Suna ERDEN 

Mevsim koşullarından dolayı 2013 ve 2014 yılları zeytin üreticisi ve ülke ekonomisi için kara yıllar oldu. Afrika kıtasından gelen sert ve sıcak hava akımları çiçeklenme dönemlerini hasara uğratırken, ülkede zeytin azlığından dolayı zeytinyağı üretimi de sekteye uğradı. Bu nedenlerden dolayı yerli üreticiyi korumak amacı durdurulan zeytinyağı ithalatına yeniden izin verildi. Kötü günlerin ardından ise 2015 sezonu üreticilerin umudu oldu. Bu sezon 2 bin ton zeytinyağı rekoltesi bekleniyor ancak bu kez de yapısal sorunlar ve yeterli tesislerin olmayışından dolayı zeytin bolluğu, ekonomik değere dönüştürülemiyor. Avrupa Birliği standartlarında zeytinyağı üretebilecek teknolojiye sahip olan KKTC üreticisi, depolama sorunlarından dolayı kaliteli olarak elde ettiği zeytinyağını kaliteli olarak kalmasını sağlayamıyor. Yağın değerleri düştüğü için ise AB pazarında satışa sunamıyor. Star Kıbrıs'a konuşan Zey-Bir Başkanı İrfan Çelik, kötü günler geçiren zeytin üreticilerinin bu yıl umutlu olduğunu ancak sektördeki birçok eksiklikten dolayı zeytin bolluğunun değerlendirilemediğini anlattı. 

KÖTÜ YILLARDAN SONRA BU YIL UMUTLUYUZ 

İrfan Çelik, 2013 ve 2014 sezonlarının zeytinciliğin kara yılı olarak tarihe geçtiğini ve yıllık zeytinyağı üretiminin takriben 400 ton olarak gerçekleştiğini belirtti. Çelik, 2014 yılının yalnız Kıbrıs adası için değil, ayni zamanda İtalyan ve İspanyol zeytincilik sektörü için de çok kötü geçtiğini ifade etti. 2015 yılı için iyimser beklenti içerisinde olduklarını ve iklimsel bir olumsuzluk yaşamaması halinde Kuzey Kıbrıs’ta 2000 tonluk bir zeytinyağı rekoltesi elde edeceklerini tahmin ettiklerini kaydeden İrfan Çelik şunları söyledi: 

“Malesef, beklenmekte olan bol ürün, ‘’merkezi depolama ve alım’’ için gerekli fiziksel ve mali imkanlardan yoksun olduğumuz ve KKTC’nin hala daha Zeytincilik sektörü ile ilgili herhangi bir Kalkınma Programı olmadığı için zeytin üreticisi için ticari anlamda çok olumlu bir sonuç doğurmayacaktır.” 

ÜRETİCİ DESTEKLENMELİ 

Zey-Bir Başkanı İrfan Çelik, zeytin ve zeytinyağı üretiminde, dünya ile rekabet edebilecek duruma gelebilmek için üreticinin desteklenerek üretimin artırılması gerektiğini, üreticinin istikrarlı, kaliteli ve yüksek verimlilik sağlayan tarım uygulamalarını içeren bir üretim modeli kapsamında, kısa, orta ve uzun vadeli stratejik bir kalkınma planı doğrultusunda yönlendirilmesi, yapılandırılması, fonlanması ve teşvik edilmesi gerektiğini dile getirdi. 

MİLYONLARCA YATIRIMLARI VAR 

Uluslararası devletlerin zeytincilik sektörüne yaptığı yatırımları anlatan Çelik sözlerini şöyle sürdürdü: ' Kuzey Kıbrıs zeytinciliğine çok benzer bir yapısı olan ve zeytin üretiminin büyük bir bölümünü susuz (sulamasız) yöntemle gerçekleştiren Fas, üreticilerinin üretkenliğini, verimliliğini ve ürün kalitesini artırabilmek amacıyla zeytincilik sektörünün kalkındırılması için 300 milyon dolar değerinde bir projeyi yürürlüğe soktu. Yeni fidan dikimi, eski ağaçların modern budama yöntemleri ile daha verimli hale getirilmesi, yer altından damla sulama sistemleri ve kaliteyi artıran tarım uygulamaları için dekar başına takriben 200 dolara yakın bir hibe programı uygulamaya sokuldu.' 

BİZ DE ONLAR GİBİ YAPMALIYIZ 

'Dünya’da üretilen zeytinyağının %70’ini üreten ve %77’sini tüketen Avrupa Birliği zeytincilik sektöründe sağlamış olduğu tüm gelişmeye rağmen 1966’dan beridir Ortak Tarım Politikası Bütçesinin %9’unu zeytinciliğin korunması ve geliştirilmesi için harcamaya devam etmekte olup, bu amaç için harcanmakta olan yıllık toplam rakam takriben 2,5 milyar eurodur. Bu bağlamda, Kuzey Kıbrıs’taki zeytin ve zeytinyağı üreticilerinin de Avrupa Birliği’ndeki, Fas’taki ve Türkiye’deki üreticiler gibi ayni parasal değerlerle kalite odaklı üretim bağlamında desteklenmesi gerekmektedir.' 

ÇÖZÜMÜ ÖNLEM ALMAK 

İrfan Çelik, KKTC'de zeytincilik sektöründe iyileşme sağlanması için yapılması gerekenlerde değindi. Zey-Bir Başkanı İrfan Çelik, AB standartlarında zeytinyağı üreten üreticilerin zeytinyağlarının, ‘’soğuk sıkım ve iki faz’’ sistemle çalışan değirmenlerde elde edildikten hemen sonra, bedeli ödenerek alınması ve ‘’hava, ışık ve ısı’’ korumalı tanklarda muhafaza edilerek şişelenme safhasına kadar korunması gerektiğini ifade etti. Çelik, bu şekilde elde edilecek ve depolanacak zeytinyağının iç ve dış pazarlarda satış sorunu yaşamayacağını söyledi. 

TESİS ŞART, ZEYKO HAYATA GEÇİRİLMELİ 

İrfan Çelik, bu uygulamalar için ise gerekli olan tesisin sağlanmasının şart olduğunu belirterek şunları söyledi: 'Böyle bir uygulama, Zeyko tesisinin birliğimize tahsis edilerek orda bulunan depoların merkezi depolama amacıyla kullanılması ile; ve AB normlarına uygun kaliteli zeytinyağının üreticiden değirmende sarı bidonlara girmeden satın alınmasını sağlayacak asgari 10 milyon TL tutarında bir fonun bir defaya mahsus sağlanması ile gerçekleştirilebilir. Türkiye’de Tariş ve Marmara Birlik; ve İspanya’daki zeytin kooperatifleri önerdiğimiz modelin en güzel örnekleridir.' 

BOL ÜRÜN OLSA NE FAYDA 

Çelik, KKTC'de AB standartlarında, soğuk sıkım, iki faz kaliteli işleme yapabilecek seviyeye gelindiğini belirterek, 'ancak 2000 tona yakın bir zeytinyağı rekoltesi beklenmesine rağmen ‘’merkezi depolama ve alım’’ için gerekli fiziksel ve mali imkanlar oluşturulmadığı taktirde, mevcut şişeleyicilerimizin 150 tonla sınırlı depolama kapasitesi nedeniyle, kaliteli zeytinyağlarının evlerde sarı bidonlarda stoklanması ile sonuçlanacak ve zeytinyağının kalitesi çok kısa bir süre içerisinde kaybolacaktır' dedi.