İzmir'in Kuşadası ilçesinde kaldığı sitenin plajında, namaz kılmak için bir ağaç gölgesi bulan genç, "Burada namaz kılmak yasak" gerekçesiyle engellenmek istendi.

Amerika'da bir müddet eğitim gören ve iki hafta önce Türkiye'ye dönen 20 yaşındaki üniversiteli genç Eren Ceylan, ailesiyle tatil yapmak için Kuşadası'na gitti. Plajda denize girerken namaz vaktinin geldiğini fark etmesiyle abdestini alıp kendine uygun bir yer arayan Ceylan, bir ağaç gölgesi buldu. Tam kıbleye yönelmiş namazını kılacakken birden "Burada namaz kılmak yasak" diyen görevlinin sesiyle irkilen Eren Ceylan, neye uğradığını şaşırdı. Oğluna müdahale edildiğini gören Birleştirici İşadamları Konfederasyonu (BİRKON) Genel Başkan Yardımcısı İsmail Ceylan da konuya müdahil olarak görevliye gerekçelerini sordu. Görevli aracılığıyla site yönetimine ulaşan baba Ceylan yönetimden ise " İbadet de gizlidir kabahat de, burada namaz kılmak yasak. Hem çıplakların arasında namaz mı kılınır? Namazınızı kazaya bırakın" sözlerini işitmesi üzerine neye uğradığını şaşırdı.

Sadece namaz kılmak istediğini böyle bir sonuçla karşılaşmayı hiç beklemediğini belirten Eren Ceylan olay anını şöyle anlattı: "Dün ailemle plaja gelmiştim, denizdeydik. Sonra namaz vaktinin girdiğini fark ettim, aileme söyledim. Havlumu aldım, namazımı kılmak için bir yer bakıyordum. Siteyi fark ettim, gölge bir yer, ağaçların altında rahat rahat kılabilirim diye düşündüm. Tam serdim havlumu, kıbleye baktım görevli geldi ve "Burada yasak namazını kılamazsın" dedi. Ben de "tamam" dedim ancak şaşırdım biraz, namazımı kılacaktım çünkü. Hiç düşünmemiştim namazımın sorun olacağını. Ağacın altı diye düşündüm. Sonuçta görevli gördü benim orada namaz kıldığımı, öyle direk "Yasak burada kılamazsın" demek yerine "Gel kardeşim sana bir yer buluruz" diyerek yardımcı olmasını beklerdim. Sonra site yöneticisi yaşlı bir teyzeye gittik. O da bana "Görmüyor musun kapalı alan burası bizim sitemiz. Ben de dini gayet iyi biliyorum, bana öğretmeye kalkmayın. Sen namazını niye kazaya bırakmıyorsun? Orada çıplak insanlar var orada namaz mı kılınır?" gibi şeyler söyledi. Ağır ithamlarda bulundu. Bir de "Git bir defaya mahsus o yerde değil köşede ne halt edersen et" diye bir cümle kurdu. Bu çok üzdü bizi, 21. yüzyılda insanların dinini gayet güzel yaşayabildiği bir yerde bunu yaşamak çok üzdü. Benim namazıma saygı gösterilmemesi, böyle bir ithamda bulunulması, hakaret edilmesi beni çok üzdü."

"AMERİKA'DA BİLE HRİSTİYANLAR NAMAZIMA SAYGI GÖSTERDİ"

Amerika'da Hristiyanların bile ibadetini yapması için kolaylık sağladığını anlatan Ceylan, sözlerine şöyle devam etti: "Ben daha buraya geleli iki hafta oldu. Amerika'daydım bir programa katıldım, çalıştım. Orada ben namazımı kılmakla mükelleftim. Onlar Hristiyanlardı ama benim dinime saygı gösterdiler. İnanın Allah'a çok şükür ben orada namazımı hiç aksatmadım ve kendi ülkeme geldikten sonra başıma böyle bir olay gelmesi beni çok üzdü. İnançları farklıydı benden ama saygı gösterdiler. Sadece ben değil birçok arkadaşım namazımızı kıldık, orucumuzu tuttuk. Hiç sorun olmadı. Ama buraya geldim kimsenin bir özel mülküne girmek istemedim. Sadece ağacın dibi gölge diye düşündüm. Bir yanlışlık olduğunu düşünmedim. Hâlâ düşünmüyorum bir ağacın altı yani, o da gölge olsun diye düşündüm. Ama izin verilmedi."

"GAYRİMÜSLİMİN SİTESİNDE OLSA HOŞGÖRÜYLE KARŞILARDI"

Birleştirici İşadamları Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcısı İsmail Ceylan ise oğlunun namaz kılmasının engellendiğini ifade ederek "Neden böyle bir tepki verildiğinin gerekçesini sordum. Site yöneticisi "Burası bizim özel mülkümüz, burada namaz kılmak yasak. Bir defaya mahsus o köşede izin veriyorum gidin ne halt ediyorsanız edin" dedi. Namaz kılmayı halt etmek olarak nitelendirdi. Plajda olan vatandaşları "çıplakların içinde" diye tanımlayan bir zihniyeti nefretle kınıyorum. Eğer bir gayrimüslimin sitesinde olsa hoşgörüyle karşılardı. Ben olsam ne yapardım biliyor musunuz, eğer birisi benim özel mülkümün içerisinde namaz kılıyorsa onu o ağacın altından alır, seccadesini evime götürür, çayını ikram eder gönderirdim. Bizim böyle insanlara ihtiyacımız var. Bugün 20 yaşında bir üniversite öğrencisine, Amerika'da eğitim gören giden bir öğrenciyi bu dönemde dinden soğutmaya kalkarsanız, üzerseniz çok yazık. Kendini aydın diye tanımlayan birisinin buradaki normal vatandaşı açık ve çıplak diye tanımlaması bile çok çirkin bir yaklaşım. Bu bizi üzdü ve bu konuyu yargıya taşıyacağız."

İsmail Ceylan, olay anında site yöneticisinin yanında olan yönetim kurulu üyelerinin de namaz tartışması üzerine polis çağrılması talebinde bulunduğunu sözlerine ekledi.

SİTE YÖNETİMİ: "İBADET GİZLİDİR, ALENİ ŞEKİLDE NAMAZ KILMAK CAİZ DEĞİLDİR"

Emek Sitesi Yönetim Kurulu Başkanı Fatma Betül Berkalp ise şunları söyledi: "Kendileri burada ağaç altında namaz kılmak istediklerini söyledi. Ben de kendilerine ibadetin de kabahatin de gizli olduğunu, buranın açık bir yer olduğunu şortla namaz kılınamayacağını izah ettim. Fakat kendileri bunları böyle algılamadı, çok istiyorsanız gidin oradaki ağacın altında kılın dedim. Burası kapalı bir sitedir. Namazını kaza edebileceğini kendisi de bana kaza etme lüksü olmadığını, bizim de namaz kılmayı gayet iyi bildiğimizi namaz kıldığımızı kendisine izah ettim. Buna rağmen bizi suçlayarak sitemizi terk ettiler. Bu bir gösteriştir. Burada çok kişi namaz kılıyor her ne kadar açık dolaşsak da hepimiz de namazımızı kılıyor, orucumuzu tutuyoruz artı nasıl namaz kılındığını gayet iyi biliyoruz. İbadet de kabahat de gizlidir. Orta yerde böyle aleni bir şekilde namaz kılmak bizim görüşümüze göre bize öğretilene göre caiz değildir."

AVUKAT USLUSOY: "SAVAŞ HALİNDE BİLE DOKUNULMAYACAK HAKTIR"

Olayın hukuki boyutunu değerlendiren Avukat Halil İbrahim Uslusoy ise şunları kaydetti: "Mülkiyet hakkı, Anayasamızda hukuken güvence atına alınmış bir hakkımızdır. Mülkiyetimizdeki mal varlıklarımızın sevk ve idaresi de öncelikle kişinin kendisine ait bir yükümlülüktür. Aynı şekilde din ve inanç özgürlüğü Anayasa'da güvence altına alınmış olup savaş halinde bile dokunulamayacak olan çekirdek insan hakkıdır. Dolayısıyla umuma açık bir yerde bir başkasının temel hak ve özgürlüklerine zarar vermeyecek şekilde, kişinin kendi dini inancına uygun bir şekilde ibadetini gerçekleştirmesi en doğal hakkıdır. Özel bir mülkiyeti işgal etme gibi bir durum söz konusu ise mülkiyetin sahibi bu tip olayların gerçekleşmemesi için gerekli tüm tedbirleri almalıdır. Ancak umumi açık bir alanda özel mülkiyet iddiasıyla başkasının din ve vicdan özgürlüğü hakkına tecavüz etmek hiçbir şekilde özellikle de hukuken kabul edilebilir durum değildir."