Türkiye’den gelecek suyun yönetimiyle ilgili dün Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası’nda toplantı yapan bazı sendikalar, “suyun yönetiminin özelleştirilmesine” karşı çıktı.

Söz konusu toplantıya katılan sendikalar Doğu Akdeniz Üniversitesi Akademik Personel Sendikası (DAÜ-SEN) aracılığıyla ortak bir açıklama yaptı.

Ortak açıklamada, asrın projesi olarak nitelendirilen projenin sürecinin  Kıbrıslı Türklerin iradesi dışında geliştiği ifade edilerek, suyun yönetimiyle ilgili tartışmalara dikkat çekildi.

Açıklamada, “proje bedeli dahi ilan edilmeyen ve suyun ücretinin saklandığı bir ortamda  suyun yönetiminin Adalet ve Kalkınma Partisi’nin belirleyeceği özel bir şirkete devredilmesinin” konuşulduğu belirtilerek şu ifadelere yer verildi:
“Getirilmesi planlanan su ile aynı miktarda ve kalitede suyun ülkemizde arıtma sistemi ile üretilebilirliği dahi konuşulmadan, bir dayatma ile karşı karşıya bulunuyoruz. Hem de öyle bir dayatma ki su borularının geçtiği yerlerdeki toprağın mülkiyetini bile talep edecek boyutta!”

Ülkedeki su şebekesinin tümünün özel bir şirkete devredileceği, belediyelerin kendi kaynaklarından su satışının yasaklanacağı  ve bundan sonra da özel şirketin insafıyla belirlenecek fiyata su satışına başlanacağı iddia edilen açıklamada, Kıbrıs Türk halkının, iradesi dışında belirlenecek bir fiyattan su almak zorunda kalacağı ileri sürüldü.

“Konuyu ‘Türkiye’nin getirdiği suyu istemiyorlar’ şeklinde yorumlamak , Kıbrıs Türk halkının aklı, varlığı ve iradesi ile alay etmektir” denilen açıklamada, yerel kaynaklar da dahil olmak üzere  özel sektör vasıtası ile Kıbrıs Türk halkına iradesi dışında su satma girişiminin kabul edilemez olduğu belirtildi.

Ortak açıklamada,  “Gelecek olan suyu satın alıp almama tercihine bile sahip olmayan bir toplum var olabilir mi? Böylesi bir dayatmaya karşı onurlu duruş sergileyerek ‘biz suyu nereden almak istersek alma hakkına sahip olmalıyız ve kendi su kaynaklarımızın mülkiyetini özel sektöre devretmek istemiyoruz’ diyen bir halka ‘nankör’ denebilir mi? Kıbrıs Türkü artık varlığına ve iradesine saygı gösterilmesini yüksek sesle talep etmektedir. Buna da herkesin artık kulak vermesinin zamanı gelmiştir” denildi.

Ortak açıklamada, dayatıldığı iddia edilen bu yöntemle belediyelerin önemli gelir kaynaklarından olan su gelirlerinin ellerinden alınmış olacağı kaydedildi.
Açıklamanın sonunda şu ifadeler yer aldı:

“Toplumsal varoluş mücadelesi veren Kıbrıs Türk halkının örgütlü bulunduğu sivil toplum örgütleri olarak bizler hükümet programında da belirtilen kurumlarımızın özerkleştirilmesi girişimlerine tam destek vereceğimizi, her türlü özelleştirmeye ve dayatmaya karşı tüm gücümüzle ne pahasına olursa olsun mücadele edeceğimizi kamuoyunun bilgisine saygılarımızla sunar, halkımızın iradesini temsil ettiğini iddia eden makam sahiplerini de hem kendi hazırladıkları hükümet programına, hem de toplumumuzun hak ve çıkarlarına sahip çıkmaya çağırırız.”

Ortak açıklamada yer alan sendikalar ise şunlar:
“Basın-Sen, BES, Çağ-Sen,  DAÜ BİR-SEN, DAÜ-SEN, Dev-İş Federasyonu, Güç-Sen, Koop-Sen, KTAMS, KTOEÖS, KTÖS, Tıp-İş, Türk-Sen Federasyonu , Vergi-Sen.”