UBP milletvekili Tatar, RTÜK’ten gelen talimatla kapatılan televizyonların akıbetini değerlendirirken kimsenin bu yayınları küçümsememesini istedi. CTP Milletvekili Ferdi Sabit Soyer de, 3 TV kanalının yayınlarının, lisansları olmadığı iddiasıyla kesilmesine sert tepki gösterdi 

Türksat üzerinden KKTC’de ulusal yayın yapan 3 TV kanalının yayınlarının, lisansları olmadığı iddiasıyla kesilmesi gündemdeki yerini koruyor. CTP Gazimağusa milletvekili Ferdi Sabit Soyer, konuk olduğu Günaydın Ada programında Cansu Örmeci’nin sorularını yanıtlarken, Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ile Yayın Yüksek Kurulu (YYK) arasında bir protokol olduğuna işaret ederek “protokol delinmiştir” dedi. Ulusal Birlik Partisi UUBP) Lefkoşa milletvekili Ersin Tatar da, Haftanın Analizi programında Nihan Yücel’e değerlendirmelerde bulunurken, bu yayınların küçümsenmemesini istedi. 

“PROTOKOL DELİNMİŞTİR” 

Konuk olduğu Günaydın Ada programında Cansu Örmecinin sorularını yanıtlayan CTP Milletvekili Ferdi Sabit Soyer, RTÜK ile YYK’nın protokolü olduğuna dikkat çekti ve “protokol delinmiştir” diye konuştu. 

Soyer şöyle dedi: 

“BU UYGULAMA KKTC’Yİ TANIMAMAK DEMEK” 

“Ana mantık şudur yabancı bir devletten izin alan TV kuruluşları da uyduya RTÜK vasıtasıyla ya da Türkiye’deki ilgili birim vasıtasıyla çıkma hakkına sahiptir. Bu uygulamayla KKTC ile Türkiye arasındaki ilişkilerde bu tanımamak demektir. 

“HERKES MAKSİMUM DUYARLILIK GÖSTERMELİ” 

Bunun ilkesel bir tutum olduğunu ve siyasi alanı ilgilendirdiğini belirten CTP Milletvekili Ferdi Sabit Soyer, “Bu bakımdan herkesin maksimum duyarlılık göstermesi gerekiyor. Eğer bu uygulama tersine çevrilmezse bizim bu YYK’nın etkinliği kapsamı çerçevesinde bunlar belirlenmezse, yarın Türkiye’deki RTÜK’ün şu veya bu gerekçe ile burada bulunan pek çok TV’nin kendi ihtiyaçlarına göre çıkarma imkanı da doğmaktadır. Esas olan burada iki devlet arasında, iki devletin iki kurumu arasında bu işin başlamasında etken olan protokolün delinmez bir şekilde yaşama geçirilmesidir” ifadelerini kullandı. 

“KABUL EDİLEMEZ BİR UYGULAMA” 

Soyer, bunun kabul edilemez bir uygulama olduğunu belirtti ve konuya tepki gösterilmesi gerektiğini söyledi. Soyer, “Onun için hangi TV olursa olsun, ne kadar muhalif olursanız olunuz o TV kanallarına, bunun kesinlikle reddedilmesi ve buna tepki gösterilmesi gerekir. Bu tepki ise bağırma çağırmadan evvel, doğrudan doğruya gerek hükümetin, gerek YYK’nın, bütün siyasi partilerimizin, bütün birimlerin hepsinin gerekli girişimi yapması çerçevesinde şekillendirmek isterim ben bunu” dedi. 

“YYK’NIN, OTORİTE ALMASI GEREKİYOR” 

Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun, YYK’nın ekarte edilerek kendileri ile temas kurulmasını istediği savunulmuştu. CTP Milletvekili Ferdi Sabit Soyer’e bu konu hakkındaki görüşleri de soruldu. Soyer konuyla ilgili şunları söyledi: “YYK’nın bu konuda otorite olarak kabul edilmesi gerekiyor. Eğer bu aşılmazsa, yarın RTÜK bizim YYK’yı atlayarak, şu TV’nin yayınını beğenmedim gibi yaklaşımlarla doğrudan doğruya o TV’lerle tek başına ve yalnızca görüşme, onlara ayar verme noktası gündeme gelebilir. Türkiye’de oluşan genel havaya uygun ve genel ortama uygun bir kısım düzenlemeleri Kuzey Kıbrıs’a da giydirme pozisyonuna kapı açar.” 

“BİR AN ÖNCE HAREKETE GEÇİLMELİ” 

Konuyla ilgili olarak bir an önce harekete geçilmesi gerektiğinin altını çizen CTP Milletvekili Ferdi Sabit Soyer, ileride aynı sıkıntılarla karşılaşılmaması dileğinde bulundu. 

Soyer şöyle dedi: 

“Aynı zamanda İlkay Diren bey YYK Başkanı olarak Başbakanlığa bağlıdır. Dolayısıyla Başbakan vasıtasıyla gerekli girişimleri yapması gerekir. Tabi hükümetin de yapması gerekir. Kanıma göre yapılacak. Bunların bir an önce gecikmeden yapılması gerekir. Böyle katılaşma oldubitti noktası oluşmamalı. Eğer oldubitti noktası oluşursa bu ondan sonra aynı konunun değişik açılardan istismarıyla ilgili sayısız bir kısım sıkıntılara yol açar. Başka uygulamaların kapısını da gındırır.” 

UBP MİLLETVEKİLİ TATAR; “KİMSE BU YAYINLARI KÜÇÜMSEMESİN” 

UBP Milletvekili Ersin Tatar, Türkiye’den gelen talimatla 3 televizyon kanalının kapanmasıyla ilgili olarak konuk olduğu Haftanın Analizi programında Nihan Yücel’e değerlendirmelerde bulundu. 

Tatar, televizyonların içinde bulunduğu bu sürecin oldukça sıkıntılı bir süreç olduğunu belirterek Türkiye’de Türk-SAT’ın yayınları RTÜK’ten aldığı bir yazıdan sonra uydudan çıkarttığını savundu. Türk-SAT’tan çıkan yayınların da yerel olarak devam ettiğini vurgulayan Tatar, sözlerine şöyle devam etti; 
“Bildiğiniz gibi bu yayınlar şu anda Kıbrıs’tan devam ediyor. Edebilir. Netice itibarıyla bu yayınların izni YYK’dan, KKTC’dendir. Bu yayınların Türk-SAT’la yaptıkları anlaşmayla Türk-SAT uydusuna çıkabilmişlerdir. Uyduya çıktıktan sonra tüm Dünyaya yayılıyor. O bakımdan çok önemlidir. RTÜK’ün Türk-SAT’a yazdığı yazıya istinaden Türk-SAT yayınlarına son vermiştir. İnşallah düzeltilecektir. İnşallah idari eksiklikten dolayı olmuştur.” 

“YAYINLARIMIZI İSTEDİĞİMİZ GİBİ YAPAMIYORUZ” 

Ersin Tatar, Türkiye’deki başka kanallara da bu şekilde kesinti yapıldığını söyleyerek, bazı eksik bilgiler ve belgeler tamamlandıktan sonra bu yayınların tekrar açılacağına inandığını vurguladı. 

Tatar şunları söyledi: 

“Şunu söylemek istiyorum; KKTC’nin içinde bulunduğu bu ambargolarda, izolasyonlarda iletişim imkanlarının Türksat üzerinden ne kadar Dünyaya açılabileceğimizi göstermiştir. Burada konuştuklarımız bütün dünyaya yayılmaktadır. Elbette, zaman içinde umut ediyorum bizdeki internet alt yapısının da gelişmesiyle, maalesef çok geri kaldık. Gelişemediği için internet üzerinden yayınlarımızı istediğimiz gibi yapamıyoruz.” 

“EKSİKLİKLER GİDERİLEBİLİRDİ” 

RTÜK’ün, YYK’nın verdiği lisansları tanıdığını savunan Ersin Tatar, “Tanıdığı için bizim YYK’mızın verdiği lisanslar gerek Türksat tarafından, gerek diğer idareler tarafından da tanınmaktadır. Dolayısıyla RTÜK ve YYK arasındaki iletişimin de daha sağlıklı bir şekilde götürülmesinde fayda vardır. Günün sonunda mademki RTÜK yazı yazıyor Türk-SAT’a, RTÜK bir telefonla YYK’na neden böyle bir şey olabileceğinin bilgisini verebilirdi. Ve eğer gerçekten bir eksiklik varsa bu eksiklikler de giderilebilirdi. Ve bu durum da yaşanmayabilirdi” dedi. 

“KİMSE BU YAYINLARI KÜÇÜMSEMESİN” 

Şu andaki mevcut sorunun “bu kanallara olduysa diğer yayınlara da olabilir” endişesini getirdiğine dikkat çeken Tatar, bunun sebebinin de Türk-SAT’ın öneminin farkına varılması olduğunu söyledi 

Tam teşekküllü kadrolarıyla kanalların yayın yapmaya çalıştığını belirten Tatar, buna saygı duyulması gerektiğinin altını çizdi ve şunları kaydetti; “Bizi Anadolu insanı görüyor. Londra’daki kardeşlerimiz de görüyor. En az orada da 300 bin Kıbrıslı Türk’ten bahsediyoruz. Başka Türk nüfus da var Avrupa içerisinde. Bütün Dünyaya yayılan Türkler ve Kıbrıslı Türkler ve çok sayıda insan bizleri izliyor. Dolayısıyla kimse bu yayınları küçümsemesin. Bu büyük bir başarıdır. Bu alt yapıyı oluşturabilmek, bu kadroları kurabilmek büyük bir başarıdır.” 

“HAKSIZ REKABET ALTINDAYIZ” 

Ortada tam teşekküllü kadrolarıyla bir müessese olduğunu ve bu müesseselerin zarar görmemesi gerektiğini savunan Tatar, ülkenin haksız rekabetle karşı karşıya olduğunu belirterek, şöyle dedi: 

“Bu küçücük ülkede çok büyük haksız rekabet altındayız. Neden? Dış yayınlardan dolayı. Çünkü biz Türkçe konuşuyoruz, halk olarak Türk Televizyonlarını izliyoruz. Bildiğiniz gibi Türkiye bizim de gururumuzdur. Çeşitli yayınlarla bizim halkımızın da evlerindeki televizyon aletleri hep Türksat’a yönelik ayarlamışlardır. Bu bir gerçektir. Ben yöneticilere de buradan seslenmek istiyorum. Herkes evdeki yayınını Türksat’a göre ayarlamıştır. Türksat fevkalade önemlidir. Dolayısıyla bizim kanallarımızın da Türksat’da yayınlarına devam etmesi şarttır.”