Çiğdem Aydın

Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde görev yapan Doç.Dr. Kudret Çağlar, “Onkoloji ünitesi olmayan Mağusa hastanesine sürüldüm” diyerek istifa ederken, Sağlık Bakanı Gulle, “Oradaki çocuklara da hizmet vermesi için haftada 2 gün görevlendirme yaptık”dedi
Konuyla ilgili Diyalog Gazetesi muhabirinin sorularını yanıtlayan Sağlık Bakanı Ahmet Gulle, yaşanan istifanın yeni bilgisine geldiğini hastanede yatan veya ayaktan tedavi olan kanser hasası olan hiçbir çocuğun mağdur edilmeyeceğini endişe edecek bir durum olmadığını savundu. 

Gulle: "Kimseyi Mağusa’ya sürmedim"

Ahmet Gulle konu hakkında, “Onkoloji Pediatri alanında  iki tane doktorumuz bulunmakta idi. Bunlardan biri Kudret Çağlar’dı… Kudret beyin haftada 2 gün de Mağusa Hastanesine gitmesi ve poliklinik için destek vermesini istedik. Orada veya o bölgede olan kanser hastası çocukların ve ailelerinin çıkıp Lefkoşa Hastanesine yatış yoksa gelmesinin gerekmediğini düşünerek oradaki hastalara da etkin hizmet verebilmek için bir görevlendirme yaptık. Hiç kimseyi Mağusa’ya sürdüğüm falan yoktur” dedi. 

“Hekimlerin daha verimli olmasını istiyoruz…”

Amaçlarının Gazimağusa bölgesindeki hastaların devletten olan haklarını almasını sağlamak olduğunu belirten Gülle, “Pediatri bölümünde eksiklik vardı o eksikliğin giderilebilmesi için de doğru ve haklı bir uygulama yapmayı uygun gördük. Çünkü bir kısım hastalarımız da oradadır ve oradaki çocukların da kontrol edilmesi, oradaki pediatristlerle işbirliği yapılmasını amaçladık. Biz hekimlerimizin daha verimli olmasını istiyoruz. Kimseyle herhangi bir konuda bir husumetimiz yoktur olamaz da. Ben Bakan olduğum sürece sağlık sektöründe herkes hemşiresinden tutun, hekimlerine kadar herkes etkin ve verimli çalışacak. Bütün hekimlerimizin, hemşirelerimizin nöbet tutmasını istiyoruz eşit ve adil iş gücü dağılımını yapmak zorundayız” ifadelerini kullandı.

“Nöbet tutmak istemeyen hekimler var…”

Gulle şunları kaydetti, “Bugün ne yazık ki çalışmak istemeyen, nöbet tutmak istemeyen hekimler vardır. Elbette ki canla başla çalışan hemşirelerimiz, canla başla çalışan özverili çalışan hekimlerimiz de vardır onları tenzih ederek söylüyorum. Bu uygulama tüm branşlar için geçerli olacaktır kesin bir dille söylüyorum kim olursa olsun kimseye ayrıcalık tanıma lüksümüz de yapımız da yoktur. Hastanelerimiz etkin ve verimli çalışacaktır tüm branşlarımız için bir çalışma yaptık bu çalışmayı da hayata geçireceğiz. 

“Kudret Çağlar’ın istifa hakkı vardır…”

Kudret beyin izinleri varmış onları kullanmış ve istifasını vermiş verebilir hakkıdır. İstifa etmek de bir haktır. Bizim sağlık hizmetlerimizde bir aksama olmayacak eksilme olmaz. Paniğe gerek yoktur hastalarımız da aileleri de tedirgin olmasın, gerekli tedbirleri alıyoruz. Gerek Kudret bey, gerekse başka bir hekim nöbet tutmak istemez, çalışmak istemez bilsin ki onunla mücadele edeceğim. Çünkü bugün kendini hizmet etmek için parçalayan hekimlerimiz hemşirelerimiz vardır. Haksızlığa, verimsizliğe göz yummam.” 

Çağlar: Sonunda asi olduk…

Doç.Dr. Kudret Çağlar Devlet Hastanesi’ndeki görevinden istifasını dün, internet üzerinden kendisine ait sosyal paylaşım sitesinden duyurdu. Çağlar açıklamasında şu ifadelere yer verdi, “Uzun ve özverili bir yolun bugün sonuna geldik. Devlet hastahanesinden bugün itibarı ile izinlerimi kullanarak resmen ayrıldım. Çağdaş anlamlı kanser mücadelesini ülkemize getirmek, kanserli çocuklarımıza bir soluk olmak için başlattığımız mücadele sadece 11 yıl sürebildi. Kanser mücadelesinin nasıl olması gerektiğini anlattık ama başaramadık. Sonunda asi olduk. Bugün Onkoloji Ünitesi olmayan Mağusa hastanesine de sürüldük. Çocuk kanser uzmanı olarak göreve alındığım hastahanede her gün 24 saat kanserli çocukların yanında oldum. Gece gündüz demedim. Yeri geldi 4 saat ne yaptın hastahanede kalp ameliyatımı bu dendi ama yılmadım. Kadrodaki tek doçent olarak tüm değer bilmezliğe kanserli çocuklar için göğüs gerdim. Ama artık hastama hata yapmaya zorlayan bir karar ile karşılaşınca noktayı koymak zorunda kaldım. Tüm kanserle mücadele eden hastalarımdan ve yönetenlere çağdaş kanser mücadelesini anlatamadığım için de tüm yurttaşlarımdan özür dilerim.”