Uğur İrtem

Yargıtay olarak oturum yapan Yüksek Mahkeme, Kamu Sağlık Çalışanları Yasası’nın 43’üncü maddesine uyulmadığı gerekçesiyle Kıbrıs Türk Serbest Çalışan Hekimler Birliği (KTSÇHB) tarafından Sağlık Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı aleyhine açtığı davayı sonuçlandırdı.

Kamuoyunda “kamu doktorlarının ikinci iş davası” olarak bilinen davada karar açıklandı. Mahkeme, yasanın uygulanması için bakanlığa 6 ay süre verdi.

Ahmet Kalkan başkanlığında üye yargıçlar Mehmet Türker ile Bertan Özerdağ’dan oluşan Yargıtay, Kamu Sağlık Çalışanları Yasası’na aykırı olarak devlet hastaneleri yanında özelde de çalışan doktorlarla ilgili görevlerini yerine getirmesi noktasında mandamus emri (emrin uygulanması) vererek, Sağlık Bakanlığı’na bu yetkisini kullanması için 6 aylık süre tanınmasına karar verdi.

Mahkemede, davacı KTSÇHB adına Avukat Güner Göktuğ, davalı Sağlık Bakanı Faiz Sucuoğlu ile Maliye Bakanı Serdar Denktaş’ı temsilen Avukat Serhan Çınar, Sağlık Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı’nı temsilen Fatma Memiş ve davaya dahil olan Tıp-İş sendikasını temsilen Avukat Tahir Seroydaş ile Avukat Jale Dizdarlı mahkemede hazır bulundu.

Kararın açıklanmasını, KTSÇHB Başkanı Dr. Remzi Gardiyanoğlu ve bazı hekimler de izledi.

Mahkeme Başkanı Ahmet Kalkan, kararı yaklaşık bir saatte okudu.

“DİSİPLİN İŞLEMLERİNİ UYGULAMAK ZORUNDA”

Başkan Kalkan, davacı taraf olan Serbest Çalışan Hekimler Birliği’nin, Sağlık Bakanlığı’na bağlı kamuda çalışan doktorların özelde de çalışmasının Anayasa’nın “eşitlik” ilkesine aykırı olduğu savına değinerek, Sağlık Bakanlığı’nın özelde çalışan doktorlarla ilgili gerekli disiplin işlemlerini uygulamak zorunda olduğuna bulgu yaparak kararı açıkladı.

Kalkan, Yargıtay Mahkemesi’nin KTSÇHB’nin istidasındaki talebi doğrultusunda Bakan Sucuoğlu ve Sağlık Bakanlığı’nın bugünden itibaren 6 ay zarfında 6/2009 Sağlık Çalışanları Yasası’nın 43/1 45 ve 93/1 maddeleri altındaki yetkilerini kullanarak kamudaki görevleri dışında başka iş yapan kamu sağlık çalışanı doktorlarla ilgili yasal görevlerini yerine getirmelerine dair ‘Mandamus’ (emrin uygulanması) emri verdiğini açıkladı.

Kalkan, mahkemenin Başbakan Yardımcısı, Maliye Bakanı Serdar Denktaş, Maliye Bakanlığı ve Dr. Sıla Usar İncirli aleyhindeki istidayı ise ret ve iptal etti.

“KAOS YASALARIN EŞİT UYGULANMAMASINDAN DOĞDU”

Anayasa Mahkemesi kararında bazı sağlık çalışanlarının görevlerinden ayrı iş yapma ve daha az çalışma hakkı verilmesinin eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine aykırı olduğunu anımsatan Kalkan, dolayısıyla bir toplumda kaos, yasaların uygulanmasından değil, var olan yasaların eşit şekilde uygulanmamasından doğduğuna vurgu yaptı.

Kalkan, “bir yetkinin takdir hakkını bu ilkelere aykırı olacak biçimde kullanma ve yasayı uygulamayacağım deme hak ve yetkisi olmadığından Bakan Sucuoğlu’nun belirttiği gerekçelerin makul addedilmesi imkanının bulunmadığını” da kaydetti.

“EŞİTLİK İLKESİNE AYKIRI BİR YAPININ VASITASI OLARAK…”

Mahkeme Başkanı Kalkan, daha da önemlisi herkesin büyük saygı duyduğu, güvendiği ve kendini emanet ettiği doktorluk mesleğinin, hukuk devletinde eşitlik ilkelerine aykırı bir yapının vasıtası olarak yürütülmeye çalışılmasının kişi ile kamu menfaati arasındaki dengenin korunması açısından kabul edilebilir olmadığını söyledi.

Kalkan, adaletin özü olan eşitliğin yürütme organının faaliyetlerinde bilinçi olarak kabul görmemesi halinde yasaların hukuki karakterlerini yitirdiğine dikkat çekerek, bu kapsamda Bakan Faiz Sucuoğlu ile Sağlık Bakanlığı’nın yetkilerini kullanmada kanuni zorunluluğunu yerine getirmeme hak ve yetkisinin bulunmadığı kaydetti.

Kararın açıklanması ve davanın sonuçlanmasının ardından KTSÇHB Çalışan Hekimler Birliği Avukatı Güner Göktuğ ile Birlik Başkanı Dr. Remzi Gardiyanoğlu, kararla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

GÖKTUĞ: “İKTİDARA GELEN HÜKÜMETLER BÖYLE BİR KARAR YOKMUŞ GİBİ DAVRANMAYA DEVAM  ETTİ”

KTSÇHB Çalışan Hekimler Birliği’nin Avukatı Güner Göktuğ, sağlık çalışanları ile ilgili yasada uzun zamandan beri kamu sağlık çalışanı doktorların aynı zamanda özel muayenehanelerinde doktorluk yapmalarını öngören düzenlemeyi Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiğini, uygulamaların da yasağa uygun hale getirilmesi için süre verdiğini anımsatarak, ancak geçen sürede iktidara gelen hükümetlerin böyle bir karar yokmuş gibi davranmaya devam ederek, yasalara aykırı işlemlere onay verdiklerini savundu.

KTSÇHB’nin bu süreçte yasalara aykırı olan uygulamayla ile ilgili mahkemeden “Mandamus” (emrin uygulanması) talep ettiğini belirten Göktuğ, davanın uzun bir duruşma sürecinden sonra talebi değerlendiren mahkemenin ‘mandamus’ ile ilgili her türlü şartın var olduğunu tespit ederek, davayı sonuçlandırdığını kaydetti.

“HUKUK DEVLETİ...”

Göktuğ, Yargıtay mahkemesinin ilgili bakanlığa yasayı uygulaması için 6 ay süre verdiğini belirterek, mahkemenin hukuk devleti doğrultusunda karar verdiğini söyledi.

GARDİYANOĞLU:“TARİHE GEÇEBİLECEK BİR KARAR”

KTSÇHB Başkanı Dr. Remzi Gardiyanoğlu da açıklamasında, yaklaşık iki yıl süren davada Anayasa Mahkemesi’nin daha önce aldığı kararın uygulanmasını talep ettiklerini anımsatarak, gelinen noktada bazı kesimlerin ders alması gerektiğini savundu.

“Bu yolda yürürken çok zorlandık ama avukatımız sürekli doğru yolda olduğumuzu ve yolun sonuna kadar gidebileceğimizi söyledi. Gördüğünüz gibi bugün yolun sonuna geldik” diyen Gardiyanoğlu, zafer olarak addetmeyeceği dava sonucunun tarihe geçebilecek bir karar olduğunu söyledi.

Mahkemenin verdiği kararın takipçisi olacaklarını ifade eden Gardiyanoğlu, açıklamalarında “Aleyhimde karar çıkarsa uygulamam, gerekirse istifa ederim” diyen Bakan Sucuoğlu’na çağrı yaparak gereğini yapması istedi.