Remzi Samar

Afrika Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Şener Levent, gazete binasına konulan başı kesik köpek ölüsü ile ilgili, polis soruşturmasının amatörlüğüne dikkat çekti. Levent,  polis gelip ifade aldıktan sonra öldürülen köpeği bize bıraktı. Sonra tekrar gelip köpeği aramaya başladılar. Bulduktan sonra da köpeğe otopsi yaparak çıkan sonucu bildirdiler” dedi.

Konu ile ilgili olarak açıklama yapan Şener Levent olay günü yaşanılanları anlattı. Polis tarafından yapılan soruşturmanın yetersizliğine dikkat çeken Levent,“Belediyede o köpeği daha sonra gelip aldı. Bu sabah (dün) olan gelişmeler daha ilginç; polisler yeniden geldiler. Yeni bir araştırma yaptılar ama anlaşılan amirleri kendilerine öyle talimat verdi. Dün eksik bıraktıklarını anlamaya geldiler. Üst katlarda oturanların da ifadelerini almaya karar verdiler. Gidip onların da ifadelerine başvurdular. Daha sonra da köpeğin peşine düştüler. Belediye köpeği ne yaptı diye.. Gidip belediyenin çöp bidonundan köpeği buldular. Aldılar otopsi yaptırmışlar. Polisten aldığımız bir bilgidir. Bize de otopsi raporunad çıkan sonucu bildirdiler. Sonuç olarak bir cümle; sert bir cisimle köpeğe vurulmuş… Bunun dışında bir şey bilmiyoruz” şeklinde olay sonrası gelişmeleri aktardı.

“Bu tür bir olayla ilk defa karşılaştık”

Bu tür bir olayla ilk defa karşılaştıklarını söyleyen Levent, daha önce gazete olarak çok fazla tehdit aldıklarını aktardı. Levent, “ Böylesi ilk defa oldu. Sabahın erken saatlerinde 07:00 sularında bir şahıs basit kıyafetli elindeki bir torba ile gazetemizin bulunduğu binadan içeri girdi ve o torbayı bizim kapımıza bıraktı ve çekip gitti” dedi.

“Torbadan hala kan damlıyordu”

Köpeğin bulunduğu torbayı gördüklerinde hala kan damladığını ifade eden Levent, olayı şöyle anlattı:

“Bir köpek ölüsü vardı. Bu binanın dış kapısı genelikle geceleri kapalıdır. Burada üst katlarda başka insanlar da yaşarlar. Bu binada iş yerleri de var. Diğer dairelerde insanların oturduğu dairelerdir. Binayı açan yani dış kapıyı açan benim biraderim Mehmet Levent oldu. Saat 06:30’da…Saat 07:00’da da bu şahıs geldi. Yani kapı açıldıktan sonra… Yani kapının açılmasını bekler gibi bir durum da var. Sanki durmuş izlemiş, beklemiş ve kapı açıldıktan sonra da gelmiş köpeği oraya bırakmış gibi bir durumu var.

“Koyup sıvışmış”

Kamera kayıtları da incelendiği zaman bunu bir gizlilik içinde yaptığı izlenimini de veren bir tavrı var. Koymuş ve sıvışmış… Karşı taraftan geliyor.  Geldiği yolun içinde hemen gazetenin yanınında çöp bidonları var. Onlara atmıyor. Başka bir yere de atmıyor. Getirip ölü köpeği bizim kapımıza koyuyor. Daha sonra polise haber verildi. Polis geldi. Burada ifade aldı. Köpeğe baktı ve sonrasında geri gitti köpeği de bize bıraktı.”

“Yakalanmaması için bir sebep yok”

“Orada net bir biçimde görünüyor ki bana göre yüzü açık bir şekilde belli olan bir kimsenin yakalanmaması için hiçbir sebep yok” diyen Levent “Kaldı ki o emareyi de polis dikkatle incelese orada parmak izleri vardır. Oradan da bunu çözebilir. Gelişmeler bu ana kadar bunlar. Peki neden böyle bir hareket yapıldı? Geçmişte de çok tehditler aldık. Bana bu telefonlarda sizi köpek gibi vuracağız diye çok söylendi. Polis soruyor kimden şüpheleniyorsunuz diye… E kimden şüphelenmiyorum. Bu memlekette olan bitenler belli… Biz de gazetecilik yapıyoruz” açıklamalarında bulundu.

“Yöntemine bakıldığında mafyavari”

Yöntemine bakıldığında mafyavari olduğunu iddia eden Levent, “İşte dünyadaki örneklerinden de bildiğimiz kadarıyla ‘baba’ filmindeki gibi bir at kafası kesip koymuşlar yatağına… Eşek kafası kesenler de vardır. Bize de köpek getirdiler. Bu mesaj sizi bu köpek gibi gebertiriz mesajı mı? Bu işin içinde bir tehdit vardır. Bu da bu çetelerin yaptıkları tehditlere benzeyen onu andıran bir tehdit… Daha önce böyle bir olay bu toplumda yaşanmadı. İlk defa böyle bir olay gerçekleşti. Herhangi bir vatandaşın kapısına da böyle bir şey konmadı” diye konuştu.

“Kutlu Adalı’nın eşine de yapılmıştı”

1996 yılında öldürülmüş olan Kutlu Adalı’nın eşi İlkay Adalı’ya da aynı tehditler yapıldığını ifade eden Levent şöyle dedi:

“İlkay hanım burada yeterli araştırma- soruşturma yapılmadığı gerekçesiyle Avrupa İnsan Hakları’na Türkiye aleyhine başvurmuştu. Çünkü orada dava açan buradaki olaylardan sorumlu olarak Türkiye’yi tutuyor burada Türkiye’yi idareci olarak gördükleri için. O davayı da ilkay hanım yeterli araştırma yapılmadı diye kazanmıştı. 

“Köpeğinin kaburgasını kırıp evin önüne atmışlardı”

İlkay hanıma da bu tür hareketlerde bulunulmuştu. Ben bunları gazetede yazmıştım. Onun da kedisinin ve ya köpeğinin kaburgalarını kırıp evin önüne atmışlardır. Bu davadan vazgemesi için taciz ediyorlardı. Bu tür yöntemlere başvuruyorlar. Hayvanlara eziyet ederek insanlara gözdağı vermek. Olan zavallı köpeğe oldu. Hayvanı bizi tehdit etmek amacıyla katlettiler. Biz bunu böyle algıladık. Buna yalnız siyasilerin değil hayvanseverlerin de tepki göstermesi gerektiğini düşünüyorum. Bizim bunlardan yılmadığımızı geçmişteki yıllarda gösterdik.”

Kaynak: Yeni Bakış Gazetesi