Suna ERDEN 

Kuzey Kıbrıs’ta neredeyse her gün uyuşturucu suçlarından tutuklamalar oluyor. Tutuklananlardan kimisi bu işin ticaretini yapanlar olurken kimisi de genç yaşta uyuşturucu batağına düşmüş kişiler oluyor. Mahkeme kararlarında uyuşturucu madde suçlarının gün geçtikçe arttığına vurgu yapılırken, bu suçtan yakalananlar hep aynı yüzler oluyor. 

Merkezi Cezaevi Müdürü Metin Bilmem, Uyuşturucu suçundan cezaevine girenlerin yüzde 70’şinin tahliye olduktan sonra tekrar geri geldiğini ifade ederek, “Bağımlılar tedaviye yönlendirilmeli, Denetimli Serbestlik Yasası çıkmalı, devlet, sivil toplum örgütleri ve aileler bu konuda hassas olmalı” dedi. 

Star Kıbrıs’a konuşan Bilmem, çocuğu uyuşturucudan dolayı cezaevine düşmüş ailelerin acı çektiğini, çocuklarının tedavi olmasını istediklerini dile getirdi. Bilmem, “Gençlerin hem ıslah olması hem de tedavi olması için acil politikalar üretmeliyiz” dedi. 

TEHLİKELİ AMA BAŞKA ÇARE YOK 

Bilmem, cezaevinde şuanda hükümlü ve hükümsüz tutuklu sayısının 371 kişi olduğunu, bu oranın üçte birini uyuşturucu suçları oluşturduğunu ifade etti. 

Bilmem, KKTC’de ıslah evi olmadığını, çocuk ve genç suçluların cezaevinde tutulduğunu belirterek, “Biz genç suçluları aynı yerde tutmaya çalışıyoruz. Ancak uyuşturucu kullananlar ile başka suçlardan bulunanları ayırt edemiyoruz. Dolayısı ile uyuşturucu suçluları ile diğer suçluların aynı yerde kalması tehlike arz ediyor. Başka bir suçtan tutuklanan kişinin, uyuşturucu suçlusu yanında her tür maddeyi öğrenme riski bulunuyor” dedi. 

AİLELER ACI ÇEKİYOR 

Islah evinin yanı sıra uyuşturucu bağımlılarını tedavi edecek merkezlerde bulunmadığını ifade eden Bilmem şunları söyledi: “ Uyuşturucu içicilerinin cezaevine gelmesi doğru değil. Satıcıların elbette ceza alması gerekiyor ancak sadece içici ise ve bir gram uyuşturucudan yakalanmışsa bu kişinin aylarca cezaevinde kalması doğru değil. 

Uyuşturucu bağımlılığını bir hastalık olarak görüp, kişinin tedavi olması için ön ayak olmalıyız. Ancak bunun öncesinde tedavi merkezleri kurmalıyız. Genç bağımlıların tedavi olma şansı vardır ve biz bu şansı onlara sunmalıyız. Öte yandan çocuğu uyuşturucudan dolayı cezaevine düşmüş aileler de büyük bir acı çekiyor. Onlar çocuklarının tedavi olmasını istiyor. Çocukları cezaevinde kaldığı süre içerisinde çok kötü zamanlar yaşıyor. Bu nedenle gençlerin hem ıslah olması hem de tedavi olması için acil politikalar üretmeliyiz.” 

GİDEN BİR DAHA GERİ GELİYOR 

Bilmem, uyuşturucu suçundan cezaevine giren gençlerin yüzde 70’şinin tahliye olduktan sonra tekrar geri geldiğini ifade ederek, “Bağımlılar tedaviye yönlendirilmeli, Denetimli Serbestlik Yasası çıkmalı, devlet, sivil toplum örgütleri ve aileler bu konuda hassas olmalı. Sabıkası oluşanlara iş kolaylığı sağlanmalı ki hayata tutunabilsin. Mesela Avrupa ve Türkiye’de sabıkalı işe alanlara vergi indirimi yapılıyor. Bu insanları topluma kazandırmalıyız ki tekrar suça bulaşmasınlar. Ancak ülkemizde uyuşturucu suçundan tutuklananlar cezaevinde ıslah olmuyor. Bu insanların yüzde 70’şi tekrar geri geliyor. Çünkü bu kişiler başka hayat kurmakta zorlanmıyor. Bu insanları tedavi eder ve topluma kazandırırsak o zaman çok şey düzelir” şeklinde konuştu. Bilmem, bu konuda devlet, sivil toplum örgütleri, işverenler, aileler ve herkese görev düştüğünü ifade etti. 

ÜSTÜMÜZE DÜŞENİ YAPIYORUZ 

Cezaevi müdürlüğü olarak üstlerine düşen her şeyi yaptıklarını kaydeden Bilmem, isteyenleri Barış Ruh ve Sinir Hastanesi’ne gönderdiklerini, uyuşturucu ile mücadele komisyonundan yardım aldıklarını, aileleri komisyona yönlendirdiklerini ve cezaevine uyuşturucu sokulmaması için tüm önlemleri aldıklarını söyledi. 

Bilmem, “Cezaevinde narkotik detektör köpek bulundurmamız, tutukluları birinci derecede yakınlarının görmesine izin vermemiz, eşyaları sınıflandırmamız gibi aldığımız önlemlerden dolayı geçmiş yıllara göre içeri uyuşturucu sokma olaylarında oldukça azalma oldu. Özellikle son zamanlarda koğuşlarda yaptığımız aramalarda yasa dışı herhangi bir madde bulunmadı” dedi.