Ceren ERCİH 

Cumhuriyetçi Türk Partisi-Birleşik Güçler (CTP-BG) Milletvekili Erkut Şahali Eide’nin müzakere sürecinden endişeli olduğunu kaydetti. Mevcut şartların seçime gitmek için bir dezavantaj olduğunu belirten Şahali, liderlik değişiminin Kıbrıs tablosunu da değiştirilebileceğini belirtti. Yalnızca kamu çalışanlarının değil özel sektör çalışanlarının isteklerini de öngörmeye çalıştıklarını ifade eden Şahali, çalışan bir kimsenin asgari ücret altında çalıştırılamayacağını ifade etti. Şahali, Ulusal Birlik Partisi(UBP) milletvekili Ersin Tatar’ın Günaydın Ada programında yaptığı akaryakıt ve elektir fiyatlarına eleştirisine ise yanıt verdi. 

“KIBRIS’TAKİ DURUM HEM ZAMAN, HEM DE KAYNAK İSRAFI” 

Eide’ninmüzakere sürecinden endişeli olduğunu ifade etmesinin gerçeklerin dile getirilmesi olduğunu belirten Şahali, sürecin gerçekten de endişe verici olduğunu şu sözlerle ifade etti;“Eide, umut ettiklerinden realitenin ifadesi sürecine geçiş yaptı. Birleşmiş Milletlerin (BM) düzenlediği yeni yıl resepsiyonunda birebir dinleme fırsatı bulmuştum. Orada aslında sürecin ilerlemediğini kaydetmişti. Endişesinin bir tür liderlere uyarı hatta ültimatom olarak ilettiğini oradaki konuklara aktarmıştı. Sayın Derviş Eroğlu’da oradaydı. Dolayısıyla ortada bir sürpriz yok aslında. Müzakere sürecinin kesintiye uğramış olması günün sonunda Sayın Eide’nin üstlenmiş olduğu misyonunda ilerletilmemesi anlamına geliyor. BM 2004 Referandumundan sonra çok sıklıkla dile getirdiği konuya bir kez daha vurgu yapma amacı hissediyor. Kıbrıs’taki durum hem zaman hem de kaynak israfı anlamına geliyor.” 

“EROĞLU PROPAGANDA GÜÇLÜĞÜ ÇEKMEMEKTEDİR” 

Mevcut şartların seçime gitmek için olumsuz olduğunu belirten Şahali, yine de yaşanacak bir liderlik değişiminin bu tabloyu değiştirebileceğini belirtti. Şahali şunları kaydetti; “Çözüme isteklilik kesintiye uğrayan müzakerelerin yeniden başlayabilmesi adına da elbette farklı atraksiyonların çıkmasında rol oynayacak. Seçim sürecinde olduğumuzda hatırlanırsa en fazla işine gelecek şey elbette krizin devamıdır. Her kriz döneminde, toplumlar arası görüşmelerin her koptuğu dönemde şahit olduğumuz beyanatlara ve tavırlara yine şahit olmaktayız. Sayın Eroğlu propaganda güçlüğü çekmemektedir. Rakiplerini tavizkar olmakla, devletin devamlılığından rahatsız duymakla suçlayan bir politika yürütüyor. Halbuki hepimiz çok iyi biliyoruz ki KKTC’nin kuruluş bildirgesinde dahi KKTC’nin bir nihayet değil bir araç olarak görüldüğü, nihai olarak federal çözümün bir taşıyıcısı, federal çözüme federal bir taşıyıcı olarak değerlendirilen KKTC’nin ne yıkılması, ortadan kalkması ya da rahatsızlık unsuru olarak değerlendirilmesi son derece yanlış böyle bir hedef yok. Hedef her iki halkında eşit kurucu olarak ortak yer alacağı bir federal cumhuriyete ulaşılmasıdır.” 

“ŞOVENİZMİ BESLEYEN YAKLAŞIMLARA ÇOK FAZLA İTİBAR EDİLMİYOR” 

Cumhurbaşkanı adaylarının seçime yönelik verdiği mesajlar ve yürüttükleri kampanyalarla ilgili değerlendirmeler yapan Şahali, harita ve toprak üzerinden yapılan propagandaların etkisinin olmadığını savundu. Şahali, halkın önemli bir bilinç düzeyinde olduğunu ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu tehditkâr ve şovenizmi besleyen yaklaşımlara çok fazla itibar etmiyor. Halkımız özellikle 2004 Referandumundan sonra son derece gerçekçi bir yaklaşımla konuyu değerlendiriyor. Haklarının korunduğu bir çözümü sadece Kıbrıslı Rumlara ve Kıbrıslı Türklere değil bölgeye de sonsuz yararı olacağını görebiliyor.” 

“CTP, HİÇBİR ZAMAN TEK BAŞINA İKTİDAR ŞANSINI YAKALAYAMADI” 

Hükümetin çalışmaları ve halkın beklentileri noktasında açıklamalar yapan Şahali, halkın CTP’den beklentilerinin yüksek olduğunu ve hükümet programında seçim döneminde vaat ettiklerini uygulayamadıkları için sıkıntı yaşadıklarını belirtti. Şahali; “İki gerekçe vardır ki biz seçimlerde söylediklerimizi harfiyen yerine getiremiyoruz. Bunu saklayacak durumda değiliz. Gülünç olmadıktan başka bir şey değildir. CTP tek başına hiçbir zaman iktidar şansını yakalayamadı. Dolayısıyla hükümette ortaklık etmek zorunda kaldığı unsurlarında belirleyeceği kriterler çerçevesinde hareket etmek ortaklığın doğası gereğidir. O yüzden biz ortaklık hükümetlerinde yer alıyoruz ama ortağımız hiçbir zaman hükümetlerin gerçeklerinden sorumlu tutulmuyor. Başarıları paylaşıyoruz, başarısızlıkların tek başına sahibi olarak kabul ediliyoruz. Bundan da gocunmuyoruz. Bu halkın bize duyduğu güvenin somut bir göstergesidir ama bir gerçek varsa, partinin seçimlerde ortaya koyduğu programlarla eğer bir koalisyon hükümetin de yer alıyorsa, hükümet programının birebir örtüşmesini beklemek en azından o diğer ortağın hiçleştirilmesi anlamına gelir. Bunu da ortak kabul etmez zaten” şeklinde konuştu. 

“ASGARİ ÜCRETİN ALTINDA HERHANGİ BİR MAAŞLA KİMSE ÇALIŞTIRILAMAZ” 

Şahali, hayat pahalılığı noktasında alınan kararın emekten yana olmadığı noktasındaki eleştirilere de şu sözlerle yanıt verdi; “Bu tam da emeğin değerini arttırmaya yönelik bir politikadır. Asgari ücret bu ülkede en düşük gelir düzeyidir. Yasal olarak asgari ücretin altında herhangi bir maaşla kimse çalıştırılamaz. KimseUBP’nin toplumsal menfaati gözetecek bir beklenti içerisinde değildir. CTP’ninfarklı bir kritere tabii tutulmasının sebebi de budur. 2004-2008 yılları arasında bu ülke de asgari ücret yüzde 145 arttırıldı.” 

“SESSİZ BİR ÇOĞUNLUK VAR” 

Hükümetin sadece kamu çalışanlarının beklentilerine yanıt veremeyeceğini belirten Şahali, özel sektörle beraber de bir dengenin kurulması için çalıştıklarını söyledi. Şahali; “Bizlerin gündemini fazla meşgul eden konu Kamu çalışanlarının etrafındaki konulardır. Halbuki bir de sessiz çoğunluk vardır ki kamu çalışanlarından çok daha fazladır. O sessiz çoğunluğun gerçeğini de algılamak, ihtiyaçlarını öngörmek, anlamaya çalışmak ve ona göre hareket etmekte bir hükümetin sorumlulukları arasındadır. Biz bu dengeyi tutturmaya çalışıyoruz. Ona uygun bir çaba içerisindeyiz” dedi. 

“TATAR’IN İŞARET ETTİĞİ SKANDAL, 2010 YILINDA YAPILAN BİR ANLAŞMADAN KAYNAKLANIYOR” 

Elektrik fiyatlarının neden indirilmediği konusunda da değerlendirmeler yapan Şahali, UBP Milletvekili Ersin Tatar’ın bu noktadaki eleştirilerine de yanıt verdi. Şahali, sözlerini şöyle tamamladı: “Sayın Tatar’ın elektrik fiyatları ile ilgili akaryakıtın standarttan daha pahalıya alındığı ile ilgili bir beyanatı oldu ve bu bir skandal olarak Sayın Tatar tarafından nitelendirildi. Hayretler içinde kaldım çünkü şu anda elektrik kurumu geçmişte yapılan hataların biriktirdiği çok ağır bir mali yükün altından çıkma gayreti içerisindedir. Evet, doğru, akaryakıt fiyatlarında yüzde 50’yi aşan bir düşüş söz konusu oldu ve bunun tüketiciye yansıtılması gerekiyor. Ama Sayın Tatar’ın işaret ettiği skandal 2010 yılında yapılan bir anlaşmadan kaynaklanır. Ocak 2016’ya kadar yürürlükte olan bir anlaşmadır.”