Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şebnem Hoşkara, “5 Ekim Dünya Mimarlık Günü” dolayısıyla bir mesaj yayınladı. Uluslararası Mimarlar Birliği’nin (UIA), her yıl Ekim ayının ilk pazartesi gününü Dünya Mimarlık Günü olarak tüm dünyada kutlanmak üzere belirlediğini kaydeden Prof. Dr. Hoşkara, Dünya Mimarlık Günü’nün bu yıl, UIA’nın belirlemiş olduğu "Mimarlık, Bina ve İklim" teması ile, Birliğe bağlı 124 ülkede, yaklaşık bir milyon üç yüz bin mimar tarafından kutlanacağını vurguladı.

Prof. Dr. Hoşkara, Türkiye’de Mimarlar Odası’nın, her yıl olduğu gibi, tüm birimleri ve 50 bini aşkın üyesiyle; Dünya Mimarlık Günü'nün olduğu haftayı, Ekim ayı boyunca sürecek olan "Mimarlık Haftası Etkinlikleri" ile kutlayacağını, bu etkinliklerin bilgilerine Mimarlar Odası’nın internet adresinden ulaşılabildiğini kaydetti. Prof. Dr. Hoşkara mesajında şunları belirti:

“Doğu Akdeniz Üniversitesi Mimarlık Fakültesi olarak Dünya Mimarlık Günü’nü, 2011 yılından itibaren her yıl UIA tarafından verilmiş olan temalara bağlı olarak, Fakültemizde seminerler düzenleyerek kutlamaktayız. Bu yıl diğer Üniversitelerimizin bazılarının ilgili Fakültelerinde de, Dünya Mimarlık Günü’nün kutlanıyor olduğunu sosyal medyadan memnuniyetle takip etmekteyiz. Bu yıl, 2015 - 2016 Akademik Yılı’nın başlangıç gününe denk gelen Dünya Mimarlık Günü, Fakültemizde öğrencilerimize de ‘Hoşgeldiniz Günü’ şeklinde farklı bir yapıda kutlanıyor.

Kıbrıs’ın kuzeyinde mimarlık ve mesleğe verilen toplumsal değeri anlayabilmek için, yaşadığımız çevrelere bakmamız ve bu çevreleri ziyaret ettiğimiz başka bazı dünya kentleriyle karşılaştırmamız yeterli olacaktır. Mimarlık mesleği, Avrupa Birliği tarafından tıp ve hukuk yanında ‘insanı ilgilendiren’ üç temel meslek dalı arasında tanımlanmıştır. Mimarlık yapmak sadece bina tasarlamak değildir. Bir başka değişle, mimar sadece bina tasarlamaz. Mimarlık, bir yaşam biçimidir ve mimar aslında bir yaşam biçimini tasarlayan kişidir. Hem form, hem işlevle ilişkili olarak mimarlar, belirli bir işlev için tasarlayacakları binalarda/mekanlarda, kullanıcıların ne şekilde hareket edeceklerini, neler yapacaklarını, hangi mekanı ne şekilde kullanacaklarını da tasarlarlar. Bununla birlikte, mimarların tasarladığı her bina, kentsel çevreye yeni bir katkıdır. Bu katkının olumlu ya da olumsuz oluşu ortaya konan mimarinin başarısına bağlıdır. Tabi başta planlama olmak üzere mimarlığa kardeş diğer disiplinler de ülkedeki yasal mevzuatla birlikte bu durumda önemli rol oynarlar. Kuzey Kıbrıs’ta mimarlık, ne yazık ki yasal mevzuat eskiliği, yetersizliği, planlama eksikliği, duyarsızlık, bilinçsizlik gibi pek çok sebeple, yeterli saygıyı ve değeri görmüyor. Özellikle yakın zamanda mimarlık mesleğini, her türlü zorluğa, olumsuzluğa, siyasi irade eksikliğine, bilinçsiz kullanıcı kitlesine rağmen, saygın şekilde, yerel değerlere saygılı ancak çağdaş, güncel bir tasarım yaklaşımı ile uygulamaya çalışan yeni nesil mimar arkadaşlarımız, hala Kuzey Kıbrıs’ta mimarlık için umut olarak karşımıza çıksa da, başta plansız yapılaşma olmak üzere diğer olumsuz faktörler, kentsel çevrelerimizi, yaşanabilir ve sağlıklı çevreler olmaktan uzak kılıyor.

Hızla gelişen ve büyüyen kentsel ve kırsal çevrelerimizde, pekçok sorunumuz var. Bu yılın Dünya Mimarlık Günü teması "Mimarlık, Bina ve İklim" içinde yer alan iklim kavramı, küresel ısınma, biyolojik çeşitliliğin kaybolması, ekolojik çevrenin kirlenmesi gibi iklimsel değişikliklerden kaynaklı sorunlarla bir arada ele alınıyor. Türkiye Mimarlar Odası’nın Dünya Mimarlık Günü basın bildirisinden bir alıntı, konuyu Kuzey Kıbrıs kentleri için de geçerli olabilecek şekilde, çok net açıklıyor ve öneri sunuyor. 

‘İklim değişikliği, tüm dünyada ve bölgemizde en çok hızlı kentleşme, nüfus artışı ve göçün dönüştürücü etkilerinin görüldüğü büyük yerleşimlerde etkisini göstermektedir. Doğal kaynaklarını kaybeden kentlerimizin iklim değişikliğine ve bu değişikliğin getireceği afetlere karşı koyabilme kapasitesi giderek azalmaktadır. Barınaktan kentsel boyuta kadar, bütün yerleşimlerin fiziksel ortamını oluşturan yapı ve mekân tasarımı olan mimarlık; küresel iklim değişikliğine karşı güvenli, sağlıklı ve yaşanabilir yapılı çevrenin üretimi ile yükümlüdür. …….. Yaşam çevrelerinin oluşturulması aşamasında; en temel insan haklarından olan sağlıklı ve güvenli bir çevrede, barış içinde yaşama hakkının korunması; mimarların, merkezi-yerel yönetimlerin, ilgili tüm kurumların ve meslek örgütlerinin ortak sorumluluğudur. Gelinen aşamada küresel ısınma ve afetlere neden olan iklim değişikliğine karşı mücadele hiçbir şekilde yavaşlatılamaz, ötelenemez ve görmezden gelinemez.’

Bu bilinçle, tüm toplumumuzun, ve meslektaşlarımızın Dünya Mimarlık Günü’nü kutluyor ve bu vesileyle hala daha mimarlık mesleğine, tüm zorluklara rağmen sahip çıkmaya çalışan ve mesleği tüm etik kurallar içinde uygulayan meslektaşlarımıza sevgi ve saygılarımızı sunuyoruz.”