Özge Kizir

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Erkut Şahali, Haberal Kıbrıslı gazetesine müzakere sürecini değerlendirdi. Kıbrıs Rum kesimi lideri Nikos Anastasiadis açısından en konforlu sezon olduğunu kaydeden Şahali, “Kıbrıs Rum kesimi lideri Nikos Anastasiadis açısından en konforlu sezondur. En konforlu sezon şu andadır. Bir süre sonra bu konfor ortamı dağılır. Çünkü kendinin başkanı olduğu parti seçimlerden hedeflediği noktada çıkmadı. Aşırı milliyetçi unsurların parlamentoya girişi söz konusu oldu. Kendi seçimi için de ikinci yarının ortalarına gelmiş oluyoruz” ifadesini kullandı.

“Umarım ki AKEL’in çözüm konusunda sağladığı hareket alanını olumlu değerlendirir”

2017 itibariyle kendi seçim atmosferlerine girmiş olacaklarını belirten Şahali, sözlerine şöyle devam etti: 

“Dolayısıyla 2017 itibariyle kendileri artık seçim atmosferine girmiş olurlar. O noktada da bir akamet söz konusu olur. O nedenle Nikos Anastasiadis en cesaretli davranabileceği ortamdadır. Umarım ki kendisine özellikle ikinci büyük parti AKEL’in çözüm konusunda sağladığı hareket alanını olumlu değerlendirir. Liderliğini kanıtlayacak fırsatı tepmez.

“Anastasiadis’in geleneksel siyasi çizgisi ötesinde bir hareketliliği ve istekliliği vardır”

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı bu konuda son derece gayretli bir biçimde hareket ediyor. Nikos Anastasiadis’in geleneksel siyasi çizgisi ötesinde bir hareketliliği ve istekliliği vardır. Esas olan uzlaşmazlık noktalarıdır. Uzlaşmazlık noktaları son derece azaltılmış ve süzülmüş bir hale geldi.

 “2017’deki koşullar daha olumsuz ve zorlayıcı olacak”    

Gazetemize değerlendirmede bulunan Ahmet Sözen’in “2017’de fırsatlar penceresi kapanacak” şeklindeki değerlendirmesini de yorumlayan Şahali, “Fırsatlar penceresinin kapanacak oluşunu ilan etmek belki çok iddialı olabilir, ama yani birçok faktör gerek Kıbrıs’ta, gerek Kıbrıs dışındaki pek çok faktör 2017 ile birlikte daha olumsuz veya daha zorlayıcı koşulların gündeme gelmesini ifade ediyor. 2016’ın bu konfor ortamı çözüme ulaşmak bakımından elverişlilik hali değerlendirilmelidir” dedi.

“Her iki toplumun da çözüme olan ihtiyacı doruk noktadadır”

Her iki toplumun da çözüme ihtiyacı olduğunu kaydeden Şahali, “Her iki toplumun da çözüme olan ihtiyacı doruk noktadadır. Uluslararası alan, etrafımızda gerçekleşen olaylar ve yaşanan istikrarsızlık elbette bizi ve bize ilgi duyan tüm ülkeleri, yani Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’yi etkiliyor. Bu etkilere bir miktar daha dirençli olabilmek için, mutlaka çözümün yakalanmasına ihtiyacımız vardır” şeklinde konuştu.

“Çözümün olmadığı noktada çözüm karşıtlığının da tırmanma ihtimali kendini gösteriyor”

Çözümün olmadığı noktada çözüm karşıtlığının da tırmanma ihtimalinin kendini gösterdiğine dikkat çeken Şahali, “Çözümün olmadığı noktada çözüm karşıtlığının da tırmanma ihtimali kendini gösteriyor. O yüzden çözümün ve iki toplumun işbirliğinin kaçınılmaz olduğunu herkes fark ediyor. O zaman liderler bu farkında oldukları duruma uygun çaba yoğunlaştırmalı ve sonuca gitmelidir” ifadesini kullandı.

“Hükümetin, Türkiye, Yunanistan, İngiltere ve Birleşmiş Milletlerin çözümü teşvik eden tavırları hilafına bir tutum takınacağını tahmin etmiyorum”

Hükümette yaşanan gelişmelerin müzakere sürecine zarar verip vermemesi konusunda değerlendirmede bulunan Şahali, “Hükümetin bu konuda o kadar cüretkâr olacağını tahmin etmiyorum. Türkiye, Yunanistan, İngiltere ve Birleşmiş Milletlerin çözümü teşvik eden tavırları hilafına bir tutum takınacağını tahmin etmiyorum. Ancak çözüm çabalarına destek olacak ve ilk ışınlarını çözüme ulaşmak için var olan imkânlara atılacak bir gayret içerisinde olmayacakları da çok açıktır” dedi.

“Hükümet yakınlaşmadan rahatsız”

İki toplumun yakınlaşmasıyla ilgili rahatsızlıkları olan bir hükümetin görev başında olduğunu savunan Şahali, “Gerek Kıbrıslı Rumların Kuzey’deki faaliyetleri ile ilgili, gerekse Dışişleri Bakanlığının çözüm perspektifini gözeten yaklaşımlarıyla ilgili geriye meyil söz konusudur. Biz bunu yakından takip edeceğiz. Bu konudaki eleştirilerimizi ve dillendirme gayretlerimizi sürdüreceğiz. Ancak hükümetin bu konuda kendiliğinden işbirliğine açık bir tutum içerisinde olmayacağı da çok nettir” şeklinde konuştu.

“Özellikle İngiltere’deki referandumla birlikte Avrupa Birliği açısından ciddi bir sıkıntılı dönem yaşanıyor”

Avrupa Birliği konusunda Türkiye ve KKTC bakış açısını değerlendiren Şahali, Avrupa Birliği’nin şu anda kaynayan bir kazan halinde olduğunu kaydetti. Şahali, “Özellikle İngiltere’deki referandumla birlikte Avrupa Birliği açısından ciddi bir sıkıntılı dönem yaşanıyor. Türkiye’nin Avrupa Birliği ilişkilerinde vize serbestisi çerçevesinde gerilim söz konusudur. O yüzden Kıbrıslıların çözüm motivasyonu Kıbrıs’ın ihtiyaçlarından yola çıkarak yerli yerinde olmalıdır. Yoksa Avrupa Birliği ile birlikte bu konuyu ele alacak olursak Kıbrıslı Rumlar açısından ilave bir adıma ihtiyaç yok. Zaten Avrupa Birliği’nde olma ayrılacağını yaşıyorlar” şeklinde konuştu.

“Kıbrıslı Türklerin Avrupa Birliği’ne bireysel üyeliği bir şey ifade etmiyor. Eşit yurttaşlar olarak yer almalıyız”

Şahali, sözlerini şöyle tamamladı: 

“Kıbrıslı Türkler açısından Avrupa Birliği’nde bireysel anlamda olmak söz konusu olmuş. En azından Kıbrıs kökenliler bakımından… Ki bunun çok fazla bir şey ifade etmediği de bellidir. Esas olan Kıbrıs’ın Kuzey’inde yaşayan ve kimlik kartı sahibi olan herkesin Avrupa Birliği ve Kıbrıs’ın geleceğinde eşit yurttaşlar olarak yer almasını sağlamaktır. Bu da çözümden geçer. Dolayısıyla Kıbrıslı Türkler ve Rumlar kendi ihtiyaçlarımızdan yola çıkarak çözümü kovalamalıyız. Avrupa Birliği’ni bu çözümü bir ilave unsuru olarak değerlendirmeliyiz.”