Özge Kizir

Sağlık Bakanı Faiz Sucuoğlu, Haberal Kıbrıslı gazetesinin sorularını yanıtladı. Meclis’te doktor vekillerin çokluğuna rağmen sağlık sisteminin istenen noktaya getirilmemesinin nedenlerini sıralayan Sucuoğlu, “Her gelen kendi politikasıyla geliyor. Önceki dönemde belli bir seviyeye kadar getirilen çalışmaları, ya tam anlamıyla değerlendiremiyor veya ‘benim politikam şudur, beni ilgilendirmez’ diyerek onu kapatıyor” dedi.

Türkiye’nin 80 milyona verdiği başarılı sağlık hizmetiyle dünyanın birçok ülkesince örnek alındığını ifade eden Sucuoğlu, büyük bir sağlık kompleksi için kolları sıvadıklarını belirterek, “Bu konuda TC’den aldığımız sinyaller çok olumludur. Sudan sonraki ikinci en büyük yatırım olacaktır ” şeklinde konuştu.

Doktorların özlük haklarının verilmesi ve maaşların eğitime göre orantılanması gerektiğine de dikkat çeken Sucuoğlu, sağlıktaki sıkıntıların büyük ölçüde bu dengesizlikten çıktığını belirterek, şunları kaydetti: 

“Burada hakkaniyet çerçevesinde gerekli özlük haklarının güçlendirilmesi ve bu arkadaşlarımızın tam gün çalışabilmelerini sağlayacak imkânları ortaya koymak lazımdır. Örneğin sen gece gündüz çalışacaksın, ben sana liseyi bitiren ve devlette 5 yıl çalışan bir memurun maaşını vereceğim! Yok maalesef bu şartlarda doktor gelmez, gelse de yeteri kadar konsantre olamaz.”

Soru: Meclisin yarısından çoğu doktor olmasına rağmen sağlık, çözülemeyen sorunlar arasında yer alıyor. Geçmişteki sağlık bakanları baz alınarak sizin farkınız ne olacak? 

Öncelikle ben sağlığı partiler üstü olarak görüyorum. Belki de şu ana kadar en büyük sıkıntılarımızdan bir tanesi sağlığı yap-boz tahtasına çevirmiş olmamızdan kaynaklanır. Her gelen yeni bir proje veya yeni bir programla geliyor. Önceki, yani belli bir seviyeye kadar getirilen çalışmaları ya tam anlamıyla değerlendirilmiyor veya ‘benim politikam şudur beni ilgilendirmez’ diyerek onu kapatıyor.

Soru: Sağlıkta, partiler arasında ayrı bir politika olur mu?

Olmaması gerekiyor. Biz şimdi önümüzdeki süreçte bizden önceki arkadaşların belli konularda getirdikleri belli bir yer var. Örneğin devlet hastanesinin kurulması, onkoloji binasının açılması, Güzelyurt’taki hastanenin inşaatının başlaması ve buna benzer birçok şey vardır. Bunların hepsini aldığımız yerden daha ileriye taşıma niyetindeyiz. Zaten hükümet programına da bu şekilde koyduk. 

“Bizim gücümüz belirli bir süre kendi kendine yetene kadar takviye isteyeceği kesindir”

Burada bana göre esas en önemli şey Genel Sağlık Sigortasıdır. Bunun için de belli sıkıntılar var. Sıkıntıların en önemlisi mali boyutudur. Bu konu, önümüzdeki süreçte imzalanacak olan Ekonomik Program içerisinde yer alıyor. Dolayısıyla burada bizim gücümüz belirli bir süre kendi kendine yetene kadar takviye isteyeceği kesindir. Biz kendi ev ödevimizi yaparak, ne kadar katkıya ihtiyaç olduğunu tespit ederek, Türkiye (TC)  ile bunu masaya yatırmamız gerekir. Çünkü TC de bu konuda ısrarlıdır.

“Türkiye’de, dünyanın örnek aldığı bir sağlık sistemi hâkimdir”

Şu anda Türkiye’de, dünyanın örnek aldığı bir sağlık sistemi hâkimdir. Dolayısıyla bizim çok uzaklara gitmemize gerek yoktur. 80 milyona hitap eden ve büyük bir başarı sağlayan bir sistem var. Biz bu sistemin daha küçük şeklini 300 bin nüfuslu KKTC’ye getirme hedefindeyiz. Bizim şu aşamada koyduğumuz 3-4 tane büyük hedef vardır. Onlardan bir tanesini Aralık 2017’ye kadar takvimlendirdik. İnşallah daha da erken olacak. Olmazsa da uğraşacağız. Aralık 2017’ye kadar Genel Sağlık Sigortası Lefkoşa’daki devlet hastanesinin çok süratli bir şekilde projelendirmesi ve bunun bizim şu anda kafamızda oluşturduğumuz hastanenin bir eşi Antalya’da vardır. Kısmetse yapmayı hedeflediğimiz bin yataklı hastanenin bitmiş halini görmektir. Daha sonra da bu proje ile elimizdeki çantayla birlikte BRT’nin hemen arkasındaki 269 dönümlük bölgeye ‘bunu en süratli şekilde nasıl yaparız’ diyerek Türkiye yetkilileri ile görüşmek istiyoruz. Bu konuda TC’den aldığımız sinyaller çok olumludur. Sudan sonraki ikinci en büyük yatırım olacaktır. 

“Siz 12 yıllık eğitim almış birine 3 bin TL verirseniz doktor bulamazsınız”

Soru: Lefkoşa Devlet Hastanesi’nde 175 doktorun görev yaptığı söyleniyor, ancak hastalar doktor bulamamaktan şikâyetçi. Bunun nedeni nedir?  

Eğer siz 12 yıl okuyan meslek sahibine ayda 2800-3000 TL verirseniz çalıştıracak doktor bulamazsınız. Bunlar işin diğer gerçeğidir. Doktor bulamama, ya da part-time doktor çalışması konusuna gelince;  doktorların eğitimi nedeniyle de ayrıcalığının olmasına inananlardan birisiyim. Dolayısıyla bu konuda da ciddi bir çalışmamız olacak. Yeni alınan arkadaşlarımızla birlikte 300’ü hemen geçen bir doktor sayısı var. Yani bu ciddi bir mali külfet yaratacak boyutta değildir. Adamlar 10-30 bin doktoru özlük hakları ile birlikte alabiliyorlar…

“Bu arkadaşlarımızın tam gün çalışabilmelerini sağlayacak imkânları ortaya koymak lazımdır”

Eğitimi bir tarafa koyuyoruz. Siz mışıl mışıl yatağınızda uyurken bu arkadaşların büyük bir kısmı Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde sabah olana kadar ameliyat yapıyor. Dolayısıyla bunları göz ardı edersek hiçbir yere varamayız. Ondan dolayı burada hakkaniyet çerçevesinde gerekli özlük haklarının güçlenmesi ve bu arkadaşlarımızın tam gün çalışabilmelerini sağlayacak imkânları ortaya koymak lazımdır. Örneğin sen gece gündüz çalışacaksın, ben sana liseyi bitiren ve devlette 5 yıl çalışan bir memurun maaşını vereceğim! Yok, maalesef bu şartlarda doktor gelmez, gelse de yeteri kadar konsantre olamaz. Onun için önemli olan sebebini bulmaktır. 

“Altyapı, alet edevat eksikliği vs. bunların hepsinin bir masaya yatırılarak teker teker düzeltilmesi gerekir”

Sağlıktaki sorunların sebebini sıralayacak olursak, ilki doktorların özlük haklarının ve maaşlarının aldıkları eğitime karşılık gelmemesidir. İkincisi ise alt yapı, sonra alet edevat eksikliği vs’dir.  Bunların hepsinin bir masaya yatırılarak teker teker düzeltilmesi gerekir. Eğer biz ‘sağlık, olmazsa olmaz’ diyorsak özellikle şu an yeni kurulan hükümetin en çok önem vereceği bakanlıklardan birisi Sağlık olacaktır. Ve halkın ihtiyacı olan sağlık çıtasını belirli bir seviyeye yükselttiğimiz anda zaten bu hükümet de dışarıdan büyük destek alacaktır. Dolayısıyla biz çıkaracağımız ve hazırlayacağımız projelerle sağlıkta umut ederim ki şu anda belirli ölçüde hazırlanan, ama hükümetin bozulmasıyla yarım kalan birçok projeyi devam ettireceğiz. 

“Kısmetse 15-20 güne kadar radyoterapiyi onkoloji servisinde başlatacağız”

Kısmetse 15-20 güne kadar onkoloji servisinde radyoterapiyi başlatacağız. Radyoterapi uzmanını bulmuş durumdayız. Bu arada Türkiye’yle yapmış olduğumuz temaslarda 2 tane radyoterapi yapacak uzman arkadaşımızın buraya geleceği, yine acil serviste çalışacak arkadaşımızın mecburi hizmet çerçevesi içerisinde gelebileceği yönünde bizden önceki arkadaşlarımızın attığı adımları daha ileriye taşıyacağız. Hizmet bir bütündür ve devam ister. 

“Türkiye bu konuda dünya çapında bir tecrübeye sahip ve dünyanın çeşitli ülkelerinde de anahtar teslim hastane yapıyorlar”

Türkiye, bu konuda dünya çapında bir tecrübeye sahip ve dünyanın çeşitli ülkelerinde de anahtar teslim hastane yapıyorlar. Bugün Erbil’de veya uzak ülkelerde bu hizmetleri veriyorlar. Geçen gün TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Ümraniye’de bir şehir hastanesi açtı. Devasa bir şeydir ve 2.5 yılda bitmiştir. Eğer proje ve kaynak bir şekilde hazırlanırsa, burada neden 2 yıl gibi bir sürede böyle bir hedefe ulaşmayalım! İşte bizim bütün çabalarımız bu olacaktır. 

“İşin özünde yatan genel sağlık sigortasıdır”

Sağlık sorunlarının çözümünde en önemli noktalardan biri de sağlık sigortasıdır. Bununla beraber hekimlerimizin özlük haklarının düzeltilmesi, altyapının en azından kabul edilebilir bir seviyeye taşınması ve hizmet anlamında da halka en iyi seviyeyi sunabilme açısından gereklidir. Bizim bütün çabamız bu olacaktır.

“Onkolog sıkıntısı var”

Soru: Kanser konusunda bir programınız olacak mı?

Şu anda bu konuda görevlendirdiğimiz bir arkadaşımız vardır. Daha önce de ilgilenen bir arkadaştı. Bu görevi kendisine geçen hafta çağırdığım toplantıda verdim. Bu konuyla ilgili çalışan bir arkadaştır. İnşallah onkoloji merkezi Mayıs ayının ortalarında radyoterapiye başlayacak ve yavaş yavaş orada da canlanacaktır. Öncelikle  (Burhan Nalbantoğlu Hastanesi’nde) arkada bir tünelimiz var, onun bitirilmesi gerekiyor. Onun için de bir müteahhitle bir görüşme yaptım. Bu konuda Bakanlar Kurulu kararı da vardır. Süratle onu da yapmamız lazım ki, kemoterapi hastaları oradan kolay bir şekilde gelebilsin. Onu başardığımız anda zaten onkoloji merkezi tam anlamıyla randımanını vermeye başlayacak. 

“Onkolojiyi seçen kadın doktor çok azdır”

Burada personel anlamında da bir uzmanımızla 1 yıllık bir sözleşmemiz var. 1 tanesi buradan, 2 tanesi de Türkiye’den onkolog bu konuyla ilgilenmek için gelecek. Özlem Hanım kemoterapide 24 saat hizmet veriyor. Onkolog bizde neredeyse yoktur, Türkiye’de ise çok azdır. Çünkü onkolojiyi seçen doktor çok azdır. Dolayısıyla Türkiye’nin bizlere yollayabileceği doktorları varsa bundan faydalanabiliriz.

“Tüp Bebek Merkezlerine ciddi denetimler olacak”

Soru: Tüp bebek merkezleri yıllarca kendi kabuğunda yaşadı. Sessiz sedasız varlık gösteren bu merkezler devlet tarafından da yeterince denetlenmedi. Son skandalın ardından bu merkezlerle ilgili bir çalışmanız var mı? 

Önümüzdeki günlerde o konuda ciddi bir denetleme olacaktır. Yasa geçmişti ama tüzüklerde geride kalınmıştı. Şimdi onlar da bitti. Dolayısıyla tüzüklerin de yürürlüğe girmesiyle birlikte denetlemeler, Avrupa standartlarında olacak şekilde sürdürülecektir.

Soru: Organ nakli konusunda özellikle böbrek hastalarından oldukça büyük talep ve şikâyet var. Bir an önce hayata geçirilmesini istiyorlar. Bu konuda ne söylemek istersiniz?

Organ nakli, Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesinde başladı. Yanılmıyorsam 3 tane böbrek nakli yapıldı. O konuda da Türkiye’den gelen ekiplerin organ nakli konusundaki tecrübelerini ve deneyimlerini paylaşma aşamasındayız. İnşallah bir süre sonra kendi doktorlarımızla da başarılı ameliyatlar yapılacaktır. Çünkü gelen ekiple birlikte bizim arkadaşlarımız da ameliyatlara giriyorlar. Orada tek sıkıntımız laboratuardır. Belli tahlillerin çok hassasiyet taşıması ve şuan ki şartlarda Kıbrıs’ta yapılamaması nedeniyle bir sıkıntı içerisindeyiz.  Bu süreç içerisinde onu ülkeye kazandıracağız. Sağlıkta taş üzerine taş koyarsak bu bizim için mutluluk olacaktır.