Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda ilk olarak DP-UG Genel Başkanı Serdar Denktaş usul hakkında söz aldı.

İktidarın 39 milletvekiline sahip olduğunu ancak muhalefet katılmasa meclisin nisap sorunu yaşayacak halde olduğunu dile getiren Denktaş, bu durumu eleştirdi.

“UBP eğer meclis işe yaramıyor görüşündeyse, bunu çıksın açık açık söylesin. Biz de ne yapacağımızı bilelim” diyen Denktaş, geniş tabanlı hükümetin ne meclis çalışmalarına ne de sorunların çözümüne desteği olmadığını savundu.

Ardından Ekonomi Maliye Bütçe ve Plan Komitesi Başkanlığı’na Ferdi Sabit Soyer’in seçildiği Genel Kurul’un bilgisine sunuldu.

SİBER MECLİS “ENGEL DEĞİL” PROJESİYLE İLGİLİ YAŞANANLARI ANLATTI

“Projelerin hayata geçirilmesi konusunda yaşananlar” hakkında bilgi vermek üzere kürsüye çıkan Meclis Başkanı Siber, konuşmasının ne iktidarı ne gelmiş geçmiş hükümetleri nede kamu görevlilerini eleştirmek olmadığını dile getirdi.
Amacının sorun tespiti yapmak olduğunu dile getiren Siber, gelinen notayı bir kez daha gözler önüne sermek ve bürokrasinin yarattıklarını ortaya koymak olduğunu kaydetti.

Meclis açılış konuşmasında, Meclis binasının engelli bireylere uygun hale getirilmesi için meclis engel değil isimli bir proje başlattıklarını belirttiğini hatırlatan Siber, geçmiş oturumlarda DP-UG Başkanı Denktaş’ın da konuyla ilgili bir sorusu olduğunu ifade etti.

Siber, projenin kısa süre içinde hayata geçmesi için elinden gelen çabayı gösterdiğini ancak bürokrasi nedeniyle sürecin sarktığını anlattı.

Siber Siber, süreci şöyle anlattı:

“2 yıl önce Meclis kürsüsünde yaptığım o açıklamadan sonra projenin kısa sürede yaşam bulması için girişim başlattım. Özellikle finansman konusunda sıkıntı yaşamayacağımızı öğrendiğimde doğrusu çok sevinmiştim. Çünkü bir projede karşılaşılabilecek en büyük sıkıntı hepimizin bildiği gibi kaynak bulma zorluğudur. Finansmanı Türkiye Cumhuriyeti kaynaklarından ve Meclis bütçesinden karşılayabilecektik.

Bu nedenle ilk iş olarak, KTMM Odası’nı arayarak  proje ile ilgili  gönüllü katkı  talep ettim. Bu talep olumlu karşılandı ve Mimarlar Odası proje ile ilgili bir ön çalışma yaparak Meclis Başkanlığı’na sundu. Daha sonra  kamu binaları ile ilgili projelerin ve maliyet keşfinin Planlama İnşaat Dairesi tarafından yapılması gerektiği bilgisini alınca sözlü olarak Planlama İnşaat dairesinden çalışma talep ettim.

18 Haziran 2014’te çalışmanın tamamlandığına ve 468.993 TL’lik maliyet keşfi yapıldığına dair Planlama İnşaat Dairesi Meclis Başkanlığına yazı gönderdi. Hemen ertesi gün, Maliye Bakanlığına meblağın blokesini talep yazısı gönderdim.

10-11-2014 de Maliye Bakanlığı’ndan bloke yazısı geldi. Bütçesi de artık hazır olan projenin, 23 Aralık 2014 yılında Merkezi İhale Komisyonu’na gönderildiği bilgisini de aldık.  Artık işin sonuna geldiğimizi düşünüyordum. O günlerde proje ile ilgili gelen sorulara ve özellikle konuyla ilgili sivil toplum örgütlerine yaptığım açıklamalarda da “ihale sonucunu bekliyoruz” yanıtını vermekteydim.

Fakat ihale sonucunu beklerken maalesef yeni bir yıla girmiştik. Ocak ayında, 20-01-2015 de Planlama ve İnşaat Dairesi’nden bir yazı geldi. Yazıda, Merkezi İhale Komisyonu Başkanı,  blokenin 2014 yılına ait olduğunu ve 2015 için yeni bloke yapılması gerektiğini belirtiyordu. Bunun üzerine tüm bu yazışmalara yeniden başladım.

Önce Maliye Bakanlığı’na tekrar yazı yazarak 2015 yılı bütçesi için yeniden bloke istedim. 26 -2 -2015’ te Maliye Bakanlığı’ndan onay yazısı geldi. Aldığım onay yazısını yeniden Planlama ve İnşaat dairesine bir yazıyla ilettim.  O da Merkezi İhale Komisyonu’na iletti. Bu bürokratik işlemlerden sonra doğal olarak artık ihaleye çıkılmasını bekliyordum.

Fakat zaman geçiyordu ve bir haber yoktu. Bunun üzerine ne olup bittiğini öğrenmek için 5 Ağustos 2015’ te  Planlama ve İnşaat Dairesi’nden yazılı bilgi talep ettim. Gelen cevabi yazıda, Meclis tatilinde inşaatın başlamasının daha uygun olacağını tarafımızdan sözlü talep edildiğini, bu nedenle ihale dosyasının bekletildiğini ve 3 Haziran 2015’te Merkezi İhale Komisyonu’na gönderildiğini ifade ediliyordu. Yazı aynen şu ifadelerle devam ediyordu: ‘3 Haziran 2015’te gönderdiğimiz ihale dosyası, Merkezi İhale Tüzüğü’nde değişiklikler yapıldığı gerekçesi ile 6 Ağustos 2015’te elden dairemize geri gönderilmiştir. İhale tüzüğündeki değişiklikler 2 Temmuz 2015’te yapılmasına rağmen,  ihale belgelerinde yapılan değişiklikler 6 Ağustos 2015’te dairemize iletilmiş ve aynı gün gerekli düzeltmeler yapılarak Merkezi İhale Komisyonuna geri gönderilmiştir’. 

Neticede dosyamız 3. kez tekrar Merkezi İhale Komisyonu’na gönderiliyordu ve artık ihaleye çıkılacak ve sonuçlanacak diye yeni bir umut başlıyordu. Bir taraftan da yine yılın sonuna yaklaşıyorduk ama doğrusu artık bir pürüz çıkmaz diye umut ediyordum. Bu arada sürekli telefonda arıyor ve merkezi İhale komisyonu başkanından bilgi talep ediyordum.

Merkezi ihale Komisyonu başkanı ile yaptığım son telefon görüşmesinde ihalenin Eylül sonu açılacağı bilgisini aldım. Nihayet derin bir nefes almıştım ve bu müjdeyi de Meclis açılış konuşmasında meclis başkan yardımcısının yaptığı konuşmada paylaştık. O konuşmada, 30 Eylül’de ihale açılacak diye 1 Ekim’de ‘ihale açıldı’ bilgisini verme hatasına düştük ne yazık ki... Bu tutanaklara da maalesef böyle yansıdı.”

“Engelsiz meclis kendi yarattığımız engellerimize takıldı o yüzden 2016’ya kaldı” diyen Siber, dün ihalenin açıldığı bilgisini aldığını ancak 2014’te yapılan maliye keşif üzerinden 2 yıl geçtiğini ve döviz kur farkı nedeniyle 60 bin TL maliyet farkı oluştuğunu kaydetti.

Bu gerçeklerle yüzleşilmesi ve vatandaşın devletle ilişkilerinde nasıl bir bürokratik engellerle karşılaştığının da görülmesi gerektiğini anlatan Siber, böylece vatandaş ve sivil toplumdan gelen şikâyetlerin daha iyi anlaşılabileceğini dile getirdi.

Bunun gibi birçok örneğe daha rastlanabileceğini anlatan Siber, “Akıncılar yolu ne oldu sorusunun cevabı da buradadır” dedi.

Bu konuşmanın şikâyet değil, duyarlılığı artırmak amaçlı yapıldığını Siber konuşmasını şöyle tamamladı:

“Sonuç olarak, 40 yılda yarattığımız bu hantal yapıyı hemen değiştirmek mümkün olmasa da özellikle son dönemlerde gittikçe yükselen hoşnutsuzluk ve bu yapının sürdürülemez olduğu konusunda toplumda oluşan ortak görüş ve reform isteği en güçlü motivasyondur diye düşünüyorum. Üzerimize düşen görev,  sürekli değiştirilen tüzüklerle değil, yasa ile ihaleleri açmak.

Komitemizin gündeminde olan Kamu İhale Yasası’nı bir an önce geçirmek ve bir de bürokrasiyi bugünkü hantal yapısından kurtarmak.

Şu sözümü bir kez daha tekrarlıyorum. Kıbrıs sorununu çözmek sadece kendi irademizle mümkün değil ama kendi iç kurumsal yapımızı düzeltme iradesi büyük ölçüde elimizdedir. Olası bir çözümde de kendi içyapımızı düzeltmenin yine bizim görev ve sorumluluğumuzda olacağını unutmadan, bu yapıyı iyileştirici somut adımlar atmalıyız.”

Genç İş Adamları Derneği (GİAD) ve beraberindeki Avrasya Ekonomik İlişkiler Derneği (EkoAvrasya), Tüm Karadeniz Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜKSİAD) heyeti de Meclis Genel Kurulu’nu izliyor.