Rana Sarro

Turlarda turistlere rehberlik yapma görevi bulunan rehberlerin, bilgi ve donanım yetersizlikleri nedeniyle sessiz rehberlik yaptıkları belirtilirken, yasada sessiz rehberlik olmadığı ve rehberlik mesleğinin itibarının düşürülerek, rehberliğin Rehberler Birliği eliyle öldürüldüğü savunuluyor.

Turizm Bakanlığı Müsteşarı Şahap Aşıkoğlu, ülkemizde düzenlenen turist turlarında yaşanan rehber sıkıntısını anlatırken; Acenteler Birliği Başkanı Orhan Tolun da, sessiz rehberlik olayının sürdürülebilir bir yapı olmadığını söyledi.

Kıbrıs Türk Rehberler Birliği Başkanı İbrahim Altıner, “Rumlar zaten bizim anlatmamıza izin vermez. Bizim rehberlerimizin anlatması en doğal hakkıdır. Otobüste boş oturmamız bizim seçeneğimiz değildir” diyerek, Güney’den gelen turlarda ülkemiz rehberlerinin bulunması ve turistlere ülkemiz rehberlerinin anlatması gerektiği yönünde girişimlerinin sonuçsuz kaldığını; sessiz rehberlik olayının ise Turizm Bakanlığı Müsteşarı tarafından yanlış algılandığını ve Bakanlığın sorumluluğunda olduğunu vurguladı.

“REHBERLER BİRLİĞİ ELİYLE REHBERLİĞİ ÖLDÜRÜYORUZ”

“Dil yönünden yetersiz oldukları için hiçbir şey yapmadan, sessiz rehberlik yaparak, acentelerin para ödemek zorunda kaldığı rehberler var. Halbuki, rehberin turistlere anlatması, gezdirmesi, ülkenin şovunu yapması gereklidir. Ama dil bilen o kadar rehber yok. Rehberler Birliği bunu kullanıyor.

Bu konuda acentelerden bize çok şikâyet var. Böyle giderse, Antalya’daki tur liderleri 3 sene sonra şuandaki rehberlerden daha iyi olacak. Onlar gerçek rehberlik yapacak, şuandaki rehberlere de ihtiyaç kalmayacak, zaten fonksiyonları yoktur.
Biz şuanda Rehberler Birliği eliyle rehberliği öldürüyoruz. Biz diyoruz ki, ‘sessiz rehberlik doğru değildir, azaltılması lazım, rehberlerinin niteliğinin yükseltilmesi lazım.”

ACENTELER BİRLİĞİ: SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR YAPI DEĞİLDİR

Acenteler Birliği Başkanı Orhan Tolun da, sessiz rehberlik olayının sürdürülebilir bir yapı olmadığını belirterek, şöyle konuştu: “Bizim memlekette hiçbir meslekte ehil insan bulunduramıyoruz. Bu ülkenin hastalığıdır. Aynı şekilde rehberlik yapacak insan da bulamıyoruz.

Rehberliğin hobi olmaktan çıkıp gerçek anlamda bir meslek olmasını da sağlayamadık. Tur sayısı yeterince olmadığından rehber yetiştiremedik. Rehber 24 saat çalışacak eleman demektir.

Rehberliği hobi olmaktan öteye götüremedik. Acentelerin gerçek anlamda kalifiye rehber istihdamını sağlayamadık. Turların devamının belirsiz olması, eğitilmesi için yeterli olamadı. Bakanlık tarafından rehberleri Avrupa’ya gönderip eğitmek istedik. Hiç kimse gitmek istemedi.

Şuanda turlarda sessiz rehberler vardır. Sessiz rehberin önemli bir kısmı hem yeterince dil bilmezler hem de ülkemizin tarihini bilmezler. Sessiz rehberlik yapamayanlar bile var. Türkiye’de bunlara çanta rehber denir. Ülkede bini aşkın rehber var. Kıbrıs Türk Rehberler Birliği’ne (KITREB) üye 225 üye var.

Ancak ülkede gerçek anlamda rehber sayısı ise ancak 80 civarıdır. Bunların 50-60 tanesi acentelerde çalışır. 30 tanesi piyasadadır.”

REHBERLER BİRLİĞİ: RUMLAR ZATEN BİZİM ANLATMAMIZA İZİN VERMEZ

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Kıbrıs Türk Rehberler Birliği (KITREB) Başkanı İbrahim Altıner ise, şunları söyledi:

“Rehberlerin turlara eşlik etmesi zorunluluğu 25 Mayıs 2014 tarihinde yasa ile onaylanmıştır. Ama Rehberler Birliği olarak biz, Güney’den gelen turlarda turistlere rehberlerimizin anlatması için girişimler yaptık. Sessiz rehberlik olayını, Sayın Müsteşar yanlış algılar.

Bir ülkede var olmayan bir dilde rehber yoksa başka bir ülkeden gelen bir rehber veya grup lideri eşliğinde bizden bir rehber alır, bizim rehber anlatır ve öteki lider de tercümanlık görevi görür. Aslında sessiz rehberlik budur. Bu Güney’de de Türkiye’de ve birçok Avrupa ülkesinde de vardır.

Ama bizim sessiz rehberlik olayı, Güney’den gelen turlar başladığında Güney Kıbrıs Acenteleri, ‘bizim anlatmamıza izin vermezseniz biz turları KKTC’ye geçirmeyeceğiz” dediler.

Bakanlar Kurulu da karar alıp, Rumların acente ile irtibatta olacağı otobüste bir de rehber bulunacağı anlaşması var. Yani Rumlar zaten bizim anlatmamıza izin vermez. Bizim rehberlerimiz anlatması en doğal hakkıdır. Otobüste boş oturmamız bizim seçeneğimiz değildir.

Buradaki esas konu da zaten Müsteşarı ilgilendirir. Müsteşarın var olan dillerde rehberlerimizin anlatması konusunda istikrarlı durması lazım. Bu birinci birinci onun suçudur. Ayrıca rehberliği öldüren Rehberler Birliği değil, müzelere girişte rehber aranmaması yönündeki yazısıyla Sayın Müsteşar’dır.”