Cumhuriyetçi Türk Partisi Milletvekili Erkut Şahali sosyal medyadan paylaştığı bir açıklama ile Cumhurbaşkanı Mustafa Mustafa Akıncı'nın sözlerini eleştirdi. Şahali, Akıncı'nın "Esas şekillenmekte olan halkın iradesi Meclis’in dışındadır." sözlerini hatırlatarak "ayın Cumhurbaşkanı’nın hükümetle ilgili görüşüne sonuna kadar katılmakla birlikte, meclis hakkında yaptığı değerlendirmeye hiç katılmıyor, çok tehlikeli buluyor ve sözlerinin maksadını aştığını düşünüyorum." dedi.

İşte Şahali'nin o açıklaması:

“Akıncı tam olarak ne dedi? “Halkın iradesiyle Meclis’teki azınlık hükümetinin iradesinin aynı olmadığı kanaatindeyim. Esas şekillenmekte olan halkın iradesi Meclis’in dışındadır. Görülmekte olan budur. Tüm bulgular, veriler ve araştırmalar onu söylüyor."

Sayın Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın azınlık hükümetinin halk iradesini yansıtmadığı düşüncesine aynen katılıyorum. Ben de bu şekilde düşündüğüm için zaten onlara "dar tabanlı, çok parçalı azınlık hükümeti" sıfatını yakıştırıp kullanıyorum.

Ancak; "Esas şekillenmekte olan halkın iradesi Meclis’in dışındadır." demek de neyin nesi!

Sayın Akıncı'nın seçilmesine vesile olan ve halk iradesini yansıtan %60 küsürlük destekle, meclisin oluşmasını sağlayan irade aynı biçimde ortaya çıkmadı mı? Dahası Sayın Cumhurbaşkanı’nın sahip olduğu halk iradesine dayalı destekle, Meclisi oluşturan irade bir sonraki seçime kadar geçerli değil mi?

Meclisimizin oluşmasını sağlayan halk iradesi olduğuna göre, bu iradenin miadı, gelecek genel seçimlere kadardır. Meclisteki halk iradesinin %40'ının vücut bulduğu Cumhuriyetçi Türk Partisi'ne mensup bir milletvekili olarak, Sayın Cumhurbaşkanı’nın hükümetle ilgili görüşüne sonuna kadar katılmakla birlikte, meclis hakkında yaptığı değerlendirmeye hiç katılmıyor, çok tehlikeli buluyor ve sözlerinin maksadını aştığını düşünüyorum.

Bizlerin de desteğiyle, yürütmekte olduğu müzakerelerde bir anlaşmaya varılması halinde, bu anlaşmayı referanduma götürecek yasa bu meclisten çıkmak zorundadır. Meşruiyetini bizzat kendisinin tartışılır hale getirdiği bir meclisin bu konuda atacağı adım hak ettiği itibarı görür mü?

Bu son sorduğum soruyu çok önemli buluyor ve bu dönemde herkesin ağzından çıkacak her kelimeyi hassasiyetle taramak zorunda olduğunun altını çizmeyi görev sayıyorum.”