Kıbrıs Türk tarafı, müzakere masasında “kurucu devlet”, müzakere masası dışında ise “eyalet” kavramının kullanılmasından rahatsızlık duyuyor.

Son zamanlarda Rum yetkililer ve Rum basını “kurucu devlet” yerine yaygın bir şekilde “federal eyaletler” ifadesi kullanıyor olsa da; hem görüşmelerin zeminini oluşturan Ortak Deklerasyon metninde, hem de müzakere sürecinde ortaya çıkan uzlaşı kağıtlarında kullanılan kavramın, “federal eyalet” değil “kurucu devlet” olduğu belirtildi.

Yoğunlaştırılmış müzakerelerde de, iki eşit kurucu devletin kendi aralarında ve federal hükümetle yapacağı işbirliği anlaşmalarının ele alındığı kaydedildi.

Müzakere sürecini yakından takip eden diplomatik kaynaklara göre, iki kurucu devletin kendi aralarında ve federal hükümetle yapacağı anlaşmaların hangi konularda olacağı hakkında müzakereciler yoğun mesai harcarken; müzakerecilerin yürüttüğü çalışmada ortaya çıkan sonuç da liderler tarafından ele alınarak konuya son şekli verilecek.

İşbirliği anlaşmalarının neler olacağı üzerinde yürütülen çalışmalarda, Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumlar’dan oluşturulacak ortak federal hükümetin, kurucu devletler üzerinde bir üst organ gibi tahakküm kuramayacağı, kurucu devletlerin yetkilerine müdahale edemeyeceği temel prensibi üzerinden hareket ediliyor.

Diplomatik bir kaynak, federasyonların, federal hükümetin “en üst organ” olmasını değil, federal hükümetin kurucu devletlerle eşitliği ve aralarında hiyerarşi olmaması esasına dayandığına dikkat çekti.

Rum basınında yayınlanan spekülatif haberlerde, “federal hükümetin en üst organ olduğunun kabul edildiği” iddia edildiğini belirten diplomatik kaynak, bu ve benzeri haberlerin müzakere masasında varılan uzlaşılarla yakından uzaktan ilgisi olmadığını ifade etti

AKINCI NE DEMİŞTİ?

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, 13 Haziran’da Kıbrıs Akademik Diyalog’un düzenlediği “Federal Kıbrıs’ta Yaşam” başlıklı toplantıda yaptığı konuşmada bu konularla ilgili görüşünü ifade ederken şöyle demişti:

“Yapmaya çalıştığımız şey ne üniter devlet ne de konfederasyondur. Hedefimiz 11 Şubat 2014 Ortak Deklarasyonu’nda öngörüldüğü çerçevede iki bölgeli, iki toplumlu, siyasal eşitliğe dayalı bir federasyonu başarmaktır. Birleşik Kıbrıs’ta federasyon eşit statüde iki kurucu devlete, tek uluslararası hukuk kişiliğine ve Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türklerden eşit olarak neşet edecek olan tek egemenliğe sahip olacaktır.

Federalizmde yetki sadece merkezi hükümette yoğunlaşmamaktadır. Yetkiler, federal hükümet ve kurucu devletler arasında bölünür ve aralarında hiçbir hiyerarşi yoktur. Federal hükümetin gerektiği gibi çalışabilmesi için federasyonun tüm organları arasında tam bir işbirliğine ihtiyaç vardır.”

Diplomatik kaynaklar, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın görüşünün 11 Şubat 2014 Ortak Deklerasyon metninin içeriği ile de tam uyumlu olduğunu ifade ediyor.

“ORTAK DEKLERASYONDA YER ALMIYOR”

Kıbrıslı Rum Lider Nikos Anastasiadis’in son liderler zirvesinin ardından gazetecilerin sorularını cevaplarken  “Federal hükümet ile federal eyaletler arasındaki iç işbirliği konusunda önemli ilerleme kaydettik” açıklamasında kullandığı eyalet kavramının kendi imzasını da taşıyan 11 Şubat 2014 Ortak Deklerasyonu’nda yer almadığına dikkat çeken güvenilir bir kaynak, Kıbrıs Türk tarafının müzakere masasında kurucu devlet, müzakere masası dışında ise “eyalet” kavramının kullanılmasından rahatsızlık duyduğuna vurgu yaptı.

11 ŞUBAT ORTAK DEKLERASYONU NE DİYOR?

Yürütülen müzakerelerin çerçevesini oluşturan 11 Şubat 2014 Ortak Deklerasyon metninin 3’üncü maddesinde, federal hükümetle kurucu devletler arasındaki ilişkinin yetki tecavüzüne imkan vermeyecek eşitlik temelinde olacağı, tartışmaya yer bırakmayacak açıklıktaki ifadelerle yer alıyor.

Federal hükümetle kurucu devletler arasındaki eşitlik temelindeki ilişki, her iki tarafın üst düzeyde kabul ederek imzaladığı metnin üçüncü maddesinde şöyle tarif ediliyor:

“Federal Hükümetin yetkileri ve belirlenmiş yetkileriyle açıkça doğrudan doğruya ilgili olan benzeri hususlar Anayasa tarafından tayin edilecektir. Federal Anayasa aynı zamanda kurucu devletler tarafından icra edilecek artık yetkileri öngörecektir. Kurucu devletler tüm yetkilerini tam ve geri döndürülemez bir biçimde federal hükümetin tecavüzüne maruz kalmadan kullanacaktır. Federal yasalar kurucu devletlerin yetki alanındaki konularda kurucu devlet yasalarına tecavüz etmeyecek ve kurucu devlet yasaları da federal hükümetin yetki alanındaki konularda federal yasalara tecavüz etmeyecektir.”