karşı çıkması gerekenin de yine TC'li yetkililer olduğunu belirten Özyiğit, "Kıbrıs'la ilgili konularda baş aktörlerden biri de Kıbrıslı Türkler ve seçilmiş liderleridir. Türkiye'nin Kıbrıs'la ilgili dış politikası da bu bağlamda değerlendirilmelidir" dedi.

Özyiğit, “Türkiye'nin limanlarını Kıbrıs Cumhuriyetine açmasına karşılık AB üyeliği önündeki vetoların kaldırılması” tartışmaları çerçevesinde, “Maraş'ın yasal sahiplerine devrine karşılık, Ercan Havaalanı'nın direkt uçuşlara açılması, Mağusa Limanı'nın doğrudan ticarete açılmasının da tartışılması” gerektiğini savundu.