Özge Kizir

Yasadışı kürtaj olayı zanlılarının serbest kalmalarını hatalı bularak istinafa giden Başsavcılığa tepki geldi. Avukat Seyhan Yıldırım savcılığın otopsi raporunun peşine düşmediğini savunarak, “Savcılık şov yapıyor” dedi.

Avukat Mustafa Asena, Başsavcının zanlıların tutuklu yargılanmalarının soruşturma için daha doğru olacağını belirtirken, “Serbest kaldıkları zaman Adli Tıp’tan tam netice gelmemişti. Şimdi Türkiye’de her şey olur. Parayı bastırırsan rapor da değişir. Savcılığın, bu konuda endişesi olduğunu düşünüyorum” şeklinde konuştu.

Avukat Boysan Boyra ise “Teminat şartlarını yeterli bulmadı ve bu nedenle istinaf etti. Olaya baktığımızda Kaza Mahkemesi’nin büyük bir hata işlemiş olduğunu düşünmüyorum” yorumunda bulundu.

Girne’de meydana gelen yasadışı kürtaj olayıyla ilgili kısa bir süre önce Girne Kaza Mahkemesi kararıyla, ağır teminat şartları sonrası serbest kalan 6 zanlıyla ilgili kararı hatalı bulan Başsavcılık istinafa başvurdu. Yaşanan gelişmeyi Haberal Kıbrıslı gazetesine değerlendiren avukat Seyhan Yıldırım, Mustafa Asena ve Boysan Boyra çarpıcı açıklamalarda bulundu. Avukat Seyhan Yıldırım, KKTC’ye otopsi raporun getirilmediğini kaydetti. 

Savcılığın kararını eleştiren Yıldırım, “Bu raporu KKTC’ye getirirlerse ve o raporda çocuğun ciğerine hava gittiği tespit edilirse, cinayet davasına döner ve tekrar tutuklanabilirler. Çünkü cinayet davasında teminata bağlama olayı yoktur. Savcılık tamamıyla şov yapıyor. Eğer ciddi olsalardı otopsi raporunun peşine düşerler, Türkiye’deki muhataplarıyla temasa geçerler ve otopsi raporunu getirtirler” dedi.

“Savcılık eğer adaleti uygulamak istiyorsa tek yapması gereken Türkiye’deki otopsi raporunu buraya getirtmektir”

Otopsi raporunun çıkmasının normal süresinin 5 gün olduğunu ifade eden Yıldırım şunları söyledi: 

“Ben iddia ediyorum ki o otopsi raporu KKTC’ye getirilmeyecek. Bu adamlara dava okunacak. Fakat bu adamlara ‘cinayet’ değil ‘kürtaj davası’ okunacak. Durum böyleyken tribünlere oynayıp mahkemeyi de zor durumda bırakacak şekilde ‘istinaf ediyorum’ demenin bir anlamı yoktur. Savcılık eğer adaleti uygulamak istiyorsa tek yapması gereken Türkiye’deki otopsi raporunu buraya getirtmektir.” 

“Bir tanesi yasadışı kürtaj, diğeri ise cinayettir”

Çocuk cesedinden bir tanesinin Türkiye’de olduğunu belirten Yıldırım, “İki durum vardır. Bir tanesi ‘yasadışı kürtaj’, diğeri ise ‘cinayet’tir. Yasa dışı kürtajın cezası 3 seneye kadardır. Cinayet ise ve böyle planlıysa, müebbede kadar cezası vardır. Burada yapılan durumda çocuklardan birinin cesedi Türkiye’dedir. Yollanılma sebebi de güya KKTC’de bir otopsi raporu hazırlanamayacağıyla ilgilidir” şeklinde konuştu.

“İnsanlar bırakılmadan 10 gün önce Savcılık mahkemeye gelerek beyan etti ve ‘ben bu raporu getireceğim’ dedi”

Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti: 

“İnsanlar bırakılmadan 10 gün önce Savcılık mahkemeye gelerek beyan etti ve ‘Ben bu raporu getireceğim’ dedi. Mahkeme de ne gün getireceklerini sordu. 5 gün sonra getireceğini söyledi. Savcılık 5 gün sonra geldi ‘Ben raporu hazırlayamadım, bana 5 gün daha süre verin’ dedi. 5 gün daha geçti, yine Savcılık geldi ve ‘Ben yine raporu hazırlayamadım’ dedi. Bunun üzerine bu insanlar salıverildi. 

“Bu işin tek sırrı Türkiye’de ki otopsi raporunun KKTC’ye getirilmesidir”

Şimdi Savcılık kendisinin mahvettiği bir davada istinaf etse ne olacak, etmese ne olacak! Bu işin tek sırrı Türkiye’de ki otopsi raporunun KKTC’ye getirilmesidir. Bununla ilgili bu ülkede bir Başsavcı vardır. Bu Başsavcının Türkiye’de bir muhatabı vardır. Telefonu kaldırdığı andan itibaren Türkiye’yi arayıp bu raporun hızlandırılmasını rica edebilir veyahut Elçilikteki Hukuk Bölümü’ne müracaat edebilir. 

“Bir başsavcıyı bu konuda kıracaklarını sanmıyorum”

Bir Başsavcıyı bu konuda kıracaklarını sanmıyorum. Fakat bunların hiçbirini yapmazsa ve iki buçuk aydır otopsi raporu KKTC’ye gelmezse ve bu kişilerin salıverilmesindeki esas neden bu otopsi raporudur. O zaman böyle istinaf etmenin reklamdan başka faydası olmaz.”

Asena: “Soruşturmanın selameti için daha doğru olacak bir harekettir”

Avukat Mustafa Asena, Başsavcının zanlıların tutuklu yargılanmalarının soruşturma için daha doğru olacağını belirtti. Asena, “Bu mahkeme serbest kalmaları halinde soruşturma tam anlamıyla tamamlanmadığı için mevcut konumda değişiklik yapabilecekleri veya soruşturmayı etkileyebilecekleri iddiasıyla Başsavcılık istinaf yaptı şeklinde anladım. Başsavcı bunların serbest kalmaları değil, tutuklu yargılanmaları, soruşturmanın selameti için daha doğru olacak bir harekettir düşüncesindedir. Bu nedenle yaptığını düşünüyorum” dedi.

“Parayı bastırırsan rapor da değişir”

Kararın içeriği konusunda detaylı bir bilgiye sahip olmadığını ifade eden Asena, “Bu konuda ‘doğrudur’ veya ‘yanlış’ diye açıklamada bulunmak yanlış olur. Ancak bildiğimiz bir şey vardır, serbest kaldıkları zaman Adli Tıp’tan tam netice gelmemişti. Şimdi Türkiye’de her şey olur. Parayı bastırırsan rapor da değişir. Savcılığın da bu konuda endişeli olduğu düşüncesindeyim” şeklinde konuştu.

Boyra: “Teminat şartlarını yeterli bulmadı ve bu nedenle istinaf etti”

Avukat Boysan Boyra, mahkemenin koyduğu kefalet miktarlarının teminat şartları açısından yeterli bulunmadığını kaydetti. Boyra, “Teminat şartlarını yeterli bulmadı ve bu nedenle istinaf etti. Olaya baktığımızda Kaza Mahkemesi’nin büyük bir hata işlemiş olduğunu düşünmüyorum. Çünkü yargılanan kişiler, bağımsız bir mahkeme tarafından yargılanıncaya kadar masum kabul edilmektedirler. Henüz daha yargılama başlamadı. Bu teminat, mahkeme gününde mahkemede hazır bulunmayı taahhüt edenler için alınır. Yani bu taahhütlerini yerine getirmeleri içindir. Kaçmalarını önlemek için konulan kefalet miktarlarıdır” ifadesini kullandı.

“KKTC’de uygulanan teminat şartlarına da bakıldığında aslında çokta farklı değildir”

Söz konusu kişilerin ülkenin vatandaşı olduklarına dikkat çeken Boyra şöyle konuştu: 

“Söz konusu kişiler özellikle doktorlar üstelik bu ülkenin vatandaşıdırlar. Bu açıdan olaya baktığımızda kefalet miktarlarını çok fazla düşük görmedim. Bir avukat olarak çok düşük görmedim. KKTC’de uygulanan teminat şartları da bakıldığında aslında çok da farklı değildir. Yani bugüne kadar milyonlar alındı da, ilk defa bunlarda mı 200-300’lere düştü. Rakamlara bakıldığında bana göre yeterli bir teminattır. Ötekiler içinde aynı şey geçerlidir. Bununla beraber henüz okunan bir dava da yoktur. Kişilere adam öldürme davası okundu mu? Hayır. Diğer açıdan baktığınızda itham ettikleri suçu da görsek iyi olurdu.”