Eniz Orakcıoğlu

Baraka Aktivisti Münür Rahvancıoğlu, gündeme ilişkin olarak çarpıcı analizlerde bulundu. Son günlerde sol partilerin tek çatı altında birleşmesi hakkında açıklama yapan Rahvancıoğlu, solda birlik, solda işbirliği ve güç birliği tartışmalarının uzun bir süredir gündemde olduğunu vurguladı.  “Bizim bu konuda geçişte yaptığımız değerlendirmeler oldu” diyen Rahvancıoğlu, “Geçmiş dönemlerde kurulan birçok çatı partisi üzerinden solda birlik denemeleri yaşandı, ama ne yazık ki bu denemeler hep hayal kırıklıkları, kavgalar, ideolojik farklılıklar olduğu için uyumsuzluklar ve dağılmalarla sonuçlandı” dedi.

Bunun da  halk açısından hep bir moral bozukluğu ve hayal kırıklığı ile değerlendirildiğine dikkat çeken Rahvancıoğlu, “Biz Baraka olarak özellikle 2012 yılından sonra solda iş birliği ve güç birliğinin zorlanması gerektiğine karar verdiğimizde bunun çatı üzerinden mi, örgüt birliği üzerinden mi yoksa aynı masada ama herkes kendi sandalyesinde olacağı bir süreç mi diye bir değerlendirme yaptık. Bu değerlendirme sonrasında da bizim durumumuza uygun olanın iş birliği, güç birliği ve eylem birliği olduğu sonucuna vardık. Bu çerçevede de çağrılarımızı ve birlikteliklerimizi yaptık. Ancak biz çatı birlikteliklerine girmeye sıcak bakmıyoruz, çünkü farklı fikirler olduğu zaman bu fikirlerin farklı mecralarda örgütlenmesi çok doğaldır, bunları yokmuş gibi varsayıp bir kılıfın içine sokmaya çalıştığımızda dikişler bir yerden patlıyor”şeklinde konuştu.

“Bunlar birikimimizi geliştiren olaylardır”

Rahvancıoğlu,Yunanistan’da Syriza olayının bize örnek olduğunu söyleyerek bu süreci şu şekilde anlattı; Syriza bizim yani Baraka’nın yakından takip ettiğimiz bir örgüt, 2006-2007 yıllarında Atina’da gerçekleşen Avrupa’da Sosyal Formunda biz orada 1 yıldır internet üzerinden iletişimde olduğumuz bir örgütle, fiziksel olarak da temas kurup değerlendirme yapma şansımız olmuştur. Bu iletişimde olduğumuz örgüt de Syriza’nın bir bileşenidir.Syriza’yı birçok örgüt oluşturmakta ve bir çatı birleşiminden oluşmaktadır. Syriza, 4-5 yıllık bir deneyimin birikimiydi ve 10 yıllık zaman zarfında seçimlerde başarı kazanacak kıvama geldi. Kısacası Syriza Bir 15 yıllık, sokakta birlikte çalışmanın ve salt bir seçim ittifakı olmayan bir birlikteliğin sonucunda ortaya çıkmış bir modeldir. Buna rağmen bugün Syriza’nın ciddi sıkıntıları var, çünkü daha çok alternatif direniş metotlarına odaklanmış, sokakta yükseltilen mücadelenin yansıtılacağı bir mecra olarak ortaya konmuştur. Ama Yunanistan’ın içine sürüklendiği ekonomik kriz ve bunun parelerinde ortaya çıkan siyasal kriz öyle bir durum yaratıyor ki Syriza hiç hesapta olmadığı halde hükümete gelme durumunda kalıyor. Syriza’nın hükümete gelmesiyle bazı sıkıntılar yaşanmaya başlanıyor ve şimdi bazı bölünmeler, ayrılmalar gibi olaylar yaşanıyor. Tabi ki bunlar tabi ki zengin ve bizim birikimimizi geliştiren olaylardır. Bu tarz olaylar yaşanacaktır ve hiçbir model bir günde hayat bulmaz. Yanlışlarımız doğrularımız olacaktır”

“Ciddi bir hayal kırıklığı yaratıldı”

Rahvancıoğlu, “Syriza modeline baktığımızda 15 yıllık sokaktan büyüyen salt seçime endeksli olmayan bir hareketin dahi ciddi sorunlar yaşadığı bir süreçte bizim Kıbrıs’ta bir günde oturup da tüzük yazıp, bir araya gelmek kolay bir olay değil” şeklinde konuştu. Bu yüzden iş birliği ve sokak birlikteliklerinin çok önemli olduğunu belirten Rahvancıoğlu, “Bizim deneyimimize bakıp geçmiş süreci değerlendirdiğimizde Baraka olarak biz bu işbirliği ve güç birliği süreçlerini zorlama kararı aldık. Bütün örgütleri bu çerçevede belediye ara seçimlerinde zorladık. CTP dâhil tüm solun TDP, YKP, BKP aklınıza gelen tüm partiler ve sendikalarında içinde olacağı bir ortak adaylık çerçevesinde işbirliği ve güç birliği yapılması gerektiğini ortaya koyduk. Vatandaşında bunun karşılığı vardı, Örneğin BES eylem yaparken bütün sol ordaydı, BES binası polis tarafından basılıp bütün yönetim kurulu üyeleri tutuklanıp içeri atıldığında, ertesi gün öldü denen sendikalar öyle bir grev yaptı ki bütün Lefkoşa sokakları doldu. Bütün o sürecin yarattığı dinamizmin sonucuydu. Bu durumda sokakta birleşenler sol, neden seçimde birleşemesinler, düşüncesi vardı ama olmadı ve bu ciddi bir hayal kırıklığı yarattı” dedi.

“Sol içerisinde samimiyet sıkıntısı var”

Solun birleşememesinde CTP’nin ‘ben büyük partiyim’ anlayışı olduğunu bu yüzden yalnız kazanabilirim diyerek sokakta birleşen solun seçimde birleşemediğini belirten Rahvancıoğlu, “Bu anlayışın yanında ‘ben kaybedeceğim ama ona da kazandırtmayım’ anlayışı da var. Ne yazık ki sol içerisinde samimiyet sıkıntısı var” diye konuştu.

“Mesaj alındı”

Baraka olarak solun bir araya gelmemesi ile ciddi bir risk aldıklarını söyleyen Rahvancıoğlu, “Ara seçimde biz belediye meclisine bir aday göstereceğiz dedik ve halka konuşurken de bu adaya bir tek oy vermelerini istedik. Bunun yanında diğer seçeneklerini ne şekilde yapmak isterlerse kendi tercihleri olduğunu, aynı şekilde istedikleri başkan adayına oy verebileceklerini söyledik. Bunu da sola ‘biz iş birliği, güç birliği ve eylem birliği istiyoruz, artık çekişmelerinizden usandık’ mesajını vermeleri için istedik. Ve bu mesaj verildi, verdiğimiz mesaj doğru okundu sonra da birlik çağrısı yapıldı. Bu doğrultuda da bu mesajı doğru okuduğunu düşündüğümüz örgütlerle birlikte seçim döneminde Birleşik Kıbrıs Partisi Toplumsal Varoluş ittifakını kurduk. Buda çok iyi bir deneyim ve çok olumlu bir örnekti. Bu noktada da bu ittifakın bir yükseliş biçimi olarak gittiği çok net bir şekilde belliydi ve orada sorunsuz bir çatı yapılmadığı için herkesin kendi sandalyesinde ama ortak masada olduğu bir birliktelik yaşandı” dedi.

“TDP süreçten ders çıkardı”

Rahvancıoğlu, süreci anlatırken daha sonra kendi içlerinde çatı tartışmaları yaşadıklarına dikkat çekerek, “Devrimci Komünist Birlik çatı önerdi, ancak önerisi karşılık bulmadı. Devrimci Komünist Birlik bu anlamda devam edemeyeceğini söyleyip, esas amaçlarının çatı olduğunu söyleyerek çekildiler ve süreç devam etti. Bu arada TDP bütün bu yaşanan süreçten ders çıkardı, kendi içerisinde bir iç hesaplanmaya gitti. Yönetim düzeyinde, gençlerin daha etkin olduğu, kendi kimliğini koruyarak iş yapabilecek insanların yönetime geldiği bir süreç yaşadı ve bu sürecin sonunda da biz bir araya gelmek istiyoruz çağrısıyla hadi gelin oturalım dendi. Sayın Harmancı’nın seçildiği LTB Başkanlığı sürecine de solun kendi macerası bu şekildedir. Burada da yine artarak büyüyen bir olumluluk yaşandı ve sonuç Cumhurbaşkanlığına kadar dayandı” şeklinde konuştu.

“Oluşan ittifak siyasal şekillenme için tehdit”

Siyasal arenanın yeniden şekilleniyor olduğunu belirten Rahvancıoğlu, “Bu yeniden şekillenmede de ciddi bir tehdit var ki oda oluşan ittifaktır. Bu ittifakın en olumlu profil örneği LTB örneğidir. Halkın, emekçinin yıllarca yaşadığı sıkıntılardan sonra olumlu bir yöne doğru gitmekte olan LTB’nin içini karıştırma da tamamen salt siyasal çıkarlardan dolayı ortaya çıkan bir şey” diye konuştu.

“Seçimden sonra birlikler dağılır”

İşbirliği, güç birliği ve eylem birliği birlikteliklerimizde kriterimiz örgütsel birliğin zorlanmaması olduğunu belirten Rahvancıoğlu, “Bu gibi süreçler ne yazık ki hep seçim havası ortaya çıkınca alevlenir, ertesi günde dağılır. Bir araya gelindiğinde de bir sürü yaldızlı laf yapılır ve bu durumda da o laflarında kıymeti azalır. Ve bu laflar karşısında halkın sadece söyleyene değil o lafa da inanca kalmaz. Bizim bu noktada bir sürecimiz var ve Lefkoşa ara seçimlerinden başlayarak, Lefkoşa Belediye Başkanlığı seçimleri, genel seçimler ve Cumhurbaşkanlığı seçimini kapsayarak devam etmektedir” dedi.

“Sokakta da, seçimde de birlikte hareket ediyoruz”

Rahvancıoğlu, sözlerine şu şekilde devam etti; “İşbirliği, güç birliği ve eylem birliği süreçlerinin salt seçim zamanı olmaması ve seçimden sonraki süreçlerde de devam etmesi çok önemlidir. Örneğin; Sayın Kalyoncu su ile ilgili anlaşmayı imzalamak üzere Ercan’a giderken ve Ercan’da kendisini uğurlayan ve bir damla onur çağrısını yapan 3 örgüt vardı. Bu örgütler Bağımsızlık Yolu, Baraka ve TDP’idi. Bu örgütler sokakta eylem yapıyorlardı ve su platformu içerisinde bir blok şeklinde hareket ediyorlar ve bakışlarını birlikte ortaya koyuyorlar. Ülkede yaşanan iş sağlığı ölümleri ile ilgili eylemleri beraber yapıyorlar. Bunun yanında Mecliste su protokolü oylanırken TDP’nin 3 milletvekili hayır derken izleyici koltuklarından Baraka’nınaktivistleri bir damla onur diye slogan atıyorlar. Kısacası sokak ve meclisi, sokak ve seçimi harmanlayan, sadece seçimden ibaret olmayan ve sokakta da devam eden birliktelikler inşa ediyoruz.”

“Özelde sendikalaşma geliyor”

Rahvancıoğlu, Özelde sendikalaşma mücadelesinde, özelde çalışan insanların sendikalaşma hakkı ve özelde sendikalaşma zorunluluğu yasası çerçevesinde 3 örgüt yine bir süreç yürüttüklerinin altını çizerek, “Bunu halka, sendikalara ve kamuoyuna mal ediyor. Meclise konuyu taşıyor, mecliste oylanan 15 CTP milletvekilinin ve 3 TDP oyu ile 18 oy alıyor ve yasa reddediliyor. Meclisin bu haliyle bu yasa 18 oy alıyorsa bir sonraki seçimden sonra özelde sendikalaşma geliyor demektir” şeklinde konuştu.

“KTÖS, YKP ve BKP ile sesimize ses katarız”

Biz yıllarca Yeni Kıbrıs Partisi’ne yapmakta olduğumuz boykot anlamsızdır dedik. Bu yaptığınız boykotun yüzde 5’ini meclise yansıtın, sokun 1-2 milletvekili ve halkın gerçek çıkarlarını ortaya koysun ve sokaktaki sözü, bakkaldaki sözü oraya taşıyın. Bu çerçevede bu yanlıştan vazgeçiliyor olması bizi sevindirir. Bunun yanında bir araya gelmek, büyümekte olan birlikteliğimize katılmaları ve birlikte asgari müştereğimizi yeniden oluşturmamız çok güzel olur. Birlikteliğimize yeni seslerin yeni sözlerin ve eylemlerin katılması çok muazzam olur ve biz bunun olmasını istiyoruz. 2013’den beri bir arada duran örgütler var bu örgütlerin halkta sokakta ve sandıkta yaratıkları karşılıklar vardır, bu mirası reddetmek mümkün değil, en ufak bir yüz karamız yok, bu yüzden bu mirasın ve deneyim üzerinden öğrenerek bunu KTÖS, YKP ve BKP gibi öznelerle zenginleştirmek, sesimize ses katmak bizi mutlu eder.”