Suna Erden

6 sanığın yargılandığı yasa dışı kürtaj davasında Ada Hospital sahipleri Tunçbilek çifti ile hemşire Okburan beraat sevinci yaşarken, üç sanık ise mahkumiyet acısı yaşadı 

Girne’de Şubat 2016 tarihinde Ada Hospital isimli özel hastanede yapıldığı öne sürülen yasa dışı kürtaj olayının bir yıla yakındır süren davası dün nihayet karara bağlandı. Dr. Verda Tunçbilek, eşi Dr. Mehmet Ali Tunçbilek ve hemşire Taner Okburan aleyhlerine getirilen tüm davalardan beraat ettirildi. Kadın Doğum Uzmanı Fahri Karagözlü, Anaztezi Uzmanı Rasıha Serdaroğlu, ve ebe Ayşegül İşbilen ise hamileliği yasa dışı sonlandırma suçundan suçlu bulunarak hapis cezasına çarptırıldı. İşbilen 2 yıl, Karagözlü 5 yıl, Serdaroğlu 4 yıl hapse mahkum edilirken, iddia makamının dört sanık aleyhine getirdiği adam öldürme davası da ispatlanamadığı gerekçesi ile düştü. Mahkum edilen sanıklar cezaevine geri giderken, 11 buçuk aydır tutuklu olan Tunçbilek çifti ile Taner Okburan beraat sevincini yakınları ile paylaştı. Davanın savcısı Erdinç Akyener, hem mahkumiyet hem de beraat kararını istinaf mahkemesine götüreceklerini açıkladı.

UZMAN TANIKLARIN İFADELERİ DEĞERLENDİRİLDİ 

Yargıç Fatma Şenol’un baktığı “yasa dışı kürtaj” davasında karar açıklandı. Yargıç Şenol, öncelikle adam öldürme suçuna konu olan 34 haftalık bebekle ilgili olgulara değindi. Şenol, iddia makamının 34 haftalık bebeğin göbeğine propofol iğnesi yapılarak ölümüne neden olunduğunu ve dört sanığın adam öldürme suçunu işlediğini belirttiğini ifade etti. Yargıç, Adli Tıp Uzmanı İdris Deniz ile Türkiye’de görevli Adli Tıp Uzmanı Elif Kara’nın mahkemede verdiği ifadeye değindi. Şenol, Kara’nın ifadesinde çürümeden dolayı 34 haftalık bebeğin canlı doğup doğmadığı konusunda bir bulguya varılmayacağını belirttiğini, ayrıca bebeğin göbeğinde iğne izi görmediklerini aktardığını söyledi. Şenol, İdris Deniz’in de bebeğin göbeğinde iğne izi tespit etmediklerine dair ifade verdiğini belirterek, 34 haftalık bebekte bulunan propofol maddesinin ise anne karnında canlılığı gösterdiğini, canlı olmayan bir bebeğe propofol maddesinin bulunamayacağını söylediğini aktardı. Şenol, savunma makamının ise Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Abdullah Coşkun Yorulmaz’ı mahkemeye tanık olarak dinlettiğini belirterek, Yorulmaz’ın 34 haftalık bebek ile ilgili uzman raporlarını incelediğini, bebeğin anne karnında canlı olduğuna dair tek bir bulguya dahi rastlamadığını, ayrıca bebekte bulunan propofol maddesinin ise plasentadan geçmiş olabileceğini söylediğini hatırlattı. 

TEK TANIĞIN İFADESİNE İTİBAR EDİLMEDİ 

Uzman tanıkların 34 haftalık bebek ile ilgili ifadelerine değinen yargıç, daha sonra Ada Hospital’da görev yapan ve bebeği canlı gördüğünü iddia eden tek tanık olan hemşire Z.N’nin ifadesini ele aldı. Şenol, Z.N’nin ifadesinde Rasıha Serdaroğlu’nun propofol iğnesi hazırladığını, Taner Okburan’a verdiğini ve Okburan’ın ise Fahri Karagözlü’nün talimatı ile bebeğin göbeğine iğne yaptığını anlattığını söyledi. Yargıç, Z.N’nin iğneden sonra bebeğin morarıp kasıldığını söylediğini de belirttikten sonra, bu ifadenin güvenilir olup olmadığını değerlendirdi. Yargıç, 34 haftalık bebeği canlı gördüğünü öne süren tek tanık Z.N’nin davanın ön duruşmalarında iğne yapıldığını gördüğüne dair ifade vermediğini, bu yöndeki ifadesini ağır ceza mahkemesinde yaptığını vurgulayarak, hemşire Z.N’nin mahkemedeki tanıklığına itibar etmediklerini açıkladı. 

DÖRT FETÜSLE İLGİLİ DAVALARDAN DA BERAAT 

Sanıklar Rasıha Serdaroğlu, Fahri Karagözlü, Ayşegül İşbilen ve Taner Okburan’ı adam öldürme suçundan beraat ettiren Yargıç Şenol, daha sonra diğer davaları ele aldı. Şenol, 1 numaralı,4 numaralı, 6 numaralı, 8 numaralı ve 9 numaralı fetüslerle ilgili ise anne karnından ne şekilde tahliye olduklarına dair mahkemeye bir bulgu sunulmadığını ifade ederek, iddia makamının bu 5 fetüsle ilgili davaları da ispatlayamadığını belirterek, sanıkları bu fetüslerle ilgili davadan da beraat ettirdi. 

OPERASYONA ONLAR GİRDİ 

Yargıç Şenol, 17-18 haftalık 5 numaralı fetüs ve 17-19 haftalık 2 numaralı fetüs ile davaları ele alarak, 5 numaralı fetüsün annesi N.D isimli kadının kürtaj davasını duyup Türkiye’den geldiğini ve mahkemede tanıklık ettiğini belirterek, N.D’nin bebeğinin sağlıklı ve erkek olduğuna dair ifade verdiğini söylediğini aktardı. Yargıç, N.D’nin avukatlar tarafından sorgulandığını ancak ifadesinde sarsılmadığını belirterek, bu tanığın ifadesinin güvenilir olduğuna bulgu yaptı. Yargıç, 17-19 haftalık 2 numaralı fetüsün annesi Melis Akçal’ın DNA testi ile tespit edildiğini vurgulayarak, Akçal’ın bebeğin operasyonuna Ayşegül İşbilen, Fahri Karagözlü ve Rasıha Serdaroğlu’nun katıldığını söylediğini belirtti. 

BİLE BİLE YAPTILAR 

Şenol, sanık Fahri Karagözlü’nün 2 ve 5 numaralı sağlıklı fetüsleri yasa dışı sonlandırma operasyonu ile aldığına vurgu yaptı. Yargıç, sanık Ayşegül İşbilen’in de yasa dışı olduğunu bilerek ameliyatlara girdiğini ve sanık Karagözlü’ye yardım ettiğine bulgu yaptıklarını açıkladı. Yargıç, bir anestezi uzmanının işlem yapacağı hasta ile ilgili her konuda bilgilendirildiğini ifade ederek, sanık Serdaroğlu’nun sonlandırma yapılacağını bile bile 2 ve 5 numaralı fetüslerin ameliyatlarına girdiğine bulgu yaptıklarını açıkladı. Yargıç, mahkemede sunulan ifadeler ışığında Taner Okburan’ın 200 TL ücret karşılığında çağrıldığında ameliyatlara geldiğini, operasyona giren hastanın kaç aylık hamile olduğunu bilecek veya hastanede tutulan kayıtlardan haberi olabilecek durumda olmadığına kanaat getirdiklerini dile getirdi. 

TUNÇBİLEK ÇİFTİNİN SUÇ ORTAKLIĞI YAPMADIĞINA KARAR VERİLDİ 

Davaya konu olan 7 fetüsten 2 ve 5 numaralı fetüslerin sonlandırma operasyonu ile alındığına ve sadece bu iki fetüs ile ilgili suç işlendiğine bulgu yapan Şenol, Mehmet Ali Tunçbilek ile Verda Tunçbilek’in suç ortaklığı yapıp yapmadığına dair iddiaları da değerlendirdi. Şenol, Mehmet Ali Tunçbilek ile Verda Tunçbilek hakkındaki kararın gerekçelerinin ise şunlar olduğunu söyledi: 2 Numaralı fetüsün annesi Melis Akçal’ın 25 Mart 2014 tarihinde, 5 numaralı fetüsün annesi N.D’nin ise Akçal’dan bir hafta sonra operasyon geçirdiğini, Verda Tunçbilek ile Mehmet Ali Tunçbilek aleyhine mahkemeye sunulan gerekçelerin 2014 yılı sonrası için olduğunu belirtti. Hastane için çalışan Recep Öz’ün 2016 yılında Tunçbilek çiftini kürtajlar konusunda uyardığını, bunun suç tarihi olan 2014 yılından sonra olduğunu dile getiren Şenol, ayrıca Mehmet Ali Tunçbilek’in Fahri Karagözlü’ye hitaben, “Bu hastanenin bunlara ihtiyacı yok” şeklindeki tanık ifadesinin da suç tarihinden sonra olduğunu ifade etti. Şenol, Verda Tunçbilek’in kürtaj yaptığına, yasa dışı operasyonlardan haberi olduğuna dair mahkemeye kanıt sunulamadığını da belirtti. Şenol, tüm bu olgular ışığında sanıklar Verda Tunçbilek, Mehmet Ali Tunçbilek ve Taner Okburan’ı aleyhlerine getirilen tüm davalardan beraat ettirdiklerini açıkladı. Yargıç, sanıklar Fahri Karagözlü, Rasıha Serdaroğlu ev Ayşegül İşbilen’i ise hamileliği yasa dışı sonlandırma, çocuk düşürmeye teşebbüs ve çocuğun doğumunu gizleme suçlarından mahkum ettiklerini belirtti. 

SEVİNÇ GÖZYAŞLARI 

Üç sanık hakkında beraat, üç sanık hakkında da mahkumiyet kararının ardından mahkeme heyeti, mahkum edilen sanıklara verilecek cezayı açıklamak için duruşmayı saat 15.00’e erteledi. Duruşmaya ara verilmesi ile beraat eden sanıklar Verda Tunçbilek, Mehmet Ali Tunçbilek ve Taner Okburan sevinç gözyaşları döktü. Aileleri ve dostları ile kucaklaşan Tunçbilek çifti ile Okburan’ın serbest kalması sevenlerini mutlu etti. Eşi ile el ele mahkemeden ayrılan Verda Tunçbilek, “Tek isteğim çocuklarımı görmek” diyerek gözyaşı döktü. 

HAFİFLETİCİ ETKENLER SUNULDU 

Mahkeme önünde 3 sanığın beraat sevinci yaşanırken, 3 sanık ve ailelerinin ise gergin bekleyişi başladı. Mahkeme heyeti saat 15.00 sıralarında ceza kararını açıklamak üzere yeniden oturum yaptı. Duruşmada üç sanığın avukatları mahkemeye hafifletici etkenleri sundu. İşbilen’in avukatı, müvekkilinin sabıkasız ve 1986 doğumlu genç bir kimse olduğunu, 1996 yılında ailesi ile KKTC’ye yerleştiğini ve tüm eğitimini burada aldığını ifade ederek, KKTC vatandaşı olmayan müvekkilinin mahkum olması halinde sınır dışı edileceğini ve tüm hayatını geride bırakmak zorunda kalacağını dile getirdi. Sanık Serdaroğlu’nun avukatı da müvekkilinin topluma hizmet vermiş saygın biri olduğunu, 67 yaşında olan sanığa bir defaya mahsus hafif bir ceza verilmesini talep etti. Fahri Karagözlü’nün avukatı Tahir Seroydaş’ın sözleri ise mahkeme ortamının gerilmesine neden oldu. 

SAVUNMADAN AKÇAL SORGUSU 

Seroydaş, çok önemli olduğu ifade edilen bu davanın aslından bir hamileliği yasa dışı sonlandırma davası olduğunu, sanıkların adam öldürme suçundan beraat ettiğini ifade ederek, müvekkilinin kimseyi kolundan tutarak zorla masaya yatırmadığını söyledi. Seroydaş, Melis Akçal ile N.D’nin kendi isteği ile operasyon yaptırdıklarını, Akçal’a verilen cezanın kamuoyu nezdinde tartışıldığını, mahkemenin buna göz yummaması gerektiğini ifade etti. Seroydaş, Melis Akçal mahkum edilirken, savcılığın N.D’ye dava getirmediğini, elini kolunu sallayarak Türkiye’ye geri dönmesine izin verdiğini söyledi. 

GERGİNLİK YAŞANDI 

Seroydaş’ın bu sözleri üzerine davanın savcısı Kıdemli Savcı Erdinç Akyener itiraz etti. Savunmanın hafifletici nedenleri sunarken böyle bir konuya giremeyeceğini, ayrıca Anayasanın savcıya bir şahsa dava getirilip getirilmeyeceğine dair yetki verdiğini ifade etti. İtirazı değerlendiren Yargıç Şenol, savunmanın mahkemeye kamuoyunun tepkisi hakkında bilgi verdiğini, savcılığın işlemlerine dair bir söylemde bulunmadığını belirtti. Bunun üzerine Savcı Akyener, yargıçtan izin alarak mahkeme salonundan ayrıldı. 

ÜÇ SANIĞA TOPLAM 11 YIL 

Yaşanan gerginliğin ardından mahkeme üç sanık hakkındaki ceza kararını açıkladı. Sanıklar lehine sunulan hafifletici etkenleri de göz önünde bulundurduklarını belirten Yargıç, Ayşegül İşbilen’i 2 yıl, Rasıha Serdaroğlu’nu 4 yıl ve Fahri Karagözlü’yü ise 5 yıl hapis cezası ile cezalandırdıklarını açıkladı. 

SAVCILIK KARARI İSTİNAFA GÖTÜRECEK 

Kararın ardından basına açıklama yapan Savcı Erdinç Akyener hem beraat kararını hem de yetersiz olduğunu düşündükleri ceza kararını yüksek mahkemeye taşıyacaklarını ifade etti. Akyener, duruşma esnasında avukat Tahir Seroydaş’ın savcılığa hakaret ettiğini ifade ederek, bu konuda da gereken işlemi başlatacaklarını açıkladı.