“Sağlıkta sistemsizlik nedeniyle karışık bir çalışma hayatı var. Onkoloji bölümünde doktor eksik, alınmıyor ama başka bölümde günde üç saat çalışıp ay boyu para alan doktorlar var ve istihdam yapılmıyor”

Fehime ALASYA

Ülkede iki dönemde toplam 21 ay Sağlık Bakanlığı görevini yürütmüş olan deneyimli isim Hüseyin Celal, yeni yapılan onkoloji hastanesinde yaşanan aksaklıklarla ilgili “Hiç kimse olayları çarpıtmasın, doktor yoktur deyip geçemezsiniz, oraya bir onkoloji hastanesi yapılmıştır ve orada bütünüyle onkoloji olmalıdır” dedi.

HALKIN SESİ’ne konuşan Celal, sıkı yönetim, iyi bir sistem ve ekip ile sağlık sektöründe birçok sorunun önüne geçilebileceğine dikkat çekti ve

“Güzel bir başlangıç yapıp orayı sadece onkoloji yapalım ve iyi çalıştıralım” şeklinde konuştu.

Çocuk ve büyük kanser hastalarının tedavi gördüğü onkoloji bölümlerinin yeni yapılan binaya alınıp diğer bölümlerden soyutlanması gerektiğini dile getiren Hüseyin Celal, konuya ilişkin şu ifadeleri kullandı:

“Onkoloji hastaları, uyduruk bir yerde, olumsuz koşullarda, 10 yıl boyunca kaldı. 10 yıldan sonra bir hastane yaptılar, onu da beceremediler mi yoksa? Yeni binayı onkoloji olarak yapılmışsa bırakın onkoloji olarak kalsın. Çocuk onkolojisinin de yeni yapılan onkoloji binasına gitmesi gerekiyor. Hem büyük hem de küçük onkoloji bölümü yeni binaya gitmeli, bunun yanında diğer hastaların ise yeni yapılan onkoloji binasına gitmemesi gerekiyor. Elbet başka bölümlere de ihtiyaç vardır ama en azından bu bina onkoloji olarak yapılmışsa onkoloji olarak kalmalı. Başka bölümler için de yeni bina yapılır gerekirse. Kanser hastaları yeni yapılan ve adına ayakta tedavi denilen uyduruk bir binaya taşındılar, başka bir bölümle birlikte. Yeni bakan yeni hastane yapmak için yerini bulduklarını söylemiş, yeni bina yap, yeni yere ne gerek var ki? Mevcut, oturmuş bir sistem var, yerleşik sistemi sürdür. Bu tarz çalışmaları yaparken de araştırmalar yapılmalı, bilirkişilerden de görüş alınmalı. Projeler yapılıyor ardından birçok sorun gün yüzüne çıkıyor, hesapsız, plansız çalışılıyor, su baskınları oluyor… Ne yazık ki tüm işlerimizde plansızlık ve sistemsizlik var. Tüm işlerimizi belirli baskı unsurları ile gerçekleştiriyoruz.”

“DOKTOR YOKTUR DEYİP GEÇEMEZSİNİZ”

Çocuk onkolojisinde doktor eksikliğinin olmasının teknik bir sorun olduğunu söyleyen Hüseyin Celal, bunun günlük tedbirler içerisinde çözülebileceğini belirtti ve perde gerisinde daha büyük sorunlar olduğunu anlattı:

“Bazı doktorların günde üç saat çalışmasına fırsat veren, bazılarının ise gününün çoğunu orada çalışmasına, emeğinin karşılığını almamasına göz yuman bir sistemde herkesi ayni kefeye koyarsak adil olmayız. İlgili bakanlar da ayın sonuna günde üç saat çalışan hekimlerin maaş bordosu altına ay içerisinde eksiksiz çalıştığına dair imza atıyor ve yalan beyanda bulunmuş sayılıyor. Bazı hekimlerinin büyük bir bölümünün çalışmadığını bildiği halde bunu yapıyorlar. Bunun yanında sadece doktorlarda değil, birçok dairelerde de bu şekilde çalışan memurlar var, sadece doktorlar üzerine konuşmayalım. Hiç kimse olayları çarpıtmasın, doktor yoktur deyip geçemezsiniz, oraya bir onkoloji hastanesi yapılmıştır ve orada bütünüyle onkoloji olmalıdır. Güzel bir başlangıç yapıp orayı sadece onkoloji yapalım ve iyi çalıştıralım. Ne zaman genel bir karar alınsa, birileri bu kararın dışına çıkmak ister çünkü o birilerinin kurulu bir düzeni vardır, rahatlarının kaçmasını istemezler.

“BU BÖLÜMDE DOKTOR EKSİK AMA BAŞKA BÖLÜMDE GÜNDE 3 SAAT ÇALIŞIP MAAŞ ALAN DOKTOR VAR”

Bu ülkeye ilk onkolog getiren bendim ve getirene dek de neler çektiğimi ben bilirim. Onkolog sayısı dünyada da, Türkiye’de de azdır, kimse bu servisi tercih etmiyor çünkü bu iş çok meşakkatli bir iştir. Ülkeye gelen onkologları memnun edemiyorsan, ne yetişen bir onkoloğu ülkene getirebilir ne de ülkende onkolog yetiştirmek için gençleri teşvik edebilirsin. Üstelik bu işler ekip işidir, iyi bir ekibiniz varsa işleriniz yürüyebilir. Ne yazık ki biz bu adada kendimizden daha iyi iş bilen birini istemiyor, işini engellemek için her şeyi yapıyoruz. İş bileni sahiplenmiyoruz. Hastanemizdeki onkoloji iyi çalışmıyor, tek sorunları da doktor ve hemşire eksikliği de değil, oradaki mentalite ile ilgilidir. Çalışanların ve yöneticilerin umursamazlığıdır. Bu da konuştuğumuz sistemsizlikten kaynaklıdır, burada da yine sistemsizlik olayı var. Bu bölümde doktor eksik, alınmaz ama başka bölümde günde 3 saat çalışıp ay boyu para alan doktorlar var ve istihdam yapılmıyor.”        

“NE ETLİYE NE DE SÜTLÜYE DOKUNMAYIP İDARE ETTİLER AMA ARTIK BÖYLE GİTMEZ”

Onkoloji hastalarının verdikleri zor mücadelede, devlete düşenin de hastalara bu mücadelelerinde iyi, güvenilir ve sistemli şart sunması olduğunu dile getiren Hüseyin Celal, hem hastaların hem de derneklerin ve vakıfların bu konuya duyarsız kalmaması gerektiğini dile getirdi.

Celal, “Kanser hastaları çok zor bir mücadele veriyor, bari bu mücadelede, bu uğraşlarının içerisinde şartları iyi olsun, onlara yardımcı olalım. Hem hastaların hem de derneklerin artık bu konuda sessiz kalmaması gerekiyor. Yıllardır canla başla çalışan Kanser Hastalarına Yardım Derneği de artık böyle gitmez. Ne etliye ne de sütlüye dokunmayıp idare ettiler ama artık böyle gitmez.” dedi. 

SİSTEM VE EKİP İLE BAŞARIYA GİDEN YOL

Ada standartlarına göre devlet hastanesinin iyi durumda olduğunu savunan Celal, iyi bir sistem ve ekip ile çok başarılı işlere imza atılabileceğini kaydetti. Celal, “Bir adada yaşıyoruz ve devlet hastanemizde dünya ölçeğinde orta boylu bir hastanede bulunması gereken cihazlardan çok daha fazlası vardır. Fakat iyi bir yönetim, idare, sistem, iyi doktor ekiplerinin olduğu, çarpıklıkların olmadığı bir yerde çok büyük yatırımlar gerekmiyor. Bir çadırda da ayni hizmeti verebiliriz, bütün mesele iyi eğitimli personelin olmasıdır. Odacısından başhekimine kadar herkes bilimdeki gelişmelere aşina olmalı. Hangi cihazı nasıl kullanacağız önemli olan o! Savaş alanlarında çadırda hastane hizmeti veriliyor.” dedi.    

“MÜŞAVİRLERİN ÜZERİNE GİTMEK KONUYU ÇARPITMAKTIR”

Halk tarafından son günlerde birçok konuda dile getirilen müşavirler, yersiz veya haksız istihdamlar konusuna da dikkat çeken Celal, müşavirlik konusundaki düşüncelerini “Buz dağının görünen parçası” olarak nitelendirdi. Celal, “Kamu yönetiminin etkisizliği ve bilgisizliğini düşündüğümüzde birçok insanın bu ülkede boşuna para aldığını rahatlıkla söyleyebilirim, müşavirler de bunu çok küçük bir bölümüdür. Müşavirlerin bazıları bu konuda üzerlerine gidildiği için de çok rahatsızdırlar. İşe aradıkları halde işe yaramaz olarak görevden çıkarıldıkları için de şikayetidirler. Bu olaylarda esas mağdurlar ise bana göre müşavirlerdir. Bu son birkaç yıl içerisinde ve öncesinde de yapılan istihdamlara baktığımız zaman ise Kamu Hizmeti Komisyonu’nun geride bırakılarak, yasalar ile kadroladık. Siyasilerin ataması ile alınan memurluklarda ne bir deneyim ne de tecrübe, bilgi aranmıştır… Bugünkü yapı da çok farklı sayılmaz… Bu memurlar artık oturdu yerleşti ve tüm her şey iş bilen üç, beş kişinin omuzlarına kaldı. Hiçbir fikir üretemeyen, yaratıcılığı olmayan, hazır şablon üzerinden iş yapıp günlerini geçiştiren ve ay sonu da maaşını alıp geçinen memurlarımız var. Bu kadar büyük bir sorun varken müşavirlerin üzerine gitmek konuyu çarpıtmaktır bence. Kamu Reformu olmadan tüm bunlar çözülemez.” şeklinde konuştu.

“BU İNSANLAR NEDEN KANSER OLUYOR?”    

Kanser konusunda çok dikkatli olup, çok fazla çalışmamız gerektiğine dikkat çeken Celal, bu kadar insanın neden kanser olduğunun da ayrı bir araştırma konusu olduğuna dikkat çekti.

Celal; “Kanser vakaları konusunda bilimsel bir araştırmamız yok sanıyorum. Bu denli yaygın olduğu söylenen bir hastalık konusunda nasıl bilimsel araştırma yapılamaz, bu da ayrı bir durum. Git gide yaygınlaşan bu hastalık konusunda ön araştırmalar yapılıp tarım ilaçları konusu da çok yakın mercek altına alınmalı. Tarım ilaçlarının kullanımına göz açmalıyız. Bu konu sağlık bakanlığından alınıp, tarım bakanlığına verildi ama bu konu öncelikle sağlıkla ilgilidir. Tarım bakanlığı ise üretim odaklı bir bakanlıktır, sağlık odaklı değildir. Bu durumda zehirli gıda üretenleri şiddetle teşhir etmeliyiz, üstünü örtmemeliyiz diye düşünüyorum. Bu insanlar neden kanser oluyor?” diye sordu. Dış etkenler ve tarım ilaçlarının, pestisistlerin kontrolsüz kullanımının kansere bire bir etken olduğunu söyleyen Celal, olası bir çalışmanın günümüzde dahi başlatıldığında tamamlanmasının uzun yılları bulacağını ifade etti. Celal sözlerini şöyle tamamladı:

 “Şimdi çalışmalara başlasak, ancak da 20 yıl sonra sonuç alacağız, o yüzden neden kanser oluyoruz sorusunu sormakta geç bile kaldık. Bir an önce başlamak lazım. Köylerde sebze tarımı ile uğraşanlar, aileleri için ayrı küçük bir bölüm açıp ekiyorlar, niye? Bu korkunç ötesi bir şey… Sen kendi ailene yedirmediğin zehri başka ailelere yediriyorsun… Sonra da onkoloji bölümü dolup taşıyor, çocuklarımıza kadar iniyor, gençlerimizi öldürüyor, niye? Tüm bunlar yüzünden…” 

11-11-2015-12-28-68830100.jpg

 Tartışma konusu olan ve tamamlanmak üzere olan yeni onkoloji binası

11-11-2015-12-28-13796700.jpg

Hüseyin Celal, hastanede çocuk servisinden geçip, çocuk onkolojisi bölümüne girebilen ve her an enfeksiyon kapma korkusuyla yaşayan

çocukların, mahkum bırakıldığı koridordan çıkıp, yeni yapılan onkoloji binasına geçmesi gerektiğini ifade etti