Çiğdem Aydın

Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz'un Kıbrıs’a gerçekleştirdiği ziyaret esnasında yaptığı açıklamalar gündemdeki yerini koruyor. Kıbrıs’ta devam eden müzakere sürecine yaptığı ziyaretle destek veren Schulz’un açıklamaları Güney Kıbrıs’ta sevinçle karşılandı. Schulz’un “AB garantisi en iyi güvence” şeklindeki sözleri ise Kuzey Kıbrıs’ta destek görmedi.  Diyalog muhabirine, Martin Schulz'un Ada’ya gerçekleştirdiği ziyaret ve yaptığı açıklamaları değerlendiren Kıbrıslı Türk siyasetçiler, Kıbrıs’ta yaşayan Türk nüfusun güvenlik konusunda Türkiye’nin garantisini şart koştuğu ortak görüşünde birleşti. Cumhuriyet Meclisi’nde temsil edilen 4 siyasi parti milletvekili de olası bir çözüm halinde Kıbrıs’ta AB garantisinin Türkler tarafından kabul edilmeyeceğini belirtti. 

Vekiller ne dedi?

Ferdi Sabit Soyer (CTP Mağusa Milletvekili)

Schulz’un ziyareti oldukça önemlidir. Özellikle de Rumların Avrupa Birliği yetkililerinin adanın Kuzeyini ziyaretinden duydukları rahatsızlıkları ve engelleme çalışmalarını biliyoruz. Bir Avrupa Birliği yetkilisinin de adanın Kuzeyine gelerek Cumhurbaşkanını makamında ziyaret etmesi oldukça önemli. Araçtaki AB forsunu kapatmasının nedenini bilmiyorum ama önemli olan Kuzeye geçmiş olmasıdır. Önemli olan fotoğrafın büyüğüne bakmak. Schulz’un “Avrupa Birliğinin garantisi sizin için en iyi güvence” söyleminde ne demek istediği net değildir. Olası bir çözümde Avrupa Birliği içerisine girdikten sonra siyasi anlamda güvenceden mi bahsetti, yoksa askeri anlamda mı bahsetti bunu net olarak bilmeden yorumlamak doğru değil. Fakat askeri anlamda bahsetti ise bizim Garanti sistemimiz faklıdır zaten. Ayrıca bu mesele de ancak taraflarla görüşülerek çözümlenebilecek bir meseledir. 

Ersin Tatar (UBP Lefkoşa Milletvekili)

Schulz’un, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nden Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne geçişi sırasında aracındaki AB Forsunu kapatması samimiyetsizliklerini gösteriyor. Avrupa Birliği olarak, adada federal bir çözüm modeli üzerine müzakere edildiğini biliyorlar, kendileri de bundan bahsetmektedirler. İki halk, iki yönetimden bahsederken, federal yönetim çatısı kurulmasından kendileri de bahsederken, bu tarafa geçerken, sanki de biz yokmuşuz, bizi küçümseyecek ve bizi mahcup edecek bir davranışta bulunarak, aslında bize hakaret etmiştir. Ben, bu olayı böyle görüyorum. Schulz, Kıbrıslı Türklere “Avrupa Birliği’nin garantisi sizin için en iyi güvence” diye telkinde bulunmaya kalkmasını da doğru bulmuyorum. Avrupa Birliği Garantisi de ne demektir? Avrupa Birliği bir kendine, bir boy aynasında baksın. Ben, AB güvencesi diye bir şey göremiyorum. Eğer öyle bir güvence olsaydı, Avrupa Birliği’nin göbeğinde 8 bin Müslümanı Bosna’da kesemezlerdi. Türkiye’nin içinde bulunmadığı bir Avrupa Birliği, bizlerin güvencesi olamaz.” 

Hüseyin Angolemli (TDP Mağusa Miletvekili) 

“İlk olarak şuna bakmak lazım: Daha önce adanın Kuzeyi’ne geçen temsilciler nasıl geçti? Bu ilk defa mı oldu? Ama, ilk veya son farketmez, yanlış yaptı. Dünya’nın kabul ettiği, burada iki toplum vardır. Bu iki toplum, aynı masada oturup Kıbrıs sorununu müzakere etmektedirler. İki toplumun lideri, Dünya’nın gözleri önünde temaslar yaparken, bu davranış bana göre yanlış oldu. Artık Kıbrıs Türkleri’ni de eşit şekilde kucaklamalıdırlar çünkü burada iki ayrı toplum vardır. Kabul etseler de etmeseler de, Kıbrıs’ta iki yönetim bulunmaktadır. Schulz’un, Kıbrıslı Türklere “Avrupa Birliği’nin garantisi sizin için en iyi güvence” şeklindeki açıklamasına baktığımda da, bugün başta Cumhurbaşkanı Akıncı ve Kuzey’de bir çok sivil toplum örgütleri ve vatandaşlar da Türkiye’nin garantisi konusundaki hassasiyeti ve isteği net bir şekilde Dünya’ya anlatmıştır. Bunu bile bile böyle bir söylemde bulunması hoş değil. Ben, umuyorum ki, bu açıklamayı ekonomik anlamda yapmıştır. Ayrıca, sayın Schulz’un Kıbrıs meselesini Almanya’ya benzetmesini son derece yanlış buluyorum. Almanya’da, Berlin duvarının yıkılışı ile Doğu ve Batı Almanya’nın 35 yıl sonra birleşmesi ile Kıbrıs meselesi aynı şey değildir. Orada tek bir halk vardır, hepsi Almandır ama burada iki ayrı toplum vardır, dini, dili farklı iki ayrı halk vardır, Almanya’ya benzetmesi talihsiz oldu.” 

Mustafa Arabacıoğlu (DP Milletvekili) 

“Schulz, adanın Kuzeyi’ne gelirken, aracının forsunu kapatmakla, kime mesaj vermeye çalıştığı önemlidir. Özellikle Kıbrıs konusunda sürdürülen müzakereler varken ve kendisi de bu konuda iyimser olduğunu ve çözüme yaklaşıldığını beyanat verdikten sonra çözüm, Birleşmiş Milletler parametreleri çerçevesinde olacak olsa bile, çözüm olursa, bizler de Avrupa Birliği’nin bir parçası olacağız. Avrupa Birliği’nin de bu sürece öncü olması gerekiyorken, bu davranışı düşündürücüdür. Güvence konusuna gelince, Avrupa Birliği güvencesi Schulz’a kalsın. Bizler, Türkiye’nin garantörlüğü konusunda net olarak tavrımızı zaten ortaya koyduk.