“Şu anda bakanların sağa sola dağılmış çelenklerini göremezsiniz. Bunlar belki finansal olarak çok ciddi rakamlara işaret etmiyor, fakat gördük ki çiçek ve çelenk meselesi çok ciddi bir spekülatif unsurdur”

“Asıl olan paranın dolaşım hızını azaltmamaktır. Para dolaşsın ve artarak piyasada yer bulsun”

ÖZGE KİZİR

CTP-BG Milletvekili Erkut Şahali hükümetin birçok konuda tasarrufa gittiğini belirterek, “Şu anda şatafatlı ziyafetler ve yemekler gündemimizde yoktur. Çiçek, çelenk alımlarına da kısıtlama getirilmiştir. Bakanların 24 saat makam arabalarıyla gezdiğini göremezsiniz. Ancak kamunun kaçağı sadece bunlar değildir. Kamunun belki de en büyük kaçağı aslında mesai planlamasının yapılmasına bağlı olarak ek mesai giderlerinin aşağıya çekilmesidir” dedi.
Döviz dalgalanmaları nedeniyle inşaat sektöründe düşüşün söz konusu olduğunu ifade eden Cumhuriyetçi Türk Partisi – Birleşik Güçler (CTP-BG) Gazimağusa Milletvekili Erkut Şahali, “Ekonomik çevrelerin önerileri son derece önemlidir. Fakat bunların toplumsallaştırılması hükümetin görevidir” şeklinde konuştu. 

Bugün itibarıyla dövize bağlı işçilik maliyetlerinde belli bir azalmanın söz konusu olduğunu belirten Şahali, inşaat sektörünün yüzde 30 maliyetinin iş gücünden kaynaklandığı şeklindeki değerlendirmeye göre, gerileme söz konusu olduğunu kaydederek şunları söyledi: 

“Dolayısıyla kişiler karşılıklı olarak kendi gelirlerinden feragat ederek, sektörlere katkı yapabilecek ama sektörde kendilerinin ortaya koyabileceği yöntemleri mutlaka tartışmak durumunda kalacak.” 

Asıl olanın piyasadaki para miktarını canlı tutmak, artırmak ve buna bağlı olarak sektörlerin paranın dolaşım etkisinden de yararlanarak hareket etmesini sağlamak olduğunu vurgulayan Şahali,  “O yüzden ekonomik çevrelerin önerileri son derece önemlidir. Fakat bunların toplumsallaştırılması hükümetin görevidir” dedi.

“Güvende sarsıntı var”

Katıldığı TV programında değerlendirmede bulunan Şahali, alınan maaş türünün Türk Lirası olmasıyla beraber, ev ve araba gibi alım işlemlerinin dövizle gerçekleştiğini belirterek, “Arz edenin hangi koşullarda arz edeceği belki kendi iradesiyle ortaya çıkar. Yani bir ev sahibinin evini dövizle mi, Türk Lirası ile mi kiralayacağı kendi iradesine bağlıdır. Aynı zamanda onu talep edecek olan da önemlidir. Türk Lirasında son 10 yıldır belli bir istikrar sağlanmış vaziyettedir. Bu istikrar geleceğe dönük güven duygusu yaratmıyordu, ama gün içerisinde en azından geçmişteki gibi bir gecede yüzde 40-50’leri gören bir devalüasyon olmaması gibi bir güvence söz konusuydu. Şu anda o güvene bir sarsıntı vardır” ifadesini kullandı.

“Belirsizlik ekonomiyi ciddi anlamda etkileyen bir durumdur”

Şahali, sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Elbette bunun en belirgin iki sebebi vardır. İlki Türkiye’de demokrasinin hırpalanıyor oluşudur. Bir seçim gerçekleşti. Fakat üzerinden geçen süre yaklaşık 80 gün oldu, ama hala bir hükümet ortaya çıkmadı. Belirsizlik, ekonomiyi ciddi anlamda etkileyen bir durumdur. Bunun üzerine bir de Türkiye’nin uzunca bir süredir güvenlik meselesinin sarsılmış olması, ekonomi açısından son derece tedirginlik vericidir. Özellikle yabancı yatırımla ekonomisi ciddi anlamda büyüten ve kalkındıran Türkiye’nin şu anda yabancılardan kendini uzaklaştırıyor oluşu, elbette Türkiye ekonomisinin ciddi anlamda olumsuz etkilenmesine ve Türk parasının değer kaybına yol açıyor.”

“Ciddi bir mağduriyet yaşanmıştır”

Geçmişte hükümette olmadıkları dönemlerde çok ciddi konut mağdurlarının ortaya çıktığını vurgulayan Şahali, “Bunlar konutzedeler olarak açıklanmıştı. konutzede olmayanlar da konutzede olarak niteliyordu. Çünkü emlak satın alanlar açısından orada çok ciddi bir kayıp söz konusuydu. Bu bir sosyal problemdi. Barınma ihtiyacının karşılanması amacıyla alınmış konutlardı. Tek başına rant elde etmek amaçlı nitelendirilmez. İnsanlar minimum ölçekte konut sahibi olma gayretiyle dövizle aldıkları bir malın kontratına imza atmışlar ve kurda meydana gelen anormal dalgalanma sebebiyle ciddi bir mağduriyet yaşanmıştır” şeklinde konuştu.

“Çok ciddi bir arayış söz konusu oldu”

Yaşanan mağduriyetin ardından hükümete geldiklerinde kaynak yaratma konusunda çok ciddi bir kaynak arayışına girdiklerini vurgulayan Şahali, “Bunun çözümüyle alakalı kaynak yaratma konusunda hükümete geldiğimiz dönemde çok ciddi bir arayış söz konusu oldu. Ancak buna bağlı olarak konut satanlar açısından da nelerin yapılabileceği ve nasıl bir fedakârlığın öngörülebileceği durumu söz konusudur. Çünkü siz sattığınız malın parasını alamadığınızda çok ciddi bir kaygınız vardır. Bu bir finansman kaybıdır. Dolayısıyla sizin de gelirlerinizden bir miktar feragat ederek olası en yüksek düzeydeki meblağı tekrardan kasanıza koymak gibi bir zorunluluğunuz vardır” dedi.

“Bakanların 24 saat makam arabaları ile gezdiğini göremezsiniz”

Şimdiki hükümet ile eski hükümetler arasında çok radikal bir fark olduğunu belirten Şahali şunları söyledi: 

“Hükümetlerin hareket tarzı arasında çok radikal bir fark vardır. Şu anda bile bakanların sağa sola dağılmış çelenklerini göremezsiniz. Düğünlerin en yoğun olduğu bir dönemdeyiz ve bakanların 24 saat makam arabaları ile gezdiğini göremezsiniz. Bakanların varlığı kamuoyu bilgisi dâhilindedir. Bunlar belki finansal olarak çok ciddi rakamlara işaret etmiyor, fakat zaman zaman gördük ki çiçek ve çelenk meselesi çok ciddi bir spekülatif unsurdur. 
Bu zaten diğer unsurlar açısından da bir göstergedir. Şu anda şatafatlı ziyafetler ve yemekler gündemimizde yoktur. Bakanların ve siyasilerin pahalı eğlence yerlerinde en ön masada mutlu mesut oturduğu fotoğraflara çok fazla rastlamamız mümkün değil. Kamunun kaçakları bunlar mıdır? Kamunun belki de en büyük kaçağı aslında mesai planlamasının yapılmasına bağlı olarak ek mesai giderlerinin aşağıya çekilmesidir. Bu durum da kamu reformuyla doğrudan alakalı bir konudur.” 

“Dolaşım devam etsin ki sektörde beslenebilsin”

İş verimliliği, çalışanların birim zamanda ürettiği hizmet miktarını ve kalitesini artırmanın kamu reformuyla doğrudan alakalı bir konu olduğuna dikkat çeken Şahali, “Benim de mecliste birebir ilgilendiğim bir konudur. Hükümet programında yer almıştır. Örneğin kamu çalışanlarının verimliliğini artırmak için tepkiler bir zaman takvimi ile birlikte ele alınacak ve zaman içinde hem daha kaliteli, hem de daha fazla hizmet üretilebilmesinin yolları değerlendirilecek. Tüm bunlar aslında bir tasarruf tedbiri olarak karşımızda duruyor. Bu oluşan kaynaklar -ama az ama çok bir biçimde- ekonomide meydana gelen açığın ve yurttaşın alım gücünde meydana gelen azalmayı kapatması için kullanılacaktır. Asıl olan paranın dolaşım hızını azaltmamaktır. Para dolaşsın ve artarak piyasada yer bulsun. Dolaşım devam etsin ki sektör de beslenebilsin. Aksi takdirde çöküntü çok daha büyük olur” ifadesini kullandı.