YDÜ’den yapılan açıklamaya göre Prof. Dr. Çakır, MERS virüsünün 2012 yılında Ortadoğu’da evcil hayvanlar üzerinde değişime uğrayarak salgın yapmaya başladığını kaydetti.

“Aslında bu senaryo, bilim insanlarının domuz gribi ve kuş gribi salgınlarında yaşadıkları ile benzer bir bilimsel gerçekti. Bu kez özellikle develerde görülen değişim, yine insanları tehdit etmeye başladı” diyen Çakır açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Hastalık, 2 haftaya kadar uzayabilen bir kuluçka dönemi sonunda üç temel belirti ile kendini gösteriyor; ateş, öksürük ve nefes darlığı. Hastalığa yakalananlarda karın ağrısı, ishal, bulantı ve kusma görülüyor.

Sağlıklı ve genç erişkinlerde daha hafif seyreden hastalık, şeker hastaları, kronik bronşit hastaları, kalp yetmezliği ve/veya böbrek yetmezliği olanlar ile bağışıklık sistemi sağlıklı olmayan kişilerde daha ağır ve ölümcül sonuçlara yol açıyor.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 24 Ekim 2014 tarihine kadar laboratuvar verileriyle kanıtlanmış toplam 883 hastanın MERS enfeksiyonuna yakalandığını, bunlardan 319’unun yaşamını MERS virüsü ve komplikasyonları sonucu kaybettiğini belirtiyor.

DSÖ, kuşkulu hastalar ile grip benzeri belirtiler gösteren diğer hastalardan alınan örneklerin kesin tanısı için laboratuvar incelemesini şart koşuyor. Bu nedenle salgın yaygınlaşmadan tanısı konulabilmesi için laboratuvar testlerine mutlaka ihtiyaç duyuluyor. Yine de MERS virüsü şüphesi taşıyan hastalara dikkatle yaklaşmak gerekiyor.”