Özlem Çimendal

Din İşleri eski Başkanı Yusuf Suiçmez, akıbetinin ne olduğu hala çözülemeyen Osmanlı’dan Kıbrıs’a miras kalan paha biçilmez halılarlar ilgili Yeni Bakış’a önemli açıklamalarda bulundu.

Osmanlı dönemi olan ve değeri oldukça yüksek olan farklı camilerden toplanmış olan ve o dönemin rakamları ile 540 trilyon değer biçilen 13 tarihi halıdan 4’ünün değiştirildiğini iddia eden ve görevden alınan Suiçmez, trilyonluk halıların akıbetinin isimler bazında ortaya konulup, bilinmesine rağmen olayın örtbas edildiğini savundu.

Olayın üstü örtbas ediliyor

Kendisinin Din İşleri Başkanlığı görevinden alınması sonrası halıların uygunsuz bir şekilde bodrumunda muhafaza edildiği Saray Otel’in de özelleştirildiğini anımsatan Suiçmez,o günden bu yana halılar hakkında tatmin edici hiçbir açıklama yapılmadığı gibi, olayın da üstünün kapatılmaya çalışıldığını savundu.

Restorasyon için Türkiye’ye gönderilmişti

Halıların çok yüksek meblağlar ödenerek 2003 yılında restorasyon için Türkiye’ye gönderildiğini sonra da geri iade edildiğini açıklayan Suiçmez, halılarla ilgili ilk soruşturmanın dadönemin Din İşleri Başkan Vekili Ahmet Cemal İlktaç tarafından 2004 tarihinde başlatıldığını ifade etti. Suiçmez ayrıca restorasyon için yurt dışına gönderilen halılar için iki yetkilinin de halılara refakat etmesi için görevlendirildiğini ancak bu kişilerin adadan hiç ayrılmadıklarının da sonradan ortaya çıktığını iddia etti.

“Yangında birçok belge ve tarihi eser kayboldu”

Soruşturma tamamlanmadan Din İşleri Başkanlığı binasında yangın çıktığını ve bu yangında birçok tarihi belge ve eserin ortadan kaybolduğunu ifade eden Suiçmez,yangın sonrası kaybolan tarihi eserler arasında Yavuz Sultan Selim dönemine ait olan el yazması Kur’an-ı Kerim ve yine Yavuz Sultan Selim dönemine ait olan ve Selimiye (Ayasofya) Camisi’nde muhafaza edilen tarihi kılıç olduğunu anımsattı.

“Evraklar arasında Kıbrıs Adası’ndaki Vakıf mallarını gösteren harita vardı”

Din İşleri Başkanlığı döneminde yangın sonrası Turunçlu Camii yanındaki eski okul binasına atılmış olan torbalarca evrakı aylarca çalışarak tekrar düzene koyduklarından da bahseden Suiçmez,Vakıflar’a ait evrakları tutanaklar vasıtası ile teslim ettiklerini ifade etti. Suiçmez ayrıca evraklar arasında çıkan Kıbrıs Adası üzerindeki tüm vakıf mallarını gösteren bir haritanın da olduğuna işaret etti.

“Raporlarda 13 halıdan 4’ünün hiçbir tarihi kıymeti olmadığı kanıtlanmıştır”

Dönemin parası ile 540 trilyonluk değer biçilen 13 halı için Eski Eserler Dairesi’nin 2004 yılında hazırlamış olduğu rapor, yine İlkay Feridun’un hazırlamış olduğu rapor ve 12 Şubat 2004 tarihli Abdurrezzak Yücel’in de hazırlamış olduğu rapor doğrultusunda halıların dördünün de hiçbir tarihi kıymeti olmadığının açıkça gözler önüne serildiğinden de bahseden Suiçmez, “Dolayısıyla bunlar ya seneler önce ya değiştirilmiş ya da sahte halılar antik halıymış gibi gösterilerek rakamlar şişirilmiştir. Nitekim, bu dört halı dahil mevzubahis 13 halının restorasyon öncesi takdir edilen maddi değerleri 270,000,000,000 TL, restorasyon sonrası değerleri ise % 100 arttığından 540,000,000,000 TL olarak belirlenmiştir. Bu halıların restorasyona gönderilmesi için Kıbrıs Sigorta Şirketi’nin teklif ettiği sigorta bedeli ise 9,000.000.000 TL’dir. Halıların restorasyon için nakil masrafları ise 4637 Dolardır. Ayrıca bu halılar, 2007 yılında sergi için gönderilirken ise yine 2,000,000 TL para harcandığı ifade edilmektedir. Ekonomik kriz içinde olan KKTC’de bu kadar yüksek rakamların nasıl ödendiği ya da nereden ödendiği hala daha bir netlik kazanmamıştır” açıklamasında bulundu.

Başbakanlık tarafından yazılı taleplere cevap verilmedi

İlgili halıların Din İşleri Başkanlığı görevini yürütürken koruma altına alınması için dönemin Başbakanı Derviş Eroğlu’na resmi yazı ile talepte bulunduğunu da açıklayan Suiçmez,ilk talebine cevap alamadığı gibi yazdığı ikinci talebine de dönemin Başbakanlığı tarafında yanıt verilmediğini ifade etti.

Devlet Denetleme Kurulu, Din İşleri’ni denetlemedi

Devlet Denetleme Kurulu’nu, Din İşleri Başkanlığı’nı denetlemesi için resmi yazı ile davet ettiğini, ancak kimsenin denetlemediğini de açıklayan Suiçmez, aksine kendisinin görevden alındıktan sonra basına yansıyan ve şahsını itham altında bırakan açıklamalarla da karşı kaşıya kalığını ifade etti.

“Davanın en kritik aşamasında 4 avukat da davadan çekildi”

Hakkında çıkan suçlamalar için yargıya başvurduğundan da bahseden Suiçmez, “Davayı açan avukatımın yapmış olduğu hata ve yargının ağır işlemesi sebebiyle dava tam üç yıl sürdü. Bu dava görüşülürken, tuttuğum beş avukattan birini ben azlettim diğer dördü ise davanın en kritik aşamalarında davadan çekilerek beni davayı şahsen yürütmek zorunda bıraktılar” şeklinde konuşarak, dava sonunda savunmasını da kendisinin yaptığının ve hakkındaki itamlar gerekçesi ile kaşı tarafların özür dilemesi ile davanın sonlandırıldığının altını çizdi.

“Savcılık 4 yıl sonra araştırılması direktifi verdi”

Tarihi halıların akıbeti hakkında Başbakanlığınherhangi bir girişimde bulunmadığını hatırlatan Suiçmez,konunun araştırılması için Savcılık ve Sayıştay’a ilgili bilgi ve belgeleri de aktardığını, 4 yıl geçtikten sonra KKTC Hukuk Dairesi (Başsavcılık)’nin konuyla alakalı olarak 2010 yılında konu hakkında tahkikat başlatılması için direktif verdiğinin altını çizdi.

“Ulaşamadıklarını ifade ettikleri şahsa ben bile ulaştım”

TC Türk İslam Eserleri Müzesi yetkilisine ulaşılamaması nedeniyle tahkikatınyarım kaldığı açıklamasında bulunan Suiçmez, “İlginçtir ki, ben ulaşılamadığı belirtilen şahısla ilgili olarak internet üzerinde yaptığım araştırmada bu şahsın bilgilerine kolaylıkla ulaşabildim” ifadelerini kullandı.

“Trilyonluk halıların akıbeti hala bilinmiyor”

KKTC’nin trilyonluk halılarının akıbetinin hala bilinmediğini söyleyen Suiçmez, KKTC yetkilileri TC Adalet Bakanlığı temasta bulunduğunuancak ilgili şahıslara ulaşılamadığı içim tahkikatın devam edemediğini ifade etti.